Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7691 Esas 2022/8287 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7691
Karar No: 2022/8287
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7691 Esas 2022/8287 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İşçi, Etiyopya'da bir projede çalışırken iş sözleşmesinin feshedildiği tarih olan 31.10.2018'de, işverenin kendi seçtiği arabulucuyu getirerek işçilere benzer tutanaklar imzalatmasını ve pasaportuna el konulmasını gerekçe göstererek arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmesini talep etti. İlk derece mahkemesi, davacının irade fesadı hâline dayanılan dava açmadığının belirtilmesi nedeniyle davanın reddine karar verdi. Bölge adliye mahkemesi, arabuluculuk tutanağının ibra niteliğinde düzenlendiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabul edilmesi ve davanın kabulüne karar verilmesi sonrası yapılan temyizde Daire kararı doğrultusunda bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Temyizde, arabuluculuk sürecinin eşit koşullarda gerçekleşmediği, işçinin arabuluculuk sürecine katılmaya zorlandığı, irade fesadı değil kesin hükümsüzlük hâli söz konusu olduğu belirtildi. Kanun maddeleri olarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 ve 371. maddeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 37 ve 39. maddeleri belirtilmiştir.
9. Hukuk Dairesi         2022/7691 E.  ,  2022/8287 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Anadolu 15. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında ... Anadolu 15. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 30.10.2015-31.10.2018 tarihleri arasında Etiyopya'da yürütülmekte olan projede çalıştığını, feshin yapıldığı tarihte işverenin kendi seçtiği arabulucuyu Etiyopya'ya getirdiğini, müvekkilinin arabuluculuğa başvurma serbest iradesine sahip olmadığını, pasaportuna el konulduğunu, arabuluculuk görüşmesine katılmaya ve görüşmeyi sonlandırmaya zorlandığını, tüm işçilere benzer tutanaklar imzalatıldığını, yapılan arabuluculuk görüşmesinin, kanunun emredici kurallarına ve kamu düzenine, ahlaka ve müvekkilin kişilik haklarına aykırı olduğunu, arabuluculuk belgelerinin tarihlerinin bile gerçeği yansıtmadığını, tutanaklarda görüşmeye ne zaman başlandığının belirtilmediğini, arabuluculuk görüşmesi yapıldıktan ve tutanakları imzalandıktan sonra müvekkiline pasaportunun teslim edildiğini, tutanakların ibraname gibi düzenlendiğini, ibraname gibi düzenlenen arabuluculuk tutanaklarının iptalinin gerektiğini belirterek arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile işveren arasında kanuna uygun şekilde ihtiyari arabuluculuk yapıldığını, işbu ihtiyari arabuluculuk neticesinde tarafların serbest ve ortak iradeleri ile anlaşmaya varıldığını, tarafların serbest iradeleri ile katıldıkları müzakerelerin yetkili, tarafsız ve bağımsız arabulucu tarafından, eşitlik ve iradilik ilkelerine dayalı biçimde interaktif şekilde yürütüldüğünü, 31.10.2018 tarihli Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Anlaşma Belgesi'nin imzalandığını, davacının çalışmış olduğu Etiyopya demir yolu projesinde Ekim 2018 ile Nisan 2019 tarihleri arasında iş bitimi nedeniyle iş sözleşmesi feshedilen yedi yüz otuz bir işçiden yedi yüz yirmi dördü ile arabuluculuk sürecinin yürütüldüğünü, altı yüz doksan beşi ile anlaşma belgesi imzalandığını, yirmi dokuz işçi ile anlaşma belgesi imzalanamadığını, davacının uzlaşmama hakkının bulunduğunun açık olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir yıllık hak düşürücü süre içinde ileri sürülmeyen irade fesadı iddialarının dinlenmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    ... Anadolu 15. İş Mahkemesinin 17.09.2020 tarihli ve 2020/79 Esas, 2020/41 Karar sayılı kararıyla davacı tarafça irade fesadı hâline dayanılmış ise de korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 24.03.2021 tarihli ve 2020/2690 Esas, 2021/595 Karar sayılı kararıyla taraflar arasında düzenlenen arabuluculuk tutanağının ibra niteliğinde düzenlendiği, tarih ve içeriği itibari ile cebri icraya da elverişli olmadığı gerekçesiyla davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 07.12.2021 tarihli ve 2021/5860 Esas 2021/16271 Karar sayılı ilâmı ile davacının korkutma sonucunda arabuluculuk tutanağını imzaladığı, davacının kendi beyanına göre de pasaportunun arabuluculuk tutanağını imzalaması sonrası kendisine verildiği, yurda giriş çıkış kayıtlarına göre davacının 02.11.2018 tarihinde Türkiye'ye giriş yaptığı, davanın ise 02.03.2020 tarihinde açılmış olduğu, bu hâlde bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmesi nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek karar bozulmuştur.

    B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma ilâmı doğrultusunda bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın dayanağının irade fesadı değil kesin hükümsüzlük hâli olduğu ve bu durumda hak düşürücü sürenin bulunmadığını, arabuluculuk süreci ile bilet alım işlemlerinin bir ilgisinin bulunmadığını, davalı tarafın kendi seçtiği arabulucuyu Etiyopya'ya getirerek iş sözleşmesi feshedilen bütün işçilere benzer şekilde tutanaklar imzalatıldığını, sürecin eşit koşullarda gerçekleşmediğini, davacı işçinin arabuluculuk sürecini başlatma, katılma, sonuçlandırma iradesinin bulunmadığını, arabulucuya başvurunun kim tarafından yapıldığının belirli olmadığını, arabuluculuk tutanağının ibraname gibi düzenlendiğini beyanla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflara arasındaki uyuşmazlık, irade fesadı iddiasıyla iptali istenen arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerli olup olmadığı hususlarına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 37 nci ve 39 uncu maddeleri.

    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

    23.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara