Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7582 Esas 2022/8567 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7582
Karar No: 2022/8567
Karar Tarihi: 30.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7582 Esas 2022/8567 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, davacının taşeron firma bünyesinde santral görevlisi olarak çalıştığını ve iş sözleşmesinin sonlandırıldığını iddia ettiği alacak davasını inceledi. İlk derece mahkemesi, davacının kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, ücret, yemek, yol, giyim ücretleri ve harcırah gibi taleplerini kısmen kabul etmişti. Bölge Adliye Mahkemesi ise bu kararı kaldırarak davanın kısmen kabulüne hükmetti. Temyiz aşamasında ise davacının temyiz dilekçesi miktardan reddedildi, davalının temyizi ise reddedilmedi. Kararda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. ve 369. maddeleri ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun ilgili hükümlerine dikkat çekildi.
9. Hukuk Dairesi         2022/7582 E.  ,  2022/8567 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 25. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 29. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddedilen ve davacı tarafça temyize konu edilen miktar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

    Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bünyesinde değişen taşeron firmalara bağlı olarak 11.08.2011-16.08.2017 tarihleri arasında kesintisiz şekilde santral görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin taşeron firma tarafından ihale süresinin bitimi nedeniyle sona erdirildiğini, davacının ücretinin 5.550,00 TL olduğu, ancak Sosyal Güvenlik Kurumuna eksik bildirim yapıldığını, davacıya yılda iki defa giyim yardımı yapıldığını, yemek ve yol ücretinin elden ödendiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, yemek, yol, giyim ücretleri ile harcırah, ikramiye, prim ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesi ile talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili İdarenin müteahhidi dava dışı şirkette çalıştığını, davalı İdarede çalışmadığınıi bu nedenle müvekkili İdareye husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili İdare tarafından ihale yoluyla dava dışı firmaya iş verildiğini, taraflarına sorumluluk yüklenemeyeceğini, faiz türü ile faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatlarını hak etmeyecek şekilde feshedildiğinin davalı tarafından ispatlanamadığı, taraf tanıklarının ortak beyanlarına göre davacının ayda 2 hafta tatili gününde ve millî bayramlarda çalıştığı, haftalık fazla çalışma saatlerinin tespit edildiği, davalı İdare tarafından imzalı izin defteri veya eşdeğer belge sunulmadığından davacının kullanmadığı yıllık izin süresine göre yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu, davacının talep ettiği döneme ilişkin ödeme belgesi ibraz edilmediğinden davacının ücret alacağının bulunduğu gerekçeleriyle davacının kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ücreti ve eksik ödenen ücret alacağına ilişkin talepleri kabul edilmiş, davacı tarafından talep edilen yol, yemek ve giyim ücretleri ile harcırah, ikramiye ve prim alacaklarının varlığının davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.



    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davalı vekili istinaf başvurusunda; ıslah tarihi itibarı ile zamanaşımına uğrayan alacakların reddi gerektiğini, müvekkili İdarenin ihale makamı olduğunu, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, davalı İdarenin ihale makamı olduğu için sorumluluğu bulunmadığını, davacı tanıklarının müvekkili İdare ile husumetli olduğunu bu nedenle beyanlarına itibar edilmeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.

    2. Katılma yolu ile istinaf eden davacı vekili istinaf başvurusunda; davanın belirsiz alacak olarak açıldığını, bu nedenle hüküm altına alınan alacakların faiz başlangıç tarihlerinin dava tarihinden itibaren belirlenmesi gerektiğini, yapılan %40 oranındaki indiriminin fazla olduğunu belirtmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı İdare ile dava dışı taşeron firma arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisi bulunduğu, bu nedenle davalı İdarenin asıl işveren olarak davacının taleplerinden sorumlu olduğu, dava konusu alacakların zamanaşımına uğrayan kısımları dikkate alınarak hesaplamaların yapıldığı, tanıkların davalarının olmasının müstakilen gerçeğe aykırı beyanda bulundukları sonucunu doğurmayacağı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı tarafın istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede davanın 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olduğu, bu tür davalarda faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönü ile kısmen kabulüne karar verilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz başvurusunda; müvekkili İdarenin ihale makamı olduğunu, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, davalı İdarenin ihale makamı olduğu için sorumluluğu bulunmadığını, davacı tanıklarının müvekkili İdare ile husumetli olduğunu, bu nedenle beyanlarına itibar edilmeyeceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının bulunmadığını ileri sürmüştür.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davacının kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığı hususlarındadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Yukarıda açıklanan sebeplerle;
    A. Davacı Temyizi Yönünden
    Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

    Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

    B. Davalı Temyizi Yönünden
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara