Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7757 Esas 2022/8431 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7757
Karar No: 2022/8431
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7757 Esas 2022/8431 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7757 E.  ,  2022/8431 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 29.04.2014-05.10.2015 tarihleri arasında katrak laması imalat satış direktörü ve satış sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yaptığını, primlerinin ödenmediğini, kullanmadığı yıllık izni bulunduğunu, iş sözleşmesinde haksız fesih tazminatı ile bakiye süre ücretlerinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bakiye süre ücreti, haksız fesih tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ücreti ve prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesini haklı bir sebep olmadan feshettiğini, ödenmemiş işçilik alacağı bulunmadığını, çalışma saatlerini kendisinin ayarlayabilecek konumda olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 07.11.2017 tarihli ve 2015/1363 Esas, 2017/654 Karar sayılı kararıyla dosya içerisine sunulan kayıtlarda davacı tarafın mutabıkız şerhli olarak kabul ettiği beyan itibarıyla ve de bilirkişi incelemesi ile davacının fesih tarihi itibarıyla muaccel hâle gelmiş karşılanmamış prim alacağının bulunmadığının anlaşıldığı, davalı işverence de haksızlığa uğratılarak istifaya zorlandığı iddiasının ispatlanamadığı, talep edilen tatil ve fazla çalışma alacaklarının bulunduğunun da ispatlanmadığı, haksız fesih koşullarının oluşmadığı, kıdem tazminat talep hakkının yerinde olmadığı, feshe bağlı olan ve kıdemine göre hak ettiği 14 günlük yıllık ücretli izin alacağının ise 2015 yılı Mayıs ayı itibarıyla tahakkuk ettirilip ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 04.02.2019 tarihli ve 2018/270 Esas, 2019/105 Karar sayılı kararıyla davacının davalı yanında katrak laması imalat satış direktörü olarak 06.05.2014-05.10.2015 tarihleri arasında aylık net 4.865,00 TL ücretle çalıştığı, iş sözleşmesinin işçi tarafından feshedildiği, hırsızlıkla suçlanan kişinin kendisi olmadığı, 2014 ve 2015 yılından olan prim alacaklarının eksiksiz olarak ödendiği, iş sözleşmesinde hem kendisinin hem de emri altında çalışan personelin çalışma saatlerini ayarlayacağının kararlaştırıldığı, davacının haftalık çalışmasının büyük kısmının tek başına şehir dışında gerçekleştiği, ayrıca fazla çalışma yaptığını hesaplanabilir şekilde ispat edemediği, hafta tatili kullandığı, 14 gün yıllık izne hak kazandığı ve bu iznini kullandığının işverence ispat edildiği, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ispat edemediğinden kıdem tazminatına hak kazanmadığı, yine işverence yapılmış haksız bir fesih bulunmadığından sözleşmede kararlaştırılan haksız fesih tazminatı ile bakiye süre ücretine hak kazanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 06.10.2020 tarihli ve 2020/2570 Esas, 2020/10697 Karar sayılı bozma ilâmında; diğer temyiz itirazları reddedilmiş ve davacı tarafından dava dilekçesi ekinde bir kısım “Teklif” başlıklı müşteri sipariş fiyat teklifleri ile proforma faturalar ibraz edildiği anlaşılmış olup söz konusu tekliflerin gerçekleşip gerçekleşmediği, işçinin primi hak edecek şekilde satış yapıp yapmadığı hususu araştırılmaksızın karar verilmesinin isabetli olmadığı, bu nedenle öncelikle tekliflerin gerçekleşip gerçekleşmediği, işçinin primi hak edecek şekilde satış yapıp yapmadığının araştırılması ve davacının hesap raporunda değerlendirilmeyen bir satış yaptığı tespit edildiği takdirde tarafların 05.06.2015 tarihli mutabakatta belirledikleri yeni prim ödeme koşulları gözetilerek dava konusu alacak hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "... davacı tarafın dava dilekçesi ile bahsetmiş olduğu prime dair kayıtların taraflarca delil hazırlama ve ikame ilkesi dikkate alınarak dava tarihi sonrası döneme dair herhangi bir tahsil veya hak edilebilecek prime esas belgenin incelenmesine gerek görülmeden başkaca delil celbi ve ek rapor talepleri yerinde görülmeyerek taraflar arasında sözleşme kapsamında, ödenmesi gereken primler için, fatura ve satışın üzerinde ödeneceği kararlaştırılması ve fesih tarihi öncesi, ödenmesi gerekip de ödenmeyen temerrüte uğramış prim alacağının ispatı davalı işverende olup, dosya içerisine sunulan kayıtlarda davacı tarafın , fesih tarihi itibariyle de dava tarihi itibarı ile de ,satışından dolayı muaccel hale gelmiş karşılanmamış prim alacağının ispatlanmadığı gibi, davacı tarafın dava dilekçesi ile bahsetmiş olduğu prime dair kayıtların taraflarca delil hazırlama ve ikame ilkesi dikkate alınarak dava tarihi sonrası döneme dair herhangi bir tahsil veya hak edilebilecek prime esas belgenin incelenmesine gerek görülmeden başkaca delil celbi ve yeniden ek rapor talepleri yerinde gönderilmeyerek , proforma Veya Teklif Gerçekleşen Mik tar 120.399,00 TL iken ,Mutabakat ile Gerçekleşen Miktarın 133.003,40 Tl olarak düzenlendiği ,davacının mutabıkız mutabakatını imzalamadığı harıcen eklendiği savunmasına itibar edilse bile, davcının dava öncesi vede fesih öncesi karşılanmamış pirimi sonuçlandıracak satış ve teklif ispatlanmamakla ,pirime dair talebinde reddi gerekmiştir.
    ..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; iş sözleşmesi haklı nedenle feshedildiğinden kıdem tazminatına hak kazandığını, üst düzey yönetici olmadığını, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının ödenmediğini, eksik prim ödemesi yapıldığını, bilirkişi hesabının eksik ve hatalı olduğunu, haksız fesih tazminatı ile bakiye ücretinin ödenmesi gerektiğini ve 14 günlük izin alacağının bulunduğunu ileri sürmüştür.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının prim alacağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara