Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7896 Esas 2022/8305 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7896
Karar No: 2022/8305
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7896 Esas 2022/8305 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7896 E.  ,  2022/8305 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin uzunca bir süredir davalı Şirkette komi olarak çalıştığını, çalışmasına 18.02.2016 tarihinde davalı işveren tarafından haksız olarak son verildiğini, fesih bildiriminde müvekkilinin performansında düşüklük olduğu gerekçesiyle iş sözleşmesine haklı nedenle son verildiğinin belirtildiğini, ancak fesih bildirimindeki bu gerekçenin haksız olduğunu ve asıl fesih nedenini gizlemekten ve müvekkilinin işten çıkartılmasına bahane bulunmasından ibaret olduğunu, müvekkilinin çalışkanlığı ve özverili davranışlarından dolayı aranan bir personel olduğunu, işveren tarafından müvekkilinin çalışma süresi boyunca sözlü veya yazılı hiçbir uyarı almadığını, davranışları ve performansı şikâyet edilen bir çalışan olmadığını, müvekkili ile birlikte davalı Şirkete ait aynı şubede çalışan 4 kişinin yaklaşık 2 aya yakın işyeri içerisinde sendikal çalışma yürüttüğünü, bu çalışmaların işveren ve vekilleri tarafından duyulmasının ardından müvekkili işçinin de aralarında bulunduğu 4 kişiye baskı kurulduğunu, işyerinde sorumlu çalışan S.Ç. isimli kişinin müvekkilini arayarak sendikal faaliyetlere karşı beyanda bulunduğunu, işyerinde 30'dan fazla sendikaya üye olma konusunda hemfikir olmuş işçi olduğunu ve bu işçilerin S.Ç. ve diğer işveren vekilleri tarafından tek tek görüşme odalarına çağrılıp sendikaya üye olmamaları konusunda telkinde bulunulduğunu, feshin asıl sebebinin müvekkilinin ve diğer işçilerin anayasal hak olan sendika hakkını kullanmak istemiş olmaları olduğunu, bu feshin usul ve kanuna aykırı olduğunu iddia ederek 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği davacı işçinin 1 yıllık ücretinden az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilmesine, sendikal tazminata hükmedilmediği takdirde 4857 Sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılın Kanun) 17 nci maddesi gereği kötüniyet tazminatına veya 4857 sayılı Kanun'un 5 inci maddesine göre ayrımcılık tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından usulden reddi gerektiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, iş sözleşmesinin işçinin performasının düşük olması ve iş hayatına uyum sağlayamaması sebebi ile feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli ve 2016/166 Esas, 2016/483 Karar sayılı kararıyla tanık beyanları ve özellikle davacı tanıklarının beyanlarından tanıklar A.K. ve H.M.'nin davalı işyerinde davacı ile birlikte sendikal çalışmalar yürüttükleri, sendikal çalışmalar sonunda yaklaşık olarak 30 işçinin sendikaya üyelik konusunda davacı ve arkadaşları tarafından ikna edildiği, sendikal faaliyetlerin işyeri yönetimi tarafından öğrenilmesi sonrasında davacı tanıkları A.K. ve H.M.'nin iş sözleşmelerinin feshedildiği, bu sırada davacının izinde olması sebebiyle izin dönüşü iş sözleşmesinin feshedilmiş olduğu, davacının 14.02.2016 tarihinde sendikaya üye olduğu, sendikanın yeterli çoğunluk elde edilemediği için yetki tespiti başvurusunda bulunulamadığı, davacının sendikal faaliyetlerde aktif olduğu, iş sözleşmesinin davacının sendikal faaliyetleri sebebiyle ve bu faaliyetlerinin akabinde feshedildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, feshin sendikal nedenle yapıldığı anlaşıldığından sendikal tazminatın 6356 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın davacının 1 yıllık brüt ücret tutarı olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 13.04.2017 tarihli ve 2017/454 Esas, 2017/532 Karar sayılı kararıyla davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin işletmesel karar kapsamında ve/veya davacının performansının düşük olduğu gerekçeleriyle feshedildiğine ilişkin savunmasına dair dosyaya delil sunulmadığı, fesih bildiriminde yer almayan fesih nedeninin sonradan cevap dilekçesi ile tamamlanmasının ve yer alan fesih nedeninin de değiştirilmesinin mümkün olmadığı, davacı tanıklarının davacı ile birlikte sendika faaliyette bulunduklarını, işverence bunun farkedilmesi üzerine önce uyarılıp faaliyetlerine son verilmesinin istendiğini, akabinde iş sözleşmelerinin aynı anda sonlandırıldığını, davacının o dönem raporlu olması nedeni ile rapor bitiminde aynı sebeple iş sözleşmesinin sonlandırıldığını beyan ettiklerinin anlaşıldığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.




    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı

    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

    2. Dairemizin 24.12.2020 tarihli ve 2017/25717 Esas, 2020/20072 Karar sayılı ilâmı ile özetle davacı tarafından eda hükmü talep edilmesine rağmen Mahkemece talep açıklattırılıp buna göre harcı yatırması sağlandıktan sonra kanun hükmüne uygun olarak sendikal tazminat belirlenip davalıdan tahsiline karar verilmeliyken tespit hükmü kurulması ve infazda tereddüt yaratılmasına sebebiyet verilmesi ve ayrıca 492 sayılı Harçlar Kanunu'na (492 sayılı Kanun) da aykırı davranılmasının hatalı olduğu gerekçesiyle temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı işveren tarafından davacının iş sözleşmesinin feshine ilişkin bildirimde açık ve somut bir fesih nedenine dayanılmadığı, fesih bildiriminde yer almayan fesih nedeninin sonradan cevap dilekçesi ile tamamlanmasının, yer alan fesih bildiriminin de değiştirilmesi mümkün olmadığından davalı işverenin cevap dilekçesi ile sürmüş olduğu fesih nedenlerinin dikkate alınmadığı, 6356 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca iş sözleşmesinin fesih nedeni hususunda ispat yükümlülüğü üzerinde olan davalı işveren tarafından feshin sendikal nedenle yapılmadığının ispat edilemediği, davacı tanıklarının yeminli müşterek beyanlarından da davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından sendikal nedenlerle feshedildiği sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz başvurusunda; davacının iş sözleşmesinin sendikal sebeplerle değil işletmeden ve işten kaynaklanan haklı sebeplerle feshedildiğini, ancak bu konuda inceleme yapılmadığını, davacının işten çıkarıldığı tarihte küçülmeye gidilmiş olup aynı işi yapan bölümlerdeki işçi sayısının azaltılmasına gidildiğini, işçi sayısı azaltılırken tanık anlatımlarıyla da sabit olduğu şekilde uyumsuz ve işyerinde huzur bozucu davranışları olan davacının iş sözleşmesinin feshedilmesinin hakkaniyete uygun olduğunu, davacı tanığı H.M.'nin müvekkiline karşı aynı mahiyette davası olması nedeniyle beyanına itibar edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedilip edilmediğine ilişkindir.



    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri, 6356 sayılı sayılı Kanun'un ilgili hükümleri

    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle ;
    Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    23.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara