Esas No: 2021/5291
Karar No: 2022/3482
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/5291 Esas 2022/3482 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/5291 E. , 2022/3482 K.Özet:
Davacı, Ankara'da bir hükümet konağı yapımı işi için sözleşme imzaladıklarını ve işin tamamlandığını ancak davalı kurumun yanlış hesaplamaları nedeniyle fazla ödeme yapıldığını iddia ederek 10.000 TL'nin davalıdan tahsilini istemiş. Davalı ise işin sözleşme şartlarına uygun olarak yapıldığını ve yapılan ilave işlerin hesaba katılamayacağını savunmuştur.
Mahkeme bozma ilamı gereği inceleme yaparak davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay'ın son kararıyla bozma doğrultusunda yapılması gereken araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiği belirtilmiş ve kararın bozulması gerektiği vurgulanmıştır. İlgili kanun madde ve kararı ise şöyledir:
- 1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı
- Yapım İşleri Genel Şartnamesi 21. madde
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında Ankara İli Keçiören İlçesi Hükümet Konağı Yapımı konusunda 22/11/2010 tarihli sözleşme imzalandığını, işin tamamlanarak teslim edildiğini, davalı kurumdan alacaklı gözükmelerine rağmen davalı kurum hesaplarında 113.969,48 TL fazla ödeme yapıldığı şeklinde tespit olduğunu, idarenin aldığı kesin hakedişte miktarların yanlış hesaplandığını, ilave yapılan imalatların dikkate alınmadığını belirterek minha edilmesi gereken miktarların yanlış hesaplanması ve ilave işlerin dikkate alınmaması sebebi ile 10.000,00 TL'nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; 09/03/2016 tarihli ıslah dilekçesinde dava değerini 119.468,53 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Keçiören Hükümet Konağı yapım işinin davacı tarafa verildiğini, sözleşme ve şartname hükümlerine göre işlem yapıldığını, idarenin sözleşme eki uygulama projesi ve mahal listesine göre minha işler anlamında kesin hesap ve hak ediş raporu hazırladığını, yüklenici firmanın idarenin yazılı izni ve onayı olmadan yerine getirmiş olduğu imalatlar anlamında Yapım İşleri Genel Şartnamesi Hükümleri doğrultusunda kesin hesap ve hak ediş raporu hazırlamanın mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak bu doğrultuda alınan rapor sonucunda taleple bağlı kalınarak davanın 119.468,53 TL üzerinden kabulüne karar verilmiş olup davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava eser sözleşmesi uyarınca eksik hesaplanan iş bedelinin ve ilave iş bedelinin tazmini istemine ilişkin olup davacı yüklenici, davalı iş sahibi idaredir.
Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, usulî kazanılmış hak ilkesi uyarınca bozma doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp karar verilmelidir. Nitekim 1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; "Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş olması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu" belirtilmiştir.
Bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; Mahkemece Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 14.05.2018 günlü bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın 108.589,18 TL üzerinden kısmen kabulüne dair verilen karar davalı iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir. Temyiz talebi üzerine yapılan inceleme neticesinde Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 2019/3089 E. 2020/1254 K. 03.06.2020 günlü ilamı ile düzenlenen bilirkişi ek raporları ile verilen kararın bozmaya uygun olmadığı, Yapım İşleri Genel Şartnamesi 21.maddesi gereğince inceleme yapılması ve tarafların rapora itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Yerel mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve böylelikle davalı lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılamada yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmış, alınan rapor neticesinde davacının toplam 129.717,81 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece taleple bağlı kalınarak 119.468,53 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece verilen ikinci kararda kabul edilen 108.589,18 TL bedel davacı tarafından temyiz edilmediğinden, bu durum davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil etmiştir. Bu nedenlerle mahkemece 108.589,18 TL üzerinden karar verilmesi gerekirken usuli kazanılmış hak gözetilmeden 119.468,53 TL üzerinden karar verilmesi uygun olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.