Esas No: 2022/7583
Karar No: 2022/8497
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7583 Esas 2022/8497 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7583 E. , 2022/8497 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının 2007 yılı Kasım ayından iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği 28.06.2016 tarihine kadar davalıya ait Hastanede radyoloji uzmanı doktor olarak çalıştığını, Şirket el değiştirmeden önce 10.500,00 TL aylık ücret ile çalışmaya başladığını, davalı işyerinin el değiştirmesi hususunun iki yıldan fazla bir süreyi kapsadığını, bu nedenle davalıya karşı husumet yöneltildiğini, devirden sonraki 2 yıl sonrasında devreden şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkilinin 9 yıl boyunca yıllık izin kullanmadığını, ücretinin de ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alamadığı kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti bulunmadığını, talep edilen ücret ve tazminatların bordrolara yansıtılarak ödendiğini, banka kayıtlarından bu hususun anlaşılacağını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, kullanmadığı izin, ücret ve benzeri alacakların banka hesabına yatırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli ve 2019/650 Esas, 2019/534 Karar sayılı kararıyla toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 29.09.2020 tarihli ve 2020/877 Esas, 2020/2052 Karar sayılı kararıyla Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 16.02.2021 tarihli ve 2020/8152 Esas, 2021/4049 Karar sayılı ilâmı ile dosya kapsamında yer alan "cari hesap föyü" başlıklı belgede borç kısmında belirtilen miktarların fesih tarihi olan 28.06.2016 tarihinden sonra davacıya ait banka hesap ekstresinde "maaş ödemesi" açıklaması ile 19.07.2016 tarihinde 15.000,00 TL, 09.08.2016 tarihinde 12.000,00 TL, 18.08.2016 tarihinde 14.000,00 TL, 22.09.2016 tarihinde 14.048.61 TL, 18.10.2016 tarihinde 15.000,00 TL, 29.11.2016 tarihinde 10.000,00 TL, 16.12.2016 tarihinde 10.000,00 TL ve 19.01.2017 tarihinde 15.000,00 TL şeklinde yer aldığı, bu ödemelerin fesih tarihinden sonraki tarihte olması sebebiyle davacı tarafın açıkça bu husustaki beyanı alınarak ödemelerin neye istinaden yapıldığı, talep konusu alacaklardan mahsubunun gerekip gerekmediği hususunda araştırma yapılarak bir sonuca gidilmesi gerektiği; davacının çalışma süresi boyunca hiç ücretli izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan hâkimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacı asılın çalışma süresi boyunca ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık ücretli izin kullandığı konusunda Mahkemece beyanının alınması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; aylık ücret tespitinin hatalı olduğunu, işten çıkış tarihinden sonraki son bordroda tahakkuk edilen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarına karşılık ödeme yapıldığını, bozma ilâmında kıdeme esas süre 8 yıl, 8 ay, 12 gün olarak belirtilirken hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda kıdem süresinin 9 yıl, 12 gün olarak tespitinin hukuka aykırı olduğunu, davacıya yapılan tüm ödemeleri gösteren kayıtların bankadan celp edilmediğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozma ilâmının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, dava konusu alacakların ödenip ödenmediği, davacının yıllık izin alacağının bulunup bulunmadığı ve usuli kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilip edilmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 298 inci maddesinin ikinci fıkrası.
2. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı).
3. Değerlendirme
1. Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıda yer alan (3) ve (4) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hüküm kurmak zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup korumaktır.
3. Somut uyuşmazlıkta, bozma ilâmından önce Mahkemece davacının hizmet süresinin 17.10.2007-27.06.2016 tarihleri arasında 8 yıl, 8 ay, 12 gün olduğunun kabulü ile yıllık izin ücreti resen hesaplanarak hüküm altına alınmış, karar sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. Hizmet süresi bozma ilâmı kapsamı dışında kaldığından, bu hususta davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma ilâmına uyulmasına karar veren Mahkemece 9 yıl, 12 gün üzerinden hak edilen yıllık ücretli izin gün sayısını belirleyen ve hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırıdır.
4. Mahkemece karar gerekçesinde; "... bilirkişi tarafından dosyaya ibraz edilen 22/02/2022 havale tarihli bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerden birinci seçimlik hesaplamaların dosya kapsamına, iş hukuku ilkelerine ve hakkaniyete uygun olduğu ..." şeklinde açıklama yapılmıştır. Dosyada mevcut 22.02.2022 tarihli bilirkişi raporunun birinci seçeneğinde ise yıllık izin ücretinin net 58.884,76 TL olarak hesaplandığı görülmektedir. Mahkemece net 64.153,99 TL yıllık izin ücretine hükmedilmiş olmakla gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.