Esas No: 2021/7035
Karar No: 2022/6223
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/7035 Esas 2022/6223 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/7035 E. , 2022/6223 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir.
1-Davalı kadının temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı HMK’nun 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar “78.630 TL” olarak belirlenmiştir.
Somut olayda, davalı kadın aleyhine 70.083,24 TL alacağa hükmedildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, mahkemece davacının alacağı olarak belirlenen 70.083,24 TL karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığı anlaşıldığından bölge adliye mahkemesinin kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir. Açıklanan nedenle, davalı kadının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-Davacı erkeğin davaya konu 492 ada 1 parselde kayıtlı 2 numaralı meskene yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Tasfiyeye konu malın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK'nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu malın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Somut olayda, dava konusu taşınmazın 19.04.2006 tarihinde, 56.000 TL bedelli konut kredisi kullanılmak suretiyle davalı kadın adına edinildiği, 120 ay vadeli bu kredinin 54 taksitinin evlilik içinde ödendiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre edinim değerinin 77.186,23 TL olarak tespit edildiği, mahkemece, evlilik içinde ödenen kredi toplamı taşınmazın tespit edilen güncel değerinden düşülmek suretiyle ortaya çıkan tutarın yarısına katılma alacağı olarak hükmedildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamaları doğrultusunda, edinim değerinden taşınmazın alımında kullanılan kredi çıkarıldıktan sonra kalan miktarın aksi ispatlanamadığından edinilmiş mal kabul edilmesi, bununla beraber evlilik içinde ödenen kredi tutarı da edinilmiş mal olduğundan, edinilmiş mal tutarının taşınmazın edinim değeri içindeki oranı bulunduktan sonra, bu oranın taşınmazın karar tarihine en yakın güncel değeri ile çarpımı sonucu ortaya çıkacak tutarın yarısına katılma alacağı olarak hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (3) numaralı bentte açıklanan sebeple temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, davalı kadının temyiz dilekçesinin (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 23.06.2022 (Per.)