Esas No: 2022/1758
Karar No: 2022/3165
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1758 Esas 2022/3165 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2022/1758 E. , 2022/3165 K.Özet:
Davacı vekili, iş akdinin yanlış bir şekilde feshedildiğini ve ücret alacağı dahil birçok yükümlülüğün yerine getirilmediğini iddia ederek davalı şirkete karşı dava açmıştır. Mahkeme, davanın feragat sebebiyle reddedilmesi gerektiği ve sözleşme kapsamındaki hak ve alacakların ispat edilmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusunda, sözleşmenin niteliği nedeniyle imalat bedelinin talep edilebileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, kararın bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Basın İş Kanunu (davanın açıldığı gerekçesiyle belirtilmiştir)
- Sözleşmenin 6.3. maddesi: geçerli fesih bulunmadığından, 28 aylık ücret alacakları talep edilemez. Ancak, feshin haksız olup olmadığına bakılmaksızın imalat bedeli talep edilebilir.
- Sözleşmenin 4.3. maddesi: davalı şirket hisselerinin %10'unun davacıya ait olduğunun tespitine yönelik talep feragat edilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan 15.08.2013 tarihli "İş ve Hizmet Sözleşmesi" ile müvekkilinin davalı şirkette Genel Yayın Yönetmeni ve Medya Grup Başkanı olarak çalışmaya başladığını, tarafların söz konusu sözleşme çerçevesinde davalı şirketin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu nezdinde sahip olduğu uydu televizyon yayın lisansı ve frekansı üzerinden bağımsız bir televizyon kanalı kurması için hazırlık ve kurulum çalışmalarını yapmayı ve kanalın 01/10/2013 tarihinde test yayınına başlamasının kararlaştırıldığını, sözleşme ile kendisine yüklenen yükümlülükleri iyi niyetle yerine getirmesine rağmen davalı şirketin işletme bütçesini sağlamadığı gibi müvekkili ile birlikte diğer çalışanların maaşlarını dahi zamanında ve gereği veya hiç ödemediğini, müvekkilinin iş akdinin 11/04/2014 tarihinde davalı şirket tarafından taraflar arasında mevcut sözleşme şartlarına aykırı bir şekilde sözlü olarak feshedildiğini, ücret alacağı 65.033,00 TL gününde ödenmeyen ücretlerin temerrütten itibaren günlük %5 fazla ödeme alacağı 10.000 TL tahsili fazlasının tespiti, söz. 6.3 md. ne göre 28 aylık ücret alacağı tespiti ve 5.000,00 TL nin 11.7.2014’ten itibaren faiziyle tahsili ve kalanının tespiti ve söz. 4.3 md. şirket hisselerinin %10 hisselerinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş, 06.07.2018 havale tarihli dilekçesi ile sözleşmenin 4.3 maddesi kapsamında davalı şirket hisselerinin %10'unun davacıya ait olduğunun tespiti talebinden vazgeçtiklerini belirtmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin gerekli sermaye yatırımlarını yaptığını, davacının ücret alacağı talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının iddiasının aksine süresinde test yayını başlatamadığını, işletme yerini davacının seçtiğini, davacı tarafından seçilen yayının yerinin lüks ve pahalı olduğunu, davacının sektöre sağlanan yatırım teşviklerinden ve devlet yatırımlarından yararlanmadığını, davacının kurumsal kimlik oluşturulması ve halkla ilişki kurulması yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava İstanbul 24. İş Mahkemesinin 2014/100 Esas sayılı dosyası üzerinden açılmış olup mahkeme 23/10/2014 tarih ve 2014/89 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında akdedilen 15/08/2013 tarihli sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi olmayıp istisna sözleşmesi niteliğinde olmasından dolayı İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle görev - dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup davacı tarafın bu karar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurması neticesinde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15/01/2015 tarih, 2014/37376 Esas ve 2015/717 Karar sayılı kararı onanmış, kararın kesinleşmesinden sonra dava dosyası asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, davacının hisselerin %10'unun kendisine aidiyeti bakımından davanın feragat nedeniyle reddi gerektiği, İstanbul 24. İş Mahkemesinin 2014/100 Esas sayılı dosyası üzerinden hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacakların Basın İş kanunu'na dayalı olarak tahsili için açılan davanın, bu mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin hizmet sözleşmesi olmadığı ve dolayısıyla görevli olmadığı yönündeki 23/10/2014 tarih ve 2014/89 Karar sayılı görevsizlik kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15/01/2015 tarih, 2014/37376 Esas ve 2015/717 Karar sayılı kararı ile onanması ve bu yönüyle hükmün 15/01/2015 tarihinde kesinleşmesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi olmadığı ve mahkememizin kabulünde olduğu üzere sözleşmenin bir istisna sözleşmesi olduğu, davacının işbu dava kapsamında istisna sözleşmesinden kaynaklanan hak ve alacaklarını ve varsa zararını ispat etmesi gerektiği halde dosya kapsamı ile bu yönde bir zararın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında karma bir sözleşme bulunmakta olup, hizmet yönü ağır basmaktadır. Davacı, sözleşmenin 6. maddesine göre geçerli fesih bulunmadığından 6.3 md. ne göre 28 aylık ücret alacağını talep edemeyecektir. Ancak sözleşmenin niteliği ve feshin haklı olup olmadığına bakılmaksızın davacı davalı yararına olan feshe kadar yapılan imalat bedelini talep edebilir. Davacının davalıya bağımlı çalıştığı dikkate alındığında bu bedelin talep edilebilmesi için ortaya somut bir sonuç çıkması gerekmez. Bu durumda iş ilişkisinin sona erdiği tarihe kadar davacı ücretinin ödenmesi gerekir. Bilirkişi raporu ile belirlenen ücret alacağı yönünden davanın kabulü gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 08.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.