Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3992 Esas 2022/6122 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3992
Karar No: 2022/6122
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3992 Esas 2022/6122 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, davacı kadın ve davalı koca arasındaki ilişkiyi temelinden sarsacak nedenlerin mevcut olduğundan bahsedilmiştir. Ancak, davalı kocanın tamamen kusurlu olduğu ve davacı kadına hiçbir kusur atfedilemeyeceği belirtilerek, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddedilmesi doğru bulunmamıştır. Bölge adliye mahkemesi kararı bu sebeple bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu madde 166/2
- Türk Medeni Kanunu madde 174/1.
2. Hukuk Dairesi         2022/3992 E.  ,  2022/6122 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, ilk derece mahkemesince "Tarafların barışma sürecinde ayrı ev tuttuğu ancak erkeğin ısrarla ayrı evi kapatarak annesiyle oturması için kadını zorladığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı ve bu ... isimli kadınla ilişkisini devam ettirerek kadına ayrı bir ev açtığı dikkate alınarak evlilik birliğinin temelinden çöktüğü, birliğin temelinden çökmesinde davalı erkeğin tam kusurlu olduğu” gerekçesi ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine hükmedilmiştir. Bu karar taraflarca istinaf edilmiş ve bölge adliye mahkemesince “Davacı kadın tarafından 09/02/2018 tarihinde ... Aile Mahkemesinin 2018/246 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığı, 12/12/2018 tarihinde davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın 01/07/2020 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın ise 5 gün sonra 06/07/2020 tarihinde açıldığı, davacı kadının reddedilen ve kesinleşen davadaki aynı vakıalara bu davada da dayandığı, dinlenen tanık beyanlarının soyut ve duyuma dayalı beyanda bulundukları gibi reddedilen ilk davadan iş bu davanın açılmasına kadar olan kısa süre içerisinde de erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlanamadığı bu nedenlerle erkeğe kusur verilmesinin hatalı olduğu, kadının kusurlu davranışlarının ispatlanamadığı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda tarafların kusursuz oldukları anlaşıldığı” gerekçesi ile kadın yararına hükmedilen tazminatların kaldırılmasına karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesinin bu hükmü davacı kadın tarafından yukarıda gösterilen sebeplerle temyiz edilmiştir.
    Davacı kadın tarafından daha önce açılan ve tarafların barışması nedeniyle reddine karar verilen boşanma davası sürecinde, taraflar kısa bir süre birlikte yaşamaya devam etmiş ve sonrasında erkeğin sadakatsiz davranışlarına devam etmesi nedeniyle yeniden ayrı yaşamaya başlamışlar ve ret kararının kesinleşmesinden sonra da temyize konu dava açılmıştır. Davacı kadın dava dilekçesinde açıkça tarafların 29/05/2019 tarihinden itibaren ayrı yaşamaya başladıklarını ileri sürmüş ve yargılama sırasında dinlenilen tanıklarca da bu durum beyan edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince "Boşanmaya neden olan olaylarda kadının daha önce açılan ve reddedilen aynı vakıalara dayandığı, tanık beyanlarının soyut olduğu ve kesinleşmeden 5 gün sonra açılan bu davada erkeğin kusurunun ispatlanmadığı, dolayısıyla tarafların kusuru olmadığı" kabul edilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, tarafların barışmasından sonra da davalı kocanın başka bir kadın ile birlikteliğini devam ettirdiği yargılama sırasında doğan çocuğu tanıma yoluyla nüfusuna geçirdiği, tanık beyanları ile anlaşılmaktadır. Açıklanan bu davranışı nedeniyle davalı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olup, davacıya atfedilecek herhangi bir kusur gerçekleşmemiştir. Hal böyle iken tarafların kusursuz olduklarının kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadının maddî ve manevî tazminat isteğinin reddedilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 22.06.2022 (Çrş.)












    Hemen Ara