Esas No: 2022/4523
Karar No: 2022/6336
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4523 Esas 2022/6336 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/4523 E. , 2022/6336 K.Özet:
Davacı erkek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açtı. İlk derece mahkemesi ortak çocuk Muhammed'in velayetini annesine verdi. Ancak erkek tarafından istinaf başvurusu sonucu bölge adliye mahkemesi erkeğin istinaf başvurusunu esastan reddetti. Mahkeme kararı, çocuğun üstün yararı gözetilerek velayetin belirlenmesi gerektiğine değindi ve ortak çocuk Muhammed'in velayet durumunun daha detaylı ve uzmanlar tarafından incelenerek değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti. Tazminat miktarları yönünden yapılan temyiz incelemesinde ise herhangi bir yanlışlık görülmediği için hükmün onanması kararlaştırıldı.
Kanun Maddeleri:
- Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3
- Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m.l
- TMK m.339/1, 346/1
- Çocuk Koruma Kanunu m.4/b
- 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5.maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tazminat miktarları, velâyet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesinin kararı ile ortak çocuk Muhammed'in velayeti, kadına verilmiştir. Hükme karşı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesi erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Velayet düzenlenirken göz önünde bulundurulması gereken temel ilke, “çocuğun üstün yararı"dır(Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; TMK m. 339/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b). Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velayet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin dahi göz önünde bulundurulması gerekir. ilk derece mahkemesinin 10/08/2018 tarihli ara kararın gerekçesinde çocuğun baba yanında kaldığı belirtilerek geçici velayetin anneye verilmesi talebi reddedilip anne ile kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği görülmektedir. Uzman tarafından hazırlanan sosyal inceleme raporunda ortak çocuğun babası ile kalmaya devam etmek istediğini beyan ettiği, raporda da ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesinin uygun olduğu belirtilmiştir.
İlk derece mahkemesinin gerekçeli karar tarihi itibariyle ortak çocuk Muhammed’in henüz 5 yaşında olduğu, yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu doğru ise de yargılamanın tüm aşamalarında hatta temyiz aşamasında dahi çocuğun halen baba yanında olduğu, çocuğun alıştığı ortam, uzmana verdiği beyan karşısında , artık idrak çağında olduğu da dikkate alınarak ortak çocuk Muhammed’in velayet durumunun, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi uyarınca, psikolog, pedegog ve sosyal çalışmacıdan oluşan bir heyet tarafından incelenerek uzman raporu da alındıktan ve tüm delillerle birlikte değerlendirildikten sonra karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2- Davacı erkeğin tazminat miktarları yönünden temyiz incelenmesine gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre kişisel ilişkiye yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 28.06.2022 (Salı)