Esas No: 2022/3321
Karar No: 2022/6662
Karar Tarihi: 04.07.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3321 Esas 2022/6662 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/3321 E. , 2022/6662 K.Özet:
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, bir boşanma davasında davacı-davalı erkeğin davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, kişisel ilişki ve iştirak nafakası miktarı yönünden karar vermişti. Davalı-davacı kadın ise kişisel ilişki yönünden temyize başvurmuştu. Bölge adliye mahkemesi, tarafların istinaf başvurularının tüm yönlerden ayrı ayrı esastan reddine karar verdi. Ancak, kadın tayin olunca erkeğin ev eşyalarını kadının bilgisi olmadan sattığı, eşyalar satıldığında tarafların halen evli olduğu kusuru dışındakilerin her iki tarafça affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığının kabul edilmesi gerektiğine karar verildi. Bu nedenle, hüküm bu yönlerden düzeltilerek onaylandı. Kararda geçen kanun maddeleri Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 (Boşanmanın gerçekleşmesi) ve 174/2 (Kişilik haklarına saldırı halinde manevi tazminat) maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, kişisel ilişki ve iştirak nafakası miktarı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
İlk derece mahkemesince taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında; davacı-birleşen dosya davalısı erkeğin dava dilekçesinde karşı taraf açısından iddia ettiği hususların ispatı için delil sunulmadığı, birleşen davada ise erkeğin daha ağır kusurlu olduğu ve bu bağlamda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, devamına imkân vermeyecek şekilde taraflar arasında geçimsizliğin olduğu, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı-birleşen dosya davalısı erkeğin müşterek çocuk için kararın kesinleşmesiyle birlikte 500TL iştirak nafakası ile kadına 20 bin TL maddî tazminat ve 15 bin TL manevî tazminat ödemesine karar verilmiştir. Taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurularının tüm yönlerden ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince verilen bu karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle davalı-birleşen dosya davacısı kadının dilekçesinde, 2018 yılı Miraç Kandilinden itibaren 3-4 gün birlikte yaşadıklarını, erkeğin dava açmasından sonra Ağustos ayında yine 17 gün birlikte kaldıklarını, yaşanan bazı tartışmaların da ardından en son olarak 19 Ocak 2019 tarihinde 12-13 gün boyunca hep beraber olduklarını beyan etmesi karşısında bir araya gelinen zamanlar öncesindeki vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır.
Erkeğin açtığı dava, 10.7.2018 tarihli olup, kadının birleşen davasının açıldığı 05.04.2019 tarihine kadar 2018 yılı Miraç Kandilinde, Ağustos ayında ve 2019 yılı Ocak ayında tarafların bir araya geldikleri görülmüştür. Bu suretle ilk derece mahkemesince "kadın tayin olunca erkeğin ev eşyalarını kadının bilgisi olmadan sattığı, eşyalar satıldığında tarafların halen evli olduğu" kusuru dışındakilerin her iki tarafça affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerekir. İlk derece mahkemesince affa uğrayan ya da en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gereken vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmesi ve bölge adliye mahkemesince esastan red kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönlerden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 370/2).
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle gerekçesinin DÜZELTİLEREK, tarafların diğer temyiz itirazlarının ise reddiyle hükmün ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy çokluğuyla karar verildi.04.07.2022 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Erkeğe kusur olarak yüklenen, "Kadın tayin olunca erkeğin ev eşyalarını kadının bilgisi olmadan sattığı, eşyalar satıldığında tarafların halen evli olduğu" vakıası Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi kapsamında davalı-birleşen dosya davacısı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemektedir. Bu nedenle, davalı-birleşen dosya davacısı kadının manevî tazminat talebinin reddi gerekir.
Sayın Heyetin manevî tazminata ilişkin ONAMA görüşüne katılmıyorum. Kararın bu yönden bozulması gerekir.