Esas No: 2022/8646
Karar No: 2022/7821
Karar Tarihi: 10.10.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/8646 Esas 2022/7821 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/8646 E. , 2022/7821 K.Özet:
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir karara ilişkin temyiz işlemleri sonucunda, uluslararası çocuk kaçırma iade kararları için duruşmalı inceleme hükmü olmadığından duruşma talebi reddedilerek inceleme evrak üzerinden yapılmıştır. Davacı anne adli yardım talebinde bulunmuş ve adli yardım talebi kabul edilmiştir. Dosya ile ilgili yapılan tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun ilgili maddelerine uygun yapılmadığından dosya ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine iade edilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddeleri adli yardıma ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir.
- Aynı kanunun 336/3.maddesi adli yardım talebinin kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay'a da yapılabileceğini belirtmektedir.
- Tebligat Kanunu'nun 43. maddesi ise tebligatın yapılması ve belgelendirilmesi sürecini düzenlemektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından vekalet ücreti yönünden, davalı baba tarafından ise duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; uluslararası çocuk kaçırma iade kararına ilişkin verilen kararların Yargıtay'da duruşmalı olarak inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığı, 5717 sayılı Kanun'un uygulanmasından ... davaların "öncelikle ve acele görülmesi" gerekmesine ve kanunda ivedi olduğu bildirilen dava ve işlere ait Yargıtay incelemesinin öncelikle yapılması zorunlu olduğundan duruşma isteği reddedilerek incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı, temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3 üncü maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay'a da yapılabilir ve 337/1. madde uyarınca da duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davacının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davacının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-1980 tarihli Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre "Merkezi makam" adına davayı açmış olan Cumhuriyet savcısına, bölge adliye mahkemesi kararı ve temyiz dilekçesinin tebliği, yetkili memura tebliğ edilmek suretiyle yapılmıştır.
Cumhuriyet savcılığına tebligat, tebliğ olunacak evrakın aslının Cumhuriyet savcısına gösterilmesi suretiyle olur. Tebligatın yapıldığının belgelendirilmesi (tevsiki) için, Cumhuriyet savcısı, tebliğ evrakının aslına "Görüldü" yazarak altını imza eder (Teb. K. m.43). Ancak yapılan tebligat eğer bir sürenin başlangıcı olacaksa, tebliğ tarihi tebliğ evrakının aslının altına yazılır ve imza edilir (Teb. K. m.43). O halde, Cumhuriyet savcısına bölge adliye mahkemesi kararı ve temyiz dilekçesinin tebliği usulsüzdür. Anılan yasa hükümlerine göre, bölge adliye mahkemesi kararının ve temyiz dilekçesinin Cumhuriyet savcısına Tebligat Kanunu'nun 43 üncü maddesine göre tebliği sağlanıp, yasal temyiz ve cevap süresinin beklenilmesinden sonra Dairemize geri gönderilmek üzere dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple davacının adli yardım talebinin KABULÜNE, 2. bentte gösterilen sebeple dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine İADESİNE oy birliğiyle karar verildi. 10.10.2022 (Pzt.)