Esas No: 2022/5610
Karar No: 2022/8250
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5610 Esas 2022/8250 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/5610 E. , 2022/8250 K.Özet:
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararda, davalı-karşı davacı kadının nafaka ve tazminat talepleri değerlendirilmiştir. Kararda, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu ve daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, kadına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın da az olduğu ve daha uygun miktarda tazminat takdir edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararın dayandığı kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 17.10.2022 (Pzt.)