Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5996 Esas 2022/8352 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5996
Karar No: 2022/8352
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5996 Esas 2022/8352 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/5996 E.  ,  2022/8352 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Davacı vekili özetle davacının davalıya ait işyerinde 23.04.2010 tarihinden 18.08.2013 tarihine kadar çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek; kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ücret alacağı ile asgari geçim indirimi alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemenin 08.09.2015 tarihli ve 2014/213 Esas, 2015/343 Karar sayılı kararı ile iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği ve davacının ödenmeyen ücret alacaklarının da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 21.02.2019 tarihli ve 2015/32273 Esas, 2019/4435 Karar sayılı ilâmı ile “..Tefhim edilen hüküm özetinde; kıdem tazminatı dışındaki tüm alacaklarda dava ile istenen ve ıslah ile artırılan miktarlar açıkça belirtilmeden, dava ile istenen kısma dava tarihinden, ıslah ile artırılan kısımlara ıslah tarihinden itibaren ayrı ayrı faiz işletilmesine karar verildiği halde, gerekçeli hüküm sonucunda, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarında hükmedilen tutarların tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiş ve “gerekçeli kararın hüküm sonucu, tefhim edilen hüküm özetine aykırı” şekilde oluşturulmuş, gerekçe-hüküm çelişkisi yaratılmıştır. Sonuç olarak, Mahkemece 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına ve HMK.’nun 298/2. maddesine aykırı karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemenin 18.07.2019 tarihli kararıyla, bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine karar, Dairemizin 17.10.2019 tarihli ve 2019/6962 Esas, 2019/18330 Karar sayılı ilâmı ile “...davacı dava dilekçesinde, fazla mesai yaptığını iddia ederek iddiasını ispat amacıyla tanık deliline dayanmış ise de, dinlenen davacı tanıklarının işverene karşı davaları bulunduğundan beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekmektedir. Fazla mesai yapıldığı ve karşılığı ücretlerin ödenmediği iddiası, husumetli tanık beyanı dışında başka bir delil ile de ispatlanamadığından, fazla mesai ücreti talebinin reddi yerine, kabulü hatalıdır. Hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK’nun 297/2. maddesine aykırı olduğunun ve infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemeside isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemenin 19.12.2019 tarihli kararıyla, bozma kararına karşı direnilmesi üzerine direnme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2021 tarihli ve 2020/9-193 Esas, Karar 2021/374 sayılı kararıyla, “Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına, bozma nedenine göre davacı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,” gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararına ve Yargıtay bozma ilâmına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuş olup karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 27.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



















    Hemen Ara