Esas No: 2022/4892
Karar No: 2022/8691
Karar Tarihi: 08.07.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4892 Esas 2022/8691 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/4892 E. , 2022/8691 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : .... Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar... Şirketler Grubu A.Ş. ve ... Gazetecilik ve Mat. A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar... Şirketler Grubu A.Ş. ve ... Gazetecilik ve Mat. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının, davalılara ait işyerinde 26.12.2002 tarihinde çalışmaya başladığını, iş sözleşmesi haksız şekilde sona erdirilinceye kadar çalıştığını, ücretine ilave olarak dinî bayramlarda 500,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin aylık ücretinin yaklaşık 2 aylık gecikmeyle ve eksik olarak ödenmeye başlandığını, yıllık izinlerin iş bahanesiyle kullandırılmadığını, bayram ve genel tatillerde çalıştırıldığını ancak karşılığının ödenmediğini, davacının ve arkadaşlarının alacaklarını talep etmesi üzerine işyeri yetkilisinin kendilerini işyerinden kovduğunu, davalı işyerinde normalde günlük 3 vardiya olmasına rağmen davacının 2 vardiyada çalıştılırdığını ve bu surette 16 saat çalıştığını, ancak fazla çalışmaları karşılıklarının ödenmediğini, davalı işyerinin ... Gazetecilik tarafından kurulduğunu ve... Şirketler Grubu Holding A.Ş.'nin çatısı altında faaliyet gösterdiğini, Şirket kurulurken... Ofset Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş. olan unvanının... Ofset Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş olarak değiştirildiğini, daha sonra davalı ... Gazetecilik Şirketi tarafından Şirket hisselerinin Vatan Ofset Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş.'ye devir gibi gösterildiğini ancak davalıların ne işyerini ne de Şirketi devretmediğini, işyerinin en son davalı... Ofset Şirketi tarafından işletildiğini, müvekkili davacının tüm davalıların işçisi konumunda olduğunu, iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı... Ofset Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının işyerindeki devamsızlığının üzerine öncelikle işe davet edildiğini, ancak işe gelmediğini, devamsızlık nedeniyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25 inci maddesi uyarınca derhâl feshedildiğini, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, ücret ödemelerinde gecikme olduğu iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, hiçbir zaman 20 günü aşan bir gecikme olmadığını, fazla çalışma taleplerinin gerçeği yansıtmadığını, fazla çalışma süreleri, tatil çalışmaları ve diğer tüm çalışma bilgilerinin ücret bordrolarında yer aldığını, müvekkili Şirketin iflas erteleme sürecinde olduğunu, bu nedenle de fazla çalışmayı gerektirecek bir iş hacminin olmadığını, işyerinin devrinin muvazaalı olduğuna ilişkin iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. ile... Şirketler Grubu Holding A.Ş. ortak vekili cevap dilekçesinde; ... Gazetecilik Şirketi ile dava dışı şahıs ve Şirket arasında imzalanan sözleşme sonucunda... Ofset Şirketinin tüm çalışanları aktif ve pasifleri ile devredildiğini ve satılan bu Şirketin daha sonra... Ofset unvanını aldığını, davacının müvekkili Şirketlerle hiçbir hukuki bağının kalmadığını, müvekkili Şirketin kayıtları incelendiğinde davacının müvekkili Şirketlerde hiçbir dönem çalışmadığının görüleceğini ve davacının taleplerinin haklı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Her ne kadar davalı ... Gazetecilik A.Ş. ile davalı... Şirketler Grubu ... A.Ş. Vekili, davacının müvekkillerinde hiçbir dönem çalışmadığını, müvekkilleri açısından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de, davacının... Ofset Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş.'de çalıştığı, çalıştığı yerin hemen bitişiğinde ... Gazetesinin olduğu, davacının çalıştığı yerde ... gazetesi ve... Holding'e ait işleri yapıldığı, gazetenin ekleri ve broşürlerinin basıldığı, işyeri hekimi olarak gazete bölümündeki işyeri hekimine gidildiği, ... gazetesine elaman teminin davalı... Ofset'ten sağlandığı, davacının işvereni... Ofset'in... Medya tesislerinde bulunan alanı ... Gazetesinden kiraladığı, hisse devirleri yapıldığı, hisse devirlerinden sonra ünvan değişiklikleri yapıldığı, davalıların yaptıkları bu işlemlerin muvazaalı olduğu anlaşıldığından davacının alacaklarından davalılar birlikte sorumlu tutulmuşlardır.
..." gerekçesiyle davalıların davacının işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına yönelik talepler bilirkişi raporu doğrultusunda hesaplanan tutarlar üzerinden hüküm altına alınmış, ücret alacağı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. vekili ve... Şirketler Grubu Holding A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. Madde düzenlemesine göre, kamu düzenine aykırılık halleri hariç, istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonunda;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı,
Davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açmada hukuki yararının bulunduğu, davacı tanıklarının davalılara karşı davalarının bulunmasının tek başına tanıklıklarına itibar edilmemesini gerektirmediği gibi davalı tarafça tanık beyanlarının aksini ispat eden herhangi bir delilinde dosyaya sunulmadığı,
Davalılardan... OFSET YAYINCILIK VE MATBACILIK A.Ş'nin iflas ettiğinin bildirilmesi üzerine ilk derece mahkemesince ... 1.İcra Müdürlüğü'nün 2018/5 Esas sayılı dosyasında iflas idare memurlarının isimlerinin bildirilmesinin istendiği, ismi bildirilen İflas İdare Memurlarına duruşma gününü bildirir davetiye gönderilerek iflas idare memurlarının duruşma gününden haberdar edildiği,
Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 12/11/2020 tarih , 2016/31617 Esas- 2020/1600 karar sayılı ilamına göre ''4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi hükmü uyarınca kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı Yasa'nın 14. maddesi halen yürürlükte olup anılan 14. maddenin 11. fıkrası hükmüne göre kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmeli ve kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği 1475 sayılı Kanun'un 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır'' hükmü karşısında kıdem tazminat alacağının tamamına fesih tarihinden itibaren faiz işletilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ..." gerekçeleriyle davalılar... Şirketler Grubu A.Ş ile ... Gazetecilik ve Mat. A.Ş.'nin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. vekili ve... Şirketler Grubu Holding A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1.2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile gerekçenin önemi Anayasa düzeyinde vurgulanmış olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
2. 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinde bir mahkeme hükmünün hangi hususları kapsaması gerektiği açıklanmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (c) alt bendine göre hüküm; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde içermelidir.
3. 07.06.1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklamaya yer verilmiştir.
2. Değerlendirme
1. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bir mahkeme kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.
2. “Gerekçe, hâkimin tespit etmiş olduğu (sabit gördüğü) maddî vakıalar ile hüküm fıkrası (sonucu) arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde, sabit görülen vakıalardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep (veya sebepler), başka bir deyimle, hükmün dayandığı hukukî esaslar açıklanır. ... Hâkim, tarafların kendisine sundukları ve ( tahkikat sonucunda ) sabit gördüğü maddî vakıaların hukukî niteliğini (hukukî sebepleri) kendiliğinden (resen) araştırıp (m.33) bularak, hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hâkim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. İstinaf mahkemesi ve Yargıtay da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. ... Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. ... Hukukî dinlenilme hakkı, mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de içerir.” (Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C.I, ..., İkinci Baskı, 2021, s.890-892)
3. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
4. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
5. Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
6. Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hâkimin gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
7. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince, davalı Şirketler arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilmiş ise de bu hususta yeterli gerekçeye yer verilmediği; dosyaya celbedilen ticaret sicil kayıtları ve Şirket hisse yapılarının yeterince değerlendirilmediği, her ne kadar bilirkişi raporunda ticaret sicil kayıt bilgilerine yer verilmiş ise de muvazaa yönündeki kabulün hangi esaslara dayalı olduğunun karar gerekçesinde açıklanmadığı görülmektedir. Bu bağlamda davalı işyerlerinin yakın olması, kira ilişkisinin varlığı, aynı zamanda dava dışı başka şirketlere de baskı işi yaptığı anlaşılan davalı... Ofset Şirketinde, davalı ... Gazetecilik ile... Şirketler Grubunun işlerinin de yapılmasının sonuca etkili olmadığı, işçi temini hususunun ise hüküm kurmaya yeter düzeyde ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Diğer yandan, İlk Derece Mahkemesince davacının 26.12.2002-31.07.2017 tarihleri arasında... Ofset Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş çalıştığı kabul edilmiş ise de dosya içeriğindeki Kurum kayıtlarının incelenmesinden, davacının 26.11.2002-30.04.2004 tarihleri arasında dava dışı Birpa Birleşik Medya A.Ş. işçisi olduğu görülmektedir. Bu durumda bu Şirket ile davalılar arasındaki hukuki ilişki de irdelenmeden eksik araştırma ve inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
8. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren, önceki hüküm sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.07.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.