Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/7145 Esas 2022/9167 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7145
Karar No: 2022/9167
Karar Tarihi: 14.11.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/7145 Esas 2022/9167 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2022/7145 E. ve 2022/9167 K. sayılı kararın nedeni, bir boşanma davasıdır. Karara konu olan davada, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma istenmiştir. İlk derece mahkemesi davalı erkeği tam kusurlu, davacı kadını ise ağır kusurlu sayarak davanın kabulüne karar vermiş, ancak bölge adliye mahkemesi davacı kadının kusurunun ispat edilemediğini belirterek kararı bozmuştur. Sonuç olarak, karar bozulmuş ve davacı-davalı kadının ferilerine yönelik temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun \"Evlilik Birliği Sona Ermesi\" başlıklı 166-181. maddeleri ve \"Boşanma Davası\" başlıklı 161-165. maddeleri uygulanmıştır.
2. Hukuk Dairesi         2022/7145 E.  ,  2022/9167 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından asıl davanın reddi ve ferileri yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise karşı davanın reddi ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir.
    2.Davacı-davalı kadının asıl davanın reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen boşanma davasında ilk derece mahkemesince, “davacı-davalı kadının henüz yasal olarak evlilik birliği devam ederken sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, davalı-davacı erkeğin ise evine yeterince bakmaması, eşine para vermemesi, hakaret etmesi, şiddet uygulaması nedeniyle hafif kusurlu olduğu”gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı-davalı kadın tarafından asıl davanın reddi ve ferileri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş, davalı-davacı erkek ise istinafa cevap dilekçesinde ilk derece mahkemesi kararının onanmasını talep etmiştir. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “...taraflara isnat edilen ve ilk derece mahkemesi kararında belirtilen kusura ilişkin vakıaların ispatlanamadığı, yine kadın tarafından açılan asıl dava yönünden erkeğe kusur yüklenmesine rağmen mahkemece davanın reddine kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu şekilde asıl dava yönünden ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi doğru ise de karar gerekçesinin hatalı olduğu, açıklanan nedenlerle her iki davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda, ilk derece mahkemesince davalı-davacı erkeğin evlilik birliğinden ... yükümlülüklerini yerine getirmediği, eşine hakaret ..., şiddet uyguladığı bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olduğu gerekçesiyle karar verilmiş olup, davalı-davacı erkek tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, ilk derece mahkemesince davalı-davacı erkeğe yüklenen kusur istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararında da açıklandığı üzere, davacı-davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olduğu hususu ise ispat edilememiştir. O halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-davacı erkek tam kusurlu olup, istinaf edenin sıfatı ve davacı-davalı kadın yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu hususları gözetilerek asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle asıl davanın da reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma sebep ve şekline göre davacı-davalı kadının asıl davanın ferilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı harcın ...'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 397.80 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 14.11.2022 (Pzt.)


    Hemen Ara