Esas No: 2022/5947
Karar No: 2022/7291
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5947 Esas 2022/7291 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/5947 E. , 2022/7291 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kayyım Atanması
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kayyım adayı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, 3561 Sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması isteğine ilişkindir.
492 Sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı Tarifede, 5766 Sayılı Kanun ve 6217 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda yapılan temyiz başvurularından;
Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur.
3561 Sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2/4. maddesinde ‘‘kayyımlıkla ilgili işlemler, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır’’ hükmü yer almakta ise de maddede yer alan harçlardan müstesna olunan haller kapsamına yargı harçlarının dahil olduğuna dair açık bir hüküm bulunmadığından (YHGK'nin 08.06.2011 tarihli ve 2011/3-243-392 E.-K. ile 12.04.2017 tarihli ve 2017/1-1201-716 E.-K. sayılı kararları) temyiz eden taraftan harç alınmışsa buna ait belgenin dosyasına konulması ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi, temyiz harcı alınmamışsa noksan harcın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesinde gösterilen usul uygulanılarak temyiz edenden tahsili ile buna ilişkin makbuzun dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dava dosyasının mahalli mahkemesine İADESİNE oy çokluğuyla karar verildi.22.09.2022 (Per.)
KARŞI OY YAZISI
Dava, ... tarafından hasımsız açılmış olup, 3561 sayılı Kanun gereğince uzun süreden beri maliki bulunamayan, bilinemeyen 1458 parselde hisse bulunan ...'ya yönetim kayyımı atanması istemine ilişkindir.
3561 sayılı kanunun 1. maddesinde kanunun amacı, bir kimsenin uzun bir süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle mal varlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usûl ve esasları düzenlemek olarak gösterilmiştir. Aynı kanun'un 2/4 maddesinde de kayyımlıkla ilgili işlemlerin her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesna olduğu düzenlenmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanun'un 2/1 maddesine göre, yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanlar (dava açılması,...) yargı harçlarına tabiidir. Kanun'un 13. maddesinde harçtan müstesna işlemler, 14. maddesinde ise harçtan muaf olan kişiler sayılmıştır. 13. maddenin (j) bendine göre hazine, Kanun'un (1) ve (3) sayılı tarifelere giren bütün işlemlerinde harçtan muaftır. Yine Kanun'un 123. maddesine göre de özel kanunlarda harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz. 492 sayılı Harçlar kanununa göre, kural olarak dava açılması yargı harcına tabidir. Davacıdan yargı harcı alınmaması için ya aynı Kanun'un 13-14. maddelerine göre harçtan müstesna veya muaf olması ya da özel yasalarda harçtan muaf tutulmuş olması gerekir.
Somut olayda, davacı Maliye Bakanlığı'dır ve 492 sayılı yasa'nın 13. maddesi gereğince harçtan müstesnadır. Davada uygulanacak olan 3561 sayılı Kanun ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan yönetmelikte harçla ilgili tek hüküm Kanun'un 2/4 maddesindeki hüküm olup, buna göre de kayyımlıkla ilgili işlemler harçtan müstesnadır. Hazine'nin yargı harcından müstesna olduğu 492 sayılı Kanun'da, bunun dışındaki işlemlerinde harçtan muaf olduğu ise 3561 sayılı Kanun'da gösterilmiştir. Bu durumda, 492 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre hazinenin açacağı veya aleyhine açılacak davalarda, davanın kimin yararına olduğu hususunda hiç bir ayrım yapılmadan (kaldı ki 3561 sayılı Kanun'un 1. maddesinde amacın hazine menfaatinin korunması olduğu açıkça belirtilmiş olup, hazine menfaati olmadığı, hallerde dava reddedilmektedir.) dava harcından müstesna kılınması; 3561 sayılı Kanun'da ise dava harcına ek olarak kayyımın tüm işlemlerinin harçtan müstesna kılınmış olması ve açılan bu dava nedeniyle harç alınacağına dair hiç bir yasal düzenleme bulunmaması nedenleriyle, sayın çoğunluğun iade kararına katılmıyorum.