Esas No: 2022/4214
Karar No: 2022/6399
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4214 Esas 2022/6399 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/4214 E. , 2022/6399 K.Özet:
Hukuk Dairesi tarafından verilen bir boşanma davası kararı temyiz edilmiştir. Davalı kadın adli yardım talebinde bulunmuş ve bu talep kabul edilmiştir. Davacı erkeğin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesi reddedilmiştir. Maddi ve manevi tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerine ilişkin kararlar incelenmiş ve tedbir nafakası sınırlandırması hatalı bulunarak bozulmuştur. Maddi tazminat miktarı hakkaniyet ilkesine ve kanun hükümlerine uygun olmadığı için karar bozulmuştur. HMK'nın 334-340. maddelerinde düzenlenen adli yardım talebi usul ve esasları, 6100 sayılı HMK'nın 336/3. ve 337/1. maddelerinde belirtilen Yargıtay'a başvuru ve duruşmasız karar verilmesi gibi hususlar açıklanmıştır. Ayrıca HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesinin sınırları ve hüküm sonucunun gösterilmesi gibi hususlar detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden; davalı kadın tarafından ise eksik inceleme, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı kadın, temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya da yapılabilir ve 337/1. madde uyarınca da duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davalı kadının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı erkeğin "kusur belirlemesine" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
Davacı erkek tarafından kusur belirlemesine yönelik ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, bu sebeple kusur belirlemesi temyize konu edilemeyeceğinden bu hususa yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, karar verilmesi gerekmiştir.
b-Mahkemece davacı erkek tarafından TMK m. 166/4 hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepleri ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen bu hüküm davalı kadın tarafından; maddi tazminat, manevi tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf edilmiştir. Davalı kadının, tedbir nafakasına yönelik istinaf itirazının bölge adliye mahkemesince istinaf incelemesi dışında bırakılarak incelenmediği;istinaf sınırlamasının yoksulluk nafakası, maddi tazminat ve manevi tazminat olarak belirlendiği, maddi tazminat ve manevi tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile diger istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ayrıca hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (HMK m. 297/2). O halde davalı kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken istinaf sınırlamasının hatalı yapılması ve bu hatalı sınırlandırmaya göre kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin incelenmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
c-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddi tazminat çoktur. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan sebeple davalı kadının adli yardım talebinin KABULÜNE; (2.) bentte gösterilen sebeple davacı erkeğin kadının kusur belirlemeine dair temyiz dilekçesinin REDDİNE; bölge adliye mahkemesi hükmünün 3-b ve 3-c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA; tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 3-a bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.29.06.2022(Çar.)