Esas No: 2021/2260
Karar No: 2021/2260
Karar Tarihi: 23/2/2022
AYM 2021/2260 Başvuru Numaralı HÜSNÜ ESEN Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
HÜSNÜ ESEN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2021/2260) |
|
Karar Tarihi: 23/2/2022 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Tuğçe TAKCI |
Başvurucu |
: |
Hüsnü ESEN |
Vekili |
: |
Av. Ali SAMSUM |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kanser hastasının tedavisinde gerekli ilacın ithali için ödemesinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması amacıyla yapılan talebin reddedilmesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/1/2021 tarihinde yapılmıştır.
3. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Başvurucu, tedavisi süresince ilaç bedelinin ilacın ithalinde yetkili kuruluşa Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ödenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Başvurucunun tedbir talebinin 29/3/2021 tarihinde kabulüne karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. 1948 doğumlu olan başvurucuya bronş ve akciğer maling neoplazmı (akciğer kanseri) tanısı konulmuştur.
8. Başvurucunun tedavisini izleyen hekim, tedavide en isabetli seçeneğin pembrolizumab etken maddeli Keytruda adlı ilaç olduğunu değerlenmiştir. Başvurucunun başvurusu üzerine Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu anılan ilacın kullanılmasına onay vermiştir.
9. Başvurucu, vekili aracılığıyla SGK"ya başvurarak Keytruda isimli ilacın bedelinin SGK tarafından karşılanmasını talep etmiştir. SGK bu talebi reddetmiştir. Başvurucu, ret işleminin iptali talebiyle Bursa 4. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açıp idari işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesini de talep etmiştir.
10. İdare Mahkemesi 17/12/2020 tarihinde dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Karara yapılan itiraz İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Sekizinci İdari Dava Dairesi tarafından reddedilmiştir.
11. Başvurucu, yürütmenin durdurulması kararı gereğince yeniden SGK"ya başvurmuştur. Başvuru, ilacın bedelinin Şahıs Ödemeleri Sistemi"nden ödenerek kayıt altına alındığı ve buradan takibinin yapıldığı bildirilerek reddedilmiştir.
12. Başvurucu, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak tedavisi süresince ilaç bedelinin ilacın ithalinde yetkili kuruluşa SGK tarafından ödenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Anayasa Mahkemesi 29/3/2021 tarihinde tedbir talebini kabul etmiştir.
13. UYAP üzerinden yapılan incelemede, İdare Mahkemesinin 3/3/2021 tarihinde "... bronş ve akciğer malign neoplazmı tanısı konulan davacının hastalığının tedavisinde pembrolizumab etkin maddeli ilacın kullanılması gerektiğinin hekim tarafından belirtildiği, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunca da söz konusu ilacın kullanılmasının uygun bulunduğu, bu ilacın kullanımının bronş ve akciğer malign neoplazmı tanısı konulan davacının hastalığının tedavisinde yaşamsal önemi haiz olduğu, ..." gerekçesiyle ilaç bedelinin ödenmesi talepli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verdiği anlaşılmıştır.
14. Söz konusu karara karşı SGK vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi devam etmektedir. Ayrıca başvurucunun bireysel başvuruda bulunduktan sonra 3/8/2021 tarihinde hayatını kaybettiği anlaşılmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Anayasa Mahkemesinin 23/2/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
16. Başvurucu; hastalığının tedavisi için gerekli olan ilacın maliyetinin yüksek olması nedeniyle ilacı kendi imkânlarıyla tedarik edemediğini, bu nedenle kendisi açısından hayati önemi olan tedavinin gerçekleşememesine bağlı olarak maddi ve manevi bütünlüğünün tehlikeye gireceğini belirtmiş, maddi ve manevi varlığın korunması hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
17. Bakanlık görüşünde, iddiaya konu yargılamanın derdest olduğunun başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinde dikkate alınması gerektiğine değinilmiştir. Bakanlık ayrıca devletin vatandaşlarının maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkını korumak için gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğunu fakat bu yükümlülüğün sınırsız olmadığını ifade etmiştir. Bakanlık son olarak anılan ilacın ödeme listesinde bulunmadığının, ilacın ruhsat sahibi firmasınca "Rezeke edilemeyen veya metastik malign melanoma" ve "Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri (KHDAK)" endikasyonunda geri ödeme kapsamına alınması yönünde SGK"ya başvuru yapıldığının, değerlendirme süreçleri devam etmekte iken ilgili firma tarafından geri ödemeye ilişkin talebin geri çekildiğinin, ilacın geri ödeme kapsamına alınabilmesi için ruhsat sahibi firmanın yeniden talepte bulunması gerektiğinin SGK"ca bildirildiğini ve başvurucunun gerektiği gibi muayene ve tedavi alamadığı yönünde bir şikâyetinin bulunmadığını belirtmiştir.
B. Değerlendirme
1. Adli Yardım Talebi Yönünden
18. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
2. İhlal İddiası Yönünden
19. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün (İçtüzük) 80. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
...
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.
..."
20. Anayasa Mahkemesi Asya Oktay ve diğerleri (B. No: 2014/3549, 22/3/2017, §§ 18-21) kararında başvurucunun bireysel başvurunun yapıldığı tarihten sonra ölmesi durumunda başvurunun incelenmesine devam edilip edilemeyeceğine ilişkin ilkeleri belirlemiştir. Asya Oktay ve diğerleri içtihadından sonraki dönemde Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru devam ederken başvurucunun ölmesi durumunda ölüm tarihinden sonra makul bir süre içinde kendiliğinden Anayasa Mahkemesine başvurarak başvuruya devam etmek istediğini bildiren mirasçıların -menfaatlerinin bulunup bulunmadığını da gözeterek- başvurularını incelemiştir (diğerleri arasından bkz. Ayten Yeğenoğlu, B. No: 2015/1685, 23/5/2018 [ölümden yaklaşık üç ay sonra]; Fatma Ülker Akkaya, B. No: 2014/18979, 22/2/2018 [ölümden iki ay sonra]). Mirasçıların başvuruyu devam ettirme yönündeki iradelerini Anayasa Mahkemesine bildirmediği hâllerde ise düşme kararı verilmektedir (Ali Sedat Yücelik ve diğerleri, B. No: 2015/2574, 9/5/2018, §§ 22-25; Abbas Çelik ve diğerleri, B. No: 2014/749, 7/3/2018, §§ 26-29; Haşim Özpolat, B. No: 2014/3140, 21/9/2017, § 19; Şükran Çopuraslan, B. No: 2014/4695, 14/9/2017, § 22).
21. Anayasa Mahkemesi T.G. (B. No: 2017/21163, 9/1/2019, §§ 17-20) kararında bireysel başvuru yapıldıktan sonra ölen başvurucuların mirasçılarının başvuruyu devam ettirme yönündeki taleplerini Anayasa Mahkemesine iletebilecekleri makul süreyi -haklı mazeretler saklı kalmak kaydıyla- ölüm tarihinden itibaren dört ay olarak tespit etmiştir.
22. Başvurucunun bireysel başvuru tarihinden sonra 3/8/2021 tarihinde yaşamını yitirdiği anlaşılmıştır. Ancak başvurucunun mirasçıları ölüm tarihinden itibaren dört ay içinde başvuruyu devam ettirmek istediklerine ilişkin taleplerini Anayasa Mahkemesine iletmemiştir. Öte yandan başvurunun incelenmesine devam etmeyi gerekli kılan ve İçtüzük"ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen nedenlerden birinin de bulunmadığı değerlendirilmiştir.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin düşmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun DÜŞMESİNE,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 23/2/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.