Esas No: 2022/5015
Karar No: 2022/8337
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5015 Esas 2022/8337 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5015 E. , 2022/8337 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 42. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 15.03.2018 tarihli ve 2017/132 Esas, 2018/110 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 25.02.2020 tarihli ve 2018/3288 Esas, 2020/512 Karar sayılı kararı ile davacının istinaf başvurusunun, istinaf sebepleri incelenmeksizin, kamu düzeni yönünden kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 17.06.2021 tarihli ve 2020/298 Esas, 2021/801 Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince 14.09.2021 tarihli ek karar ile davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İstinaf talebinin reddine ilişkin ek kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının 14.09.2021 tarihli ek karara yönelik istinaf talebinin kabulü ile ek kararın kaldırılmasına, davacının asıl karara yönelik istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kâğıt üzerinde davalı ... Müdürlüğünün taşeronu olan firmalarda çalıştığını, yüklenici firmalarla davalı ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen emsal dosyalar ile de sabit olduğunu, bahse konu kararların davacı bakımından da kesin delil teşkil ettiğini, davacının işe ilk girdiği tarihten itibaren Kurum işçisi sayılması gerektiğini ve davacının sendika üyeliğinin Karayolları Genel Müdürlüğüne bildirildiği tarihten itibaren işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin açıklanması gerektiğini, davacının hangi yüklenici firma nezdinde çalıştığını dahi açıklamadığını, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen daha önceden sonuçlanmış dosyaların işbu dosyaya dayanak teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, yüklenici firmalar ile imzalanan sözleşmelerin muvazaalı olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davacının Karayolları 13.Bölge Müdürlüğü Yol Bakım Onarım işini ihale ile yüklenen şirketler nezdinde olmak üzere;
-06/06/2011-30/11/2011 tarihleri arasında Özkaplanlar Taş.Tem.İnş.Tur. Tih.İhr.San.Tic. Ltd.Şti. nezdinde,
-11/07/2012-03/10/2012 tarihleri arasında Yaşar Atabay nezdinde,
-13/06/2013-06/09/2013 tarihleri arasında Hüseyin Yumuşak nezdinde,
-15/06/2015-06/10/2015 tarihleri arasında ise Fatih Dağlar nezdinde,
çalıştığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında dinlenilen davacı tanıkları ifadelerinden; davacının asfalt şantiyesinde çalıştığı, kullanılan iş aletlerinin(dozer, silindir vs.) yüklenicilere ait olduğu, iş ile ilgili emir ve talimatların yüklenici yetkililerince verildiği, mazeret izni, yıllık izin, hastalık izni gibi izinlerin şirket yetkileri tarafından verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı kurum ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanmış olan hizmet alım sözleşmeleri incelenmiş olup, davacının yaptığı işin kapsamının, hizmet alım sözleşmelerinde yer alan işlerden olduğu tespit edilmiştir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 4. Maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alması mümkün bulunmaktadır.
Bu kapsamda somut olayda 6001 sayılı Kanun’un 4. Maddesi uyarınca, davacının yürüttüğü iş yönünden alt işveren ilişkisinin kurulabilir olduğu anlaşılmış ve davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı değil, ihale sözleşmesine dayanan gerçek bir asıl-alt işveren ilişkisinin bulunduğu kanaatine varılmıştır. ..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; adil yargılanma hakkı ihlal edilerek verilen kararın hatalı olduğunu, dava dilekçesi ile sunulan kesin delil niteliği taşıyan kararlara ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, tanık beyanları ve kesin delil niteliğindeki yargı kararları dikkate alındığında, alt işverenlerin kendine ait bağımsız bir organizasyonunun, uzmanlığının ve hukuki bağımsızlığının olmadığının açıkça ortaya konulduğunu, asıl işverenin dilediği zaman taşeron işçisinin iş sözleşmesine son verebildiğini, çalışma koşullarını asıl işverenin belirlediğini, firmalar değişmesine rağmen işçilerin değişmediğini, bir asıl işveren alt işveren ilişkisinde alt işverenin bağımsız bir organizasyonun, uzmanlığının ve hukuki bağımsızlığının olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, görünüşte başka bir sözleşme olsa dahi esas amacın Karayolları Genel Müdürlüğüne taşeron firmalar aracılığı ile işçi temini olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davacının çalıştığı işveren şirketler hakkında verilmiş bir muvazaa tespiti olmadığı, davacının yol bakım ve onarım işçisi olarak çalıştığının uyuşmazlık dışı olduğu anlaşılmıştır. 6001 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür. Sözü edilen düzenleme ile, asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu nedenle muvazaanın bulunmadığı tespiti yerindedir.
..." gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesinde belirttiği sebeplere dayanmakla birlikte ayrıca muvazaa iddiası hususunda değerlendirme yapılırken dava dışı taşeronlar ile davalı arasında yapılan hizmet alım sözleşmeleri, idari ve teknik şartnamelerin incelenmesiyle yetinildiğini, bu yönüyle genel muvazaa denetiminin tam anlamıyla yapıldığından bahsetmenin mümkün olmadığını, hizmet alım sözleşmeleri, idari ve teknik şartnameler yönünden yapılan değerlendirmeyle yetinilmeyerek gerekirse alanında uzman bilirkişiler eşliğinde keşifle yerinde inceleme yapılması gerektiğini, eksik inceleme yapıldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının çalıştığı dava dışı alt işveren şirketler ile davalı Kurum arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının ilk işe girdiği tarihten itibaren Kurum işçisi sayılıp sayılmayacağı, ayrıca sendika üyeliğinin Karayolları Genel Müdürlüğüne bildirildiği tarihten itibaren işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yaralanmayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin altıncı fıkrası; Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 4 üncü maddesinin (b) fıkrası; 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un mülga 4 üncü maddesi; 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde çalışma süresi ve yaptığa işe ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin 25.02.2020 tarihli ve 2018/3288 Esas, 2020/512 Karar sayılı kararı ile dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince davacı vekiline davacının çalıştığı dönemlerin ve bu dönemlerde ne iş yaptığının açıklaması amacıyla süre verilmiş olup davacı vekili Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında belirtilen şirketlerde çalıştığını ifade etmiş ise de davacının yaptığı işe ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarına göre davacının yol bakım, onarım, yol temizleme işlerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Buna göre gerek yapılan işin niteliği ve tanık beyanları gerekse dosya kapsamında yer alan davacının çalıştığı döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri ile teknik şartnameler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı İdarenin muvazaya dayanak gösterilen işlemlerinin, asıl işveren sıfatı ve yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin davalı Kuruma tanıdığı haklar kapsamında yer aldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.