Esas No: 2022/7672
Karar No: 2022/8571
Karar Tarihi: 30.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7672 Esas 2022/8571 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7672 E. , 2022/8571 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... (...) Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dava dışı... Döküm Çelik Gübre Maden İşletmeciliği Geri Dönüşüm Sistemleri Enerji Makine San. ve Tic. Ltd. Şti.'de (...) makine montaj ve bakım onarımcısı olarak 13.04.2012 tarihinde işe başladığını, ekonomik sorunlar sebebiyle ...'nin davalı Blackgreen Metal Teknolojileri Üretim ve Vie. A.Ş. ile ortaklık tesis ettiğini ve çalışmanın aynı işyerinde davalı Şirket adı altında sürdürüleceği bildirilerek 01.01.2014 tarihinde diğer işçiler ile birlikte davacının da bu Şirkete geçişi yapıldığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedildiğini, davalı aleyhine açılmış olan işe iade davası sonunda ... (...) Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 08.03.2016 tarihli ve 2014/917 Esas, 2016/164 Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, 4 aylık brüt ücreti tutarında belirlenen işe başlatmama tazminatı ve en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının ödenmesine karar verildiğini, söz konusu kararın Dairemizin 18.09.2017 tarihli ve 2016/21080 Esas, 2017/13570 Karar sayılı ilâmı ile onanmak suretiyle kesinleştiğini, davacının başvurusuna rağmen davalı işverence işe başlatılmadığını belirterek boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı, kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti ve eksik ödenen ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının işe başlama talebinde bulunduğu dönemde, müvekkili işyerinin üretimi ve faaliyetini durdurmuş olduğunu ve idari kadro bünyesinde 4 çalışanı bulunduğunu, davacının işe başlama yönündeki iradesinin gerçek olmadığını, müvekkilinin üretim yapmadığını, ticari faaliyetini tamamen durdurduğunu, toplu işten çıkarım yaptığını ve işe davet edilmeyeceğini bilen davacının sadece işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti alabilmek için işe başlama yönünde başvuru yapmış olduğunu, davacının müvekkili Şirkette iddia ettiği üzere 13.04.2012 tarihinde çalışmaya başlamadığını ve iddia edildiği gibi bir işyeri devrinin söz konusu olmadığını, davacının müvekkili bünyesinde 02.01.2014 tarihinde çalışmaya başladığını, müvekkili ile BÇD firması arasında işyeri devri olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının işe iade talepli ihtarnamesinin davalı işverene 20.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı yanca davalının 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 21 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince 1 aylık sürede işe başlatılmadığının anlaşılması nedeniyle davacının iş sözleşmesinin feshine bağlı işçilik alacaklarına hak kazandığı, davacının hak ettiği yıllık izinlerini kullanmadığının anlaşıldığı, davacının talep ettiği dönemlerde bir kısım ücretinin de ödenmediği kanaatine varıldığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili Şirketin faaliyetinin durmasının somut olaya etkisi, sonuçları ve neden dikkate alınmadığının gerekçelendirilmediğini, davacının işe iade talebinde bulunduğu dönemde müvekkili Şirketin faaliyetlerine son vermiş olması nedeniyle davacı lehine işe başlatmama tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının çalışma süresinin müvekkili Şirket ile dava dışı ... şirketi arasında bir işyeri devri olduğu varsayılarak belirlenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, ... Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2014/917 Esas, 2016/164 Karar sayılı dosyası ile davalı hakkında işe iade davası açtığı, davanın kabul edildiği, kararın kesinleşmesi üzerine kanuni süresi içerisinde davacı tarafından davalıya ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin 20.10.2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, 1 aylık süre içerisinde davacının işe başlatılmadığı, dosyada mevcut Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarının incelenmesinden işyerinde işçi azaltılmış ise de 4 işçinin çalışmaya devam ettiğinin görüldüğü, kesinleşen işe iade davasında davalı ile dava dışı ... Şirketi arasında işyeri devri olduğunun belirlendiğinin anlaşıldığı gerekçeleriyle başvurunun esastan reddine karar verilmişitr.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelerle temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret, ihbar ve kıdem tazminatları ile yıllık izin ücreti ve eksik ödenen ücret alacakları bulunup bulunmadığı ve davacının hizmet süresi konularındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.