Esas No: 2022/5409
Karar No: 2022/6140
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5409 Esas 2022/6140 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/5409 E. , 2022/6140 K.Özet:
Boşanma davası açan kadının dava reddedilmiştir. Ancak temyizde davacı kadının lehine karar verilmiştir. Davalı erkeğin suç işlemesi, cezaevine girmesi, evlilik birliğini olumsuz etkilemesi ve tam kusurlu olduğu gibi nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı belirtilerek boşanma talebinin kabul edilmesine karar verilmiştir.
Kararda geçen Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 166/3., 166/5., 174/1., 174/3., 175/1.maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen davaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak davacı kadın tarafından boşanma davası açılmıştır. Açılan boşanma davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda; “Davacı tarafından dava dilekçesinde davalının olumsuz yaşantısı nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddia edilmiş, başkaca somut iddia ortaya konulmadığı, davacı tanıklarının taraflar arasındaki son olaya ve taraflar arasında yaşanan herhangi bir geçimsizliğe ilişkin bilgilerinin bulunmadığı, tanıkların beyanlarının bir kısmının görgüye dayalı olayıp davacıdan duyum yolu ile edinildiği, buna göre davalı kocanın boşanmayı gerektiren kusurlu bir davranışı ispatlanamadığı, her ne kadar tanıklar davalının uyuşturucu ve hırsızlıkla ilgili suçlardan cezaevine girdiğini beyan etmiş iseler de davalı kocanın sabıka kaydının incelenmesinden davalının bu suçlardan cezalandırılmadığı, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/338 E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davalının suç işleme amacıyla örgüt kurma, yönetme, dolandırıcılık, sahtecilik suçların nedeniyle yürütülen soruşturma sırasında tutuklandığı, mahkememizdeki yargılamanın devamı sırasında tahliyesine karar verildiği, anılan dosya içeriğinin tek başına taraflar arasındaki evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet vereceğini ispata elverişli olmadığı anlaşılmakla fiili ayrılık da tek başına boşanma sebebi olmadığı, davacı kadının davasını ispatlayamadığı” gerekçesiyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince esastan ret kararı verilmiş, karar davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı kadın dava dilekçesinde “davalı ile yaklaşık 25 yıldır evli olduklarını, bu evliliklerinden reşit iki çocukları olduğunu, davalı ile evliliklerinin son 25 senesinden beri ayrı yaşadıklarını başlarda yaşadıkları problemlerin ayrı yaşamalarına etken olduğu gibi davalının şu anda cezaevinde olmasının da yaşantısının özeti olduğunu, davalının çocuklarına olumsuz örnek olduğunu, yaşantısını da olumsuz etkilediğini, davalı ile daha önce boşanma konusunda sulh etmiş olmalarına rağmen davaya katılmayıp boşanmadan vazgeçtiğini, açıklanan nedenlere göre boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.”
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin iş bu dava tarihinde suç işleme amacıyla örgüt kurma, yönetme, dolandırıcılık, sahtecilik suçların nedeniyle ceza evinde olduğu, her ne kadar dava devam ederken cezaevinden tahliye olmuş ise de, temyiz inceleme tarihi ile bu suçtan mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakla birlikte erkeğin dosyaya eklenen müddetnamesinden 2012 yılında yine aynı suçları işlediği ve ceza aldığı anlaşılmaktadır. Bu halde boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin olumsuz yaşantısı, ceza evine girip çıktığı, işlediği suçların niteliği, tanık beyanlarından davalı erkeğin etrafta kendisiyle ilgili dolandırıcılık yaptığı şekilde anılmasına
sebep olduğu, evlilik birliği devam ederken de evine düzenli gelip gitmediği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin bu şekilde temelinden sarsıldığı, devamında taraflar ve toplum için bir yararın kalmadığı, kadının birliği devam ettirmeye zorlanamayacağı, bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu kadının davasının reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi.22.06.2022 (Çrş.)