Esas No: 2022/8899
Karar No: 2022/8484
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/8899 Esas 2022/8484 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/8899 E. , 2022/8484 K.Özet:
Davacı erkek tarafından açılan boşanma davası sonucunda ilk derece mahkemesi, davalı kadının az, davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğuna hükmetmiştir. Mahkeme ayrıca kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile her iki taraf lehine de maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. Ancak taraflar hükümden temyiz etmiştir. Yapılan inceleme sonucunda mahkeme, erkeğe yüklenen kusurların doğru olarak kabul edildiğini ancak kadına yüklenen kusurların ağırlığının az değerlendirildiğini belirtmiş ve tazminat ve nafaka miktarlarının da düşük olduğunu ifade etmiştir. Bu nedenle kararın bu sebeplerle bozulması gerektiğine hükmetmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu m.174
- Türk Medeni Kanunu m.4
- Türk Borçlar Kanunu m.50-51
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı kadın tarafından ise tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince, davalı kadına “kadının rahatsızlığının erkeğe söylenmemesi, kadının hastalığının akut döneminde çevresine ve eşyalara zarar vermesi ve sürekli kendi anne ve babasının evine gitmek istemesi” vakıaları, davacı erkeğe de “ sadakat yükümlülüğünü ihlâl” vakıaları kusur olarak yüklenmiş, davacı erkek ağır davalı kadın ise az kusurlu tespit edilerek davanın kabulüne, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına ve her iki taraf lehine de maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-İlk derece mahkemesince, erkeğe yüklenen kusurlardan “hts kayıtlarının incelenmesinde dava dışı Ü.T. ile yoğun görüşme yaptığı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğu” vakıasının ... sarsıcı boyutta kaldığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte erkeğin “kadına kötü davrandığı, rahatsızlığında yeterince ilgilenmediği” sabit olup bu vakıanın da davacı erkeğe yüklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Davalı kadının ise “eşyalara ve etrafındaki kişilere zarar verdiği” anlaşılmaktadır. Kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre davacı erkek ağır, davalı kadın az kusurludur. Durum böyleyken; mahkemece yapılan kusur oranlaması sonucu itibariyle doğru olup, hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin değiştirilmek suretiyle onanmasına (HUMK m.438/son) karar vermek gerekmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkek davalı kadına nazaran ağır kusurludur. Boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir(TMK m.174). İlk derece mahkemesince ağır kusurlu erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
4-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
5-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 3., 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple hükmün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmek suretiyle, temyize konu bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 ... içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25.10.2022 (Salı)