Esas No: 2021/4857
Karar No: 2022/3092
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4857 Esas 2022/3092 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/4857 E. , 2022/3092 K.Özet:
Konkordato davasıyla ilgili olarak Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen hüküm, alacaklıların talep ettiği konulara ilişkin olarak istinaf taleplerini kabul ederken diğerlerini reddetti. Davacı tarafından temyiz edilen karar, resen gözetilmek üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak incelenerek reddedildi. Muhalefet şerhinde ise, konkordatonun tasdik şartları incelenerek kararın bozulması gerektiği belirtildi.
Kararın dayandığı delillerin ve yasal gerektirici nedenlerin HMK 355. maddedeki kamu düzenine uygunluğu resen gözetildi. Konkordato talebinin hangi şartlar altında kabul edilebileceği İİK’nın 305. maddesinde belirtilmekle birlikte, şirketin borca batık durumunda olmaması konkordato talebinin önündeki engellerden biri olarak kabul edilmemektedir. Alacakların miktarına göre kademeli olarak vadelendirme yapılması, konkordato talebinin maniple edilmesini sağlayacak bir araç olarak kullanılabilir iddiası muhalefet şerhinde soyut bir iddiadan ibaret olarak gösterilerek kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki konkordato davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın alacaklılar .... ve ... yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, diğerlerinin taleplerinin reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 06.06.2022 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Talep, konkordatonun tasdiki istemine ilişkin olup; yerel mahkemece korkordatonun tasdikine ilişkin kararının istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin bir kısım alacaklılar yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davacı şirketin konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.
Konkordatonun tasdik şartları İİK’nın 305. maddesinde sayılmış olup, bunların içinde talep eden şirketin borca batık durumda olması aranmamıştır. Şirketin borca batık olmamasına rağmen ödemelerini yapamıyor veya ödeme güçlüğü içerisinde olması talep için yeterli sayılmıştır. İstinaf dairesince şirketin %162 oranında varlık/ borç oranına sahip olduğu belirtilmiş ve raporda 2019-2020 dönemine ilişkin veri sunulmadığı belirtilmiş ise de, aktiflerinin pasiflerinden fazla olması talebe engel olmadığı gibi istinaf dairesince de 2019-2020 dönemine ilişkin ayrı bir rapor alınmamış, bir tespit yapılmadan karar verilmiştir.
Yine alacakların miktarına göre kademeli olarak vadelendirme yapılarak konkordato istenmesi, oylamanın manüpüle edilmesi için bir araç olarak kullanıldığı belirtilmiş ise de, bununla ilgili soyut iddia dışında bir bilgi bulunmamaktadır. Neticede konkordato talebine yasanın belirlediği nisaptaki alacaklılar karar verecektir. Sırf daha düşük miktardaki alacaklıların daha önce ödenmesi talebi manupülasyon olarak değerlendirilemez. Böyle bir iddia da ileri sürülmediği gibi aksi düşüncede olunsa dahi mevcut çoğunluğun talebin reddine yeterli olduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekir.
Bu hususlar dikkate alınarak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin kararının bozulması gerektiği düşüncemle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım.