Esas No: 2021/5626
Karar No: 2022/6737
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/5626 Esas 2022/6737 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/5626 E. , 2022/6737 K.Özet:
Davacı kadının, itirazın iptali için açtığı dava reddedilmiştir. Ancak davacının, Konya 1.Aile Mahkemesinin 2013/965 E. sayılı dava dosyasında birleşen ek davada tahsiline hükmedilen katılma alacağına tasfiye tarihi olan 17.01.2012 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği ve bu tarihten itibaren işletilecek faize yönelik olarak ilamsız takip yapıp bilahare dava açabileceği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, TBK'nun 131. maddesi ‘Asıl borca bağlı hak ve borçların sona ermesi’ başlığında yer alan bilgiler ve HMK'nın 109. maddesi ile ilgili açıklamalar yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Katılma Alacağından Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 05.07.2022 günü temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ile karşı taraf davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
İlk derece mahkemesince, tasfiye tarihinden takip tarihine kadar davacının işletilecek faiz alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle, itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalının istinaf etmesi üzerine bölge adliye mahkemesince, Konya 1.Aile Mahkemesinin 2013/965 E. sayılı dava dosyasında davacının faiz talebi olmadığı ve faize hükmedilmediği gerekçesiyle davalının istinaf talebinin kabulüyle, kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davacının Konya 4. İcra Müdürlüğünü 2015/3466 E. sayılı takip dosyasında takip talebinde bulunduğu, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, davalının süresinde işbu itirazın iptali davasını açtığı, takip talebinde ‘Konya 1. Aile Mahkemesinin 2013/965 E. sayılı dava dosyasında karara çıkan katılma alacağına 17.01.2012 tarihinden itibaren işletilen faiz alacağı’ olarak takip sebebinin açıklandığı, ilgili Konya 1.Aile Mahkemesinin 2013/965 E. sayılı dava dosyasında davacının 28.03.2006 tarihinde açılan asıl dava dilekçesinde ‘fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00TL alacağın faizi ile birlikte tahsilini’ talep ettiği, 24.01.2014 tarihinde açılan birleşen ek dava dilekçesinde de ‘fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 760.000,00TL alacağın tahsilini’ talep ettiği, birleşen dava dilekçesinde faiz talebi olmadığı, birleşen ek davada ‘fazlaya ilişkin talepler saklı kalmak kaydıyla davanın kısmen kabulüne toplam 529.566,40TL alacağın tahsiline’ karar verildiği, alacağın katılma alacağı niteliğinde olduğu, tasfiye tarihinin 17.01.2012 olduğu, işbu kararın 26.12.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtelim ki, TBK'nun 131. maddesi ‘Asıl borca bağlı hak ve borçların sona ermesi’ başlığında ‘Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur./ İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir./Taşınmaz rehnine, kıymetli evraka ve konkordatoya ilişkin özel hükümler saklıdır.' şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca, kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya dair hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı hâlinde birden fazla ek dava açılması da kural olarak mümkündür. Ancak, faiz asıl alacağın bir bölümü olmayıp, onun feri nitelikte bir alacak olduğundan faiz istenmeden asıl alacak için açılan dava, bir kısmi dava olmayıp tam davadır. (HMK 109) Alacak davasında faiz talep edilmemiş olsa da davacı, faiz alacağından zımni olarak feragat etmiş sayılmaz ve TBK'nın 131. maddesi gereğince asıl borç sona ermedikçe faiz alacağı ayrı bir dava ile istenebilir.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalara göre, dava katılma alacağı davasında talep edilmeyen faizin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe yapılan itirazın iptali davası olup, diğer bir deyişle dava, katılma alacağı davasında talep edilmeyen faizin tahsiline yönelik dava niteliğindedir.
O halde davacının, Konya 1.Aile Mahkemesinin 2013/965 E. sayılı dava dosyasında birleşen ek davada tahsiline hükmedilen katılma alacağına tasfiye tarihi olan 17.01.2012 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği ve bu tarihten itibaren işletilecek faize yönelik olarak öncelikle ilamsız takip yapıp bilahare dava açmasına engel bulunmadığından davacının Konya 1.Aile Mahkemesinin 2013/965 E. sayılı dava dosyasında birleşen ek davada lehine hükmedilen 529.566,40 TL alacağa tasfiye tarihinden takip tarihine kadar işletilecek faiz yönünden alacak hakkı olmasına rağmen, yazılı gerekçeyle bölge adliye mahkemesince davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 3.815 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 05.07.2022 (Salı)