Esas No: 2022/7432
Karar No: 2022/8417
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7432 Esas 2022/8417 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7432 E. , 2022/8417 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 19. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketi ortaklarından ...'ın temsil ettiğini, davalının Şirkette 2009-2014 yılları arasında çalıştığını, davalının işçi alacakları talebiyle açtığı davanın davalı lehine bir kısım alacakların kabulü ile neticelendiğini ve ödeme yapıldığını, açığa imzalı kağıdın yetkili ...'ın sık sık şehir dışı seyahatleri sebebiyle önceden imzalayıp bıraktıklarından veya yetkili imzası için toplu getirilen evrak arasında olma ihtimallerini akla getirdiğini, davalının bu evrakı ele geçirerek kötüniyeti için birkaç yıl elinde tuttuğunu, işverene yönelteceği şantaj ifadeli taleplerle isteğine ulaşmayı umduğunu, güveni kötüye kullanma ve şantaj suçlamaları ile ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, 2017/344-947 sayılı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, ödeme emrine konu senedin açığa atılı imzanın üzerinin doldurulması şeklinde düzenlendiğini, bu senedin gerçek bir alacak olmadığını, haksız olarak elde bulundurulan açığa imzanın kötüye kullanılması sonucunda takip konusu yapıldığının açık olduğunu belirterek senet sebebi ile borçlu olmadıklarının tespitine ve ... İcra Müdürlüğünün 2018/2838 sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddiasında açığa imzanın davacının kendi rızasıyla atıldığı hususunun sabit olduğunu, davalının müvekkilinin kendi işyerinde geçirdiği iş kazasından ve müvekkilinin bu iş kazası sonucu 36 yaşında %8 oranında iş göremez duruma geldiğinden hiç bahsedilmediğini, müvekkilinin bu belgenin tanzim edildiği gün yani 31.12.2012 günü davacı Firmaya ait fabrikada çalışırken iş kazası geçirdiğini, bacağının sakat kaldığını, olay günü davacı Firma yetkilisince müvekkiline şikâyetçi olmaması konusunda telkinde bulunularak bu bononun imzalandığını, müvekkilinin de bu bonoya güvenerek açılan ceza soruşturmasında işverenlerine herhangi bir kusur isnadında bulunmadığını ve şikâyetçi olmadığını savunarak davanın reddine, takibin devamına, haksız dava ve ihtiyati tedbir sebebiyle alacaklarını geç alacağından takip tutarının %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan kanıtlara ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak;
"...
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporu, tanık beyanları, dava konusu icra takip dosyası, savcılık dosyası ve tüm dosya kapsamı itibari ile davanın ... İcra Müdürlüğünün 2018/2838 Esas sayılı dosyasında yürütülen takibin dayanağı olan davacı şirket tarafından tanzim edilmiş 125.000 TL bedelli, 31/12/2012 keşide tarihli davalı ... adına tanzim edilmiş, 31/12/2015 tarihli vadesi bulunan senet yönünden senedin davacı şirketten rızası dışında alındığı iddiası ile menfi tespit davasının ihdas edildiği, davacı ile davalı arasında iş-işveren ilişkisinin bulunduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda taraflar arasında başkaca bir ilişkinin bulunmadığının tespit edildiği, dava konusu senedin kambiyo senedi vasfında olduğu, davacının dava konusu senedin teminat amaçlı veya iş ilişkisinden kaynaklandığına ilişkin bir iddianın mevcut olmaması nedeniyle söz konusu uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli olduğu, dava konusu senedin miktarı, niteliği ve kapsamı itibari ile ispat yükünün davacı tarafta olduğu, ispatın sadece yazılı delille mümkün görüldüğü, davacı tarafın yazılı ispat koşulunu yerine getirmediği, bu kapsamda davanın sübut bulmadığı anlaşılmakla davanın esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibari ile davanın sübut bulmadığından reddine, İİK'nın 72/4. Maddesi gereğince alacağın % 20'sine tekabül eden tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın menfi tespit davası olarak nitelendirildiğini, ceza yargılaması sebebi ile gelişen durumun sorulmaya değer görülmediğini, herhangi bir araştırma ve yargılama yapılmadan davada karar verilmesinin yerinde olmadığını, davalıya imzası açıkta boş bir belge vermelerinin mümkün olmadığını, davacının bunu her nasılsa elde ettiğini, kriminal raporun tespiti ile takip konusu belgenin hukukiliğinin ortadan kalktığını, rıza hilafına ele geçirilen ve rıza hilafına doldurularak senet yapılan belgenin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Dosya kapsamındaki yazı, bilgi ve belgelere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmamasına, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre ve özellikle, görev ve kesin yetki kurallarının söz konusu olduğu hallerde tarafların verdiği dilekçeler gibi maddi hukuk bakımından sonuç doğuran işlemlerin kural olarak geçerli olduğu, tarafların görevsiz mahkemede göstermiş oldukları delillerle bağlı olup, yeni delil gösteremeyecekleri, mahkemenin yapmış olduğu işlemlerinin tekrarlaması için dosya kapsamında da bir neden olmadığı, davacının 20/01/2020 tarihli dilekçesiyle davaya karşı beyanlarını da sunduğu, davacı tarafın savunmasının senedin rızası dışında elinden alındığına ve rızası dışında doldurulduğuna ilişkin olup bu hususun ispatlanamaması karşısında, senedin, tarafların anlaşması sonucu borcunu ödemek için vadeli bir ödeme aracı olarak verildiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle iş kazası kusur ve tazminat hesabı için ayrı bir değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı, davalı hakkında verilen beraat hükmünün ... BAM 13. CD'nin 2020/2552 E-2021/1178 K sayılı 28/04/2021 tarihli ilamı ile kesinleştiği, mahkemenin değerlendirmesinde hata bulunmadığı ..." gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; menfi tespit davası için görevsizliğine karar verilen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine verilen 10.12.2018 tarihli delil listesinde davaya konu takibe esas olan senet hüviyetindeki belgenin grafolojik incelemesi yer almış olmasına rağmen bu inceleme yaptırılmadan kararın oluşturulduğunu, delilin istinaf dilekçesine de eklenerek sunulduğunu, yeni delil olmadığını, yine aynı delil listesinde ... Cumhuriyet Başsavcılığına vaki sahte senet düzenleme suçu isnat edilen başvuru dosyasının da delil olarak gösterildiğini, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/6111 sayılı soruşturma dosyasında bu belge üzerinde yaptırılan incelemede senedin davalı tarafça düzenlendiğinin ... Kriminal Polis Laboratuvarı incelemesi ile sabit olduğunu, bu tespit sonrası senedin işverence düzenlenerek verildiği iddiasının dayanaksız kaldığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının, ... İcra Müdürlüğünün 2018/2838 Esas sayılı dosyasında takibe konulan senet alacağından borçlu bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası.
2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun "Menfi tesbit ve istirdat davaları" kenar başlıklı 72 nci maddesi.
3. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) "Açık poliçe" kenar başlıklı 680 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davanın kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası olduğu, takip konusu bonoda davacı Şirketin yetkilisi ...'ın keşideci, davalının ise lehtar durumunda olduğu, bonodaki keşideci imzasının ...'a ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. 6102 sayılı Kanun'un 680 inci maddesi uyarınca tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bono düzenlenmesi mümkündür. Senedin tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerekir. Davacı, takibe konu bononun rıza dışında alındığı ve rıza dışında doldurulduğu iddiasında bulunmuş ise de davacının bu konudaki şikayeti üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/344 Esas sayılı soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, davalı hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 209 uncu maddesinin ikinci fıkrası yollaması ile resmî belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ceza davasında Mahkemenin 2020/25 Esas, 2020/117 Karar sayılı beraaat kararı, ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 28.04.2021 tarihli ve 2020/2552 Esas, 2021/1178 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.