Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7928 Esas 2022/8650 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7928
Karar No: 2022/8650
Karar Tarihi: 30.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7928 Esas 2022/8650 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı-karşı davalı, davalıya ait işyerinde tanker şoförü olarak çalıştığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiş, karşı davanın ise reddedilmesini istemiştir. Davalı-karşı davacı ise şirkete ait araçla yaptığı kazadan kaynaklanan zarar karşılığı maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, Yargıtayın bozma ilâmlarına uygun olarak, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın da kısmen kabulüne hükmetmiştir. Ancak davalı tarafından yapılan temyiz başvurusunda nispi temyiz karar harcının süresinde yatırılmaması sebebiyle davalı karşı davacının temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükmüne göre, temyiz harcı tamamlanmadığı takdirde kararın temyiz edilmemiş sayılacağı yerine Mahkemece bir hafta kesin süre tanınması usulsüz olduğundan karar bozularak ortadan kaldırılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş olan kararlarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 ila 444. maddesi hükümlerinin uygulanacağını belirtirken, 434. maddesi hükümlerinin ise gereğince temyiz isteği dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılacağı, temyiz harç ve giderlerinin eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş olduğunun sonradan anlaşılmış bulunması hâlinde ise kararı veren hâkim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak tamamlanması veya ödenmesi gerektiği, aksi hâl
9. Hukuk Dairesi         2022/7928 E.  ,  2022/8650 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Davacı-karşı davalı vekili; davacının davalıya ait işyerinde tanker şoförü olarak çalıştığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiş, karşı davanın ise reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı-karşı davacı vekili; asıl davanın reddi gerektiğini, karşı davada ise şirkete ait araçla yaptığı kazadan kaynaklanan zarar karşılığı maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece, Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 08.10.2020 tarihli ve 2020/3555 Esas, 2020/11098Karar sayılı ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 29.11.2021 tarihli ve 2021/11760Esas, 2021/15883 Karar sayılı bozma ilâmlarına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın da kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
    Karara karşı davalı karşı davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
    Mahkemece 17.05.2022 tarihli ek karar ile usulüne uygun muhtıraya rağmen temyiz nispi temyiz karar harcının süresinde yatırılmaması sebebiyle davalı karşı davacının temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
    Mahkemenin 17.05.2022 tarihli ek kararı davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3. Maddesine göre; “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    (2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (Ek cümle: 1/7/2016-6723/34 md.) Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.
    (3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmünü içermekle birlikte, 28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 47. maddesi ile geçici 3. maddenin 2. fıkrasındaki “454” ibaresi “444” şeklinde değiştirilmiştir.
    Açıklanan düzenlemeye göre, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427 ila 444. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı anlaşılmaktadır.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 434. maddesinin 3. fıkrasında ise temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödeneceği, bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa kararı veren hâkim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması gerektiği, aksi hâlde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususunun temyiz edene yazılı olarak bildirileceği, verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi gereğince uygulanması gereken HUMK’nın 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 tarihli ve 1984/5 E., 1985/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, temyiz isteği dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş olduğunun sonradan anlaşılmış bulunması hâlinde, kararı veren hâkim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde tamamlanması veya ödenmesi, aksi hâlde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. 05.01.1949 tarihli ve 1944/32 E., 1949/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bu konuda karar verme yetkisi de Yargıtaya değil, mahkemeye aittir.
    Somut olayda davalıya gönderilen muhtırada 1086 sayılı Kanun'un 434. maddesinin 3. fıkrasına göre yedi günlük kesin süre verilerek eksik harçların tamamlanması gerektiği hâlde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükümleri gereğince bir hafta kesin süre verildiği anlaşılmakla, davalıya gönderilen muhtıra usulsüz olduğundan, muhtıra tebliğine rağmen harcın süresinde tamamlanmaması sebebi ile davalının temyiz isteminin reddine dair karar tesisi hatalı olup, Mahkemece verilen 17.05.2022 tarihli EK KARARIN BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı - karşı davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 30 06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara