Esas No: 2022/506
Karar No: 2022/5879
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/506 Esas 2022/5879 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/506 E. , 2022/5879 K.Özet:
Davacı kadın, düğünden hemen sonra elinden alınan ve kasanın içinde muhafaza edilmesi gereken ziynetlerinin davalı erkek tarafından rızası dışında alındığını iddia etmiş, mahkeme ise davanın reddine karar vermiştir. Ancak temyiz sürecinde, kadının tehdit altında olduğu ve altınları alamadığına dair tanık beyanları dikkate alınarak karar bozulmuştur. Mahkeme, delillerin birlikte değerlendirilip bilirkişi raporu da alınarak sonuca ulaşılması gerektiğini belirtmiştir. Kararda, kanun maddesi açıklaması yer almamıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın, dava dilekçesinde dava konusu ziynetlerin bir kısmının düğünden hemen sonra elinden alındığını, kalanların ise kasada saklanılmak üzere rızası dışında elinden alındığını, evden hakaret, kötü muamele ve tehdit altında ayrılmak zorunda kaldığını, evden ayrılırken davalı erkeğin altınlarını vermediğini ileri sürmüştür. Davalı erkek ise altınlarını ve diğer istediği tüm eşyalarını alarak evden ayrıldığını, eşyalarını hazırlarken yanında olmadığını belirtmiştir. İlk derece mahkemesince, davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine hükmedilmiştir.
Hayat deneylerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı erkeğin zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan, söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev’idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür.
Davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların yanında olmadığını, götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır.
Davacı kadın, dava dilekçesinde olay günü yakınları ile birlikte eşyalarını hazırlar iken davalı erkeğin tabancasının şarjörü ile oynamaya başladığını, bunu gören yakınlarının ise “hemen çıkalım” demesi üzerine evden ayrıldıklarını, silahla oynayarak kendisini ve yakınlarını tehdit altında bıraktığını bunun üzerine korkarak altınları almadan ayrıldığını belirtmiştir.
Somut davada, kadının olay günü erkeğin tehdidi nedeni ile babasının evine gittiği, kadının evden ayrılır iken yanında olan dayısı ve annesinin tanık beyanlarında , kadının yanında ziynet eşyası bulunmadığına ilişkin ifadeleri ile ayrılmadan sonra da barışma görüşmesi için erkek ve ailesi ile yapılan görüşme esnasında erkeğin babasının “altınların evde olduğu, kadının eve dönmesi halinde altınların verileceğini” beyan etmesiyle tanık beyanları karşısında kadının evden ayrılırken tehdit altında olduğu ve iddia ettiği üzere kasada bulunan altınları alamadığının kabulü gerekir. O halde mahkemece yapılacak iş, tarafların iddia ve savunmaları da gözönüne alınarak dosyada mevcut tüm delillerin gerekirse bilirkişi raporu da alınmak suretiyle birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, davanın reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15.06.2022 (Çrş.)