Esas No: 2021/3147
Karar No: 2022/3122
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3147 Esas 2022/3122 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/3147 E. , 2022/3122 K.Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi, bir yüklenici firma ile işsahibi arasında imzalanan sözleşme kapsamında, yüklenicinin sunduğu yazılımın beklenen faydayı sağlamaması ve kararlaştırılan sürede edimin ifa edilmemesi nedeniyle açılan asıl davayı reddederek, işsahibi tarafından açılan karşı davayı kabul etmiştir. Ancak, asıl dava davacısı-karşı dava davalısı yüklenici tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda kararın kısmen bozulmasına karar verilmiştir. Bu bozma kararı gereği, dava açıkça belirlenen lisans bedeli ile proje implemitasyon ve ekbirim ve alt birim geliştirme hizmet bedelinin tahsili üzerine açıldığından, bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığı ve usulden reddine karar verilmiştir. Ayrıca, karşı dava davalısı işsahibi için usuli kazanılmış hak oluşmuş icra inkar tazminatı yönünden, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin verdiği ret kararının bozularak, karşı dava davalısı yararına hüküm oluşturulması doğru bulunmamıştır. Kararda HMK 107/1 ve HMK 109/1 maddeleri de detaylıca ele alınmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak; karşı dava ise, itirazın iptali davasıdır. Asıl dava davacısı yüklenici, davalı işsahibi olup; karşı dava davacısı işsahibi, davalı ise yüklenicidir.
Asıl dava davacısı dava dilekçesinde özetle; davalı işsahibi ile aralarında Eflow fatura kurulum sistemi kurulum bakım ve teknik destek sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede kararlaştırılan edimi yerine getirdiğini ve yapılan testte başarı oranını sağlamış olduğunu ancak davalının sözleşmede kararlaştırılan bedelin bir kısmını ödediğini belirterek bakiye iş bedeli alacağını fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla davasını belirsiz alacak davası olarak 2.811,30 TL üzerinden açmıştır.
Davalı işsahibi cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle; yüklenici tarafından kurulan yazılım sisteminden beklenen faydayı sağlayamadığını, fatura tanımlama işinin saatlerce sürmesinden dolayı manuel olarak kendisinin bu işi yapmak zorunda kaldığını belirterek asıl davanın reddini, sözleşmede kararlaştırılan 180 gün sonunda iş tamamlanmazsa ödenen bedellerin iade edileceği hükmüne binaen ödemiş olduğu bedel için takip yaptığını, ancak yüklenicinin haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek karşı davada itirazın iptalini ve icra inkar tazminatı talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları doğrultusunda; yüklenicinin yaptığı ve teslim ettiği kadarıyla yazılımdan beklenen faydanın elde edilemeyeceği ve kararlaştırılan sürede edimin ifa edilmediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile; 66.691,00 TL üzerinden itirazın iptaline, icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir. Kararı asıl dava davacısı-karşı dava davalısı yüklenici istinaf etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan incelemede, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak asıl davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, sözleşmede açıkça belirlenen lisans bedeli ile proje implemitasyon ve ekbirim ve alt birim geliştirme hizmet bedelinin tahsilini talep ettiğine göre alacağın belirsiz olmadığı, dava açılacak miktarın bilindiği ve bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle usulden reddine, karşı davada ise, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları neticesinde işsahibinin yapılan yazılımdan fayda sağlayamadığının tespit olunması ile işsahibinin yükleniciye ödediği bedeli istemesinde haklı olduğu, takibe yapılan itirazın haksız olduğu, ancak ilk derece mahkemesince icra inkar tazminatı kabul edilmesine rağmen hangi miktar üzerinden olduğu belirtilmediği için infazında tereddüt olacağı gerekçesiyle, karşı dava davalısının asıl alacak miktarı 66.961,00 TL’nin %20’si tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. Karar asıl dava davacısı-karşı dava davalısı yüklenici tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre asıl dava davacısı-karşı dava davalısının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki itirazlarının reddi yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-6100 sayılı HMK'da dava türlerine ilişkin kısımda yer verildiği üzere, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir (HMK 107/1). Kısmi davanın düzenlendiği HMK 109/1. maddeye göre, talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. Bir başka deyişle, kısmi dava, davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil bir kısmını talep ederek açtığı davadır.
3-Diğer yandan karşı davada icra inkar tazminatı yönünden ilk derece mahkemesince ret kararı verildiği, karşı dava davacısı işsahibi tarafından karar istinaf edilmediği ve karşı dava davalısı için icra inkar tazminatı yönünden usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Buna rağmen Bölge Adliye Mahkemesince icra inkar tazminatına hükmedilerek usuli kazanılmış hakkı ihlal eder şekilde karşı dava davalısı aleyhine hüküm oluşturulması doğru olmamış, kararın yukarıdaki bentlerde açıklanan gerekçelerle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl dava davacısı-karşı dava davalısının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent ve 3.bent uyarınca kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2021 tarih ve 2018/851 E.-2021/197 Karar sayılı kararının kaldırılarak usul ve yasaya aykırı görülen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesinin kararının asıl dava davacısı-karşı dava davalısı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, HMK'nun 373/2 maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.