Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8061 Esas 2022/9204 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/8061
Karar No: 2022/9204
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8061 Esas 2022/9204 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/8061 E.  ,  2022/9204 K.

    "İçtihat Metni"




    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde 11.....2010-12.09.2012 tarihleri arasında şantiye şefi olarak 4.000,00 USD ücret ile çalıştığını, davacının ... sözleşmesini çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 09.....2010 tarihinde işe alındığını, son ücretin 2.222,00 USD olduğunu, davacının istifa ederek ... sözleşmesini feshettiğini, şantiye şefi olarak çalışan davacının fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini savunarak davaların reddini talep etmiştir.


    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 11.....2010-12.09.2012 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde 4.000,00 USD ücretle çalıştığı, ... sözleşmesinin davacı tarafından istifa suretiyle sona erdirildiği ve davacının kıdem tazminatı talebinin yerinde olmadığı, şantiye şefleri esnek çalışma saatine tabi olduğundan uygulamada fazla çalışma ücreti talep edemeyeceklerinin kabul edildiği, davacının çalışma saatlerini kendisinin belirlediği anlaşıldığından fazla çalışma alacağının bulunmadığı, davacının ayda 2 hafta tatilinde çalıştığı, dinî bayramlarda 1 gün çalışmadığı, dinî bayramların diğer günleri ile millî bayram ve genel tatillerin tümünde çalıştığı, davacıya yıllık ücretli iznin tamamının kullandırıldığının işveren tarafından yöntemince ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ... sözleşmesini çalışma koşullarının ağırlığı ve haklarının kendisine tam ve eksiksiz olarak ödenmemesi nedeniyle feshettiğini, bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazandığını, kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının kendi mesaisini kendisinin belirlemediğini, belirleyebilecek konumda olmadığını, kendisine emir ve talimat veren üstlerinin bulunduğuna dair tanık beyanlarının görmezden gelindiğini, davacının üst düzey yönetici değil biriminin yöneticisi olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

    2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; ücret tespitinin hatalı olduğunu, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacı ile birebir çalışması olmayan husumetli tanık beyanlarına dayanılarak karar verilmesinin mümkün olmadığını, davacının davalı nezdinde hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 11.....2010-12.09.2012 tarihleri arasında davalı Şirketin yurt dışı şantiyesinde şantiye şefi olarak çalıştığı, Mahkemenin ücret kabulünün dosya kapsamı ile usul ve kanuna uygun olduğu, davalı Şirkete karşı davası olduğu beyan edilen davacı tanığı hakkında gerçek dışı beyanda bulunduğu yönünde ciddi ve inandırıcı deliller ileriye sürülüp ispatlanmadığı, davalı tarafın tanık dinletmediği, kaldı ki davacının davalı ile husumeti bulunmayan tanığı F.A.'nın da dinlendiği, işbu davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilemeyeceği yönündeki davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, yıllık ücretli izinlerin kullandırıldığının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti hesaplamalarının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, ... sözleşmesinin davacı tarafından istifa suretiyle sona erdirildiği, davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde görülmediği ancak davacının işyerindeki çalışma saatlerini proje müdürünün belirlediği, davacının proje müdürünün emir ve talimatı ile çalıştığı, böylece davacının fazla çalışma alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve ayrıca mutad işyeri ... olduğundan somut olayda ... hukukunun uygulanması gerektiğini, şantiye şefi olan davacının üst düzey yönetici olarak kendi çalışma düzeni ve saatlerini belirleme yetkisinin bulunduğunu, fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

    2.Davacı vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde; davacının ... sözleşmesini çalışma koşullarının ağırlığı ve haklarının kendisine tam ve eksiksiz olarak ödenmemesi nedeniyle feshettiğini, bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazandığını, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinden yapılan indirimin çok daha düşük tutulması gerekirken % 30 olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ... sözleşmesine uygulanacak hukuk, ücretin ispatı, davacının kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, indirim oranı noktalarında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 inci maddesi.
    4857 sayılı ... Kanunu'nun 32, 41, 44, 46, 47, 53, 59, 63 ve 120 nci maddeleri.
    Mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.


    3. Değerlendirme
    1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2. İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye, aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması hâlinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, kanuni sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar. O hâlde üst düzey yönetici bakımından Şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.

    3. Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamına göre davacının, davalıya ait işyerinde şantiye şefi olarak görev yaptığı ihtilafsızdır. Dosya içeriği ve davacı tanık beyanlarından davacının çalışma gün ve saatlerinin esnek olduğu anlaşılmaktadır. Şantiye şefinin çalışma düzenini kendisinin belirlemesi, çalıştığı şantiyede davacı işçi üzerinde çalışma koşullarını düzenleyen amirinin olmaması, davacının projeyi sevk ve idare eden kişi olması nedeniyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince üzerinde proje müdürü bulunduğundan hareketle davacının üst düzey yönetici kabul edilemeyeceği değerlendirilmiş ise de söz konusu proje müdürünün şantiyede davacı ile birlikte bulunmadığı ve davacının çalışma düzenini kendisinin belirlediğinin anlaşılması karşısında, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle,
    1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

    Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    14.09.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
    (M) (M)


    MUHALEFET GÖRÜŞÜDÜR

    Uyuşmazlık, davalı işverenin yurtdışı şantiyesinde, şantiye şefi olarak görev yapan davacının fazla mesai alacağına hak kazanıp kazanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Yargıtay 9. Hukuk Dairesi “aynı yerde davacının tabi olduğu daha üst düzey bir çalışan olduğu da ispatlanamamıştır...” (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.07.2019 tarih ve 2016/32571 Esas 2019/15140 Karar), “üzerinde çalışma koşullarını düzenleyen amirinin olmaması, projeyi sevk ve idare eden kişi olması nedeniyle” (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.10.2017 tarih ve 2017/6435 Esas 2017/16933 Karar), “üzerinde teknik kordinatör bulunduğundan hareketle davacının üst düzey yönetici kabul edilemeyeceği değerlendirilmiş ise de söz konusu teknik kordinatörün şantiyede davacı ile birlikte bulunmadığı” (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.03.2021 tarih ve 2020/5977 Esas 2021/6679 Karar) şeklindeki kararlarından da anlaşılacağı üzere şantiye şefinin tabi olduğu daha üst düzey bir çalışan olması durumunda ve bu üst düzey çalışanın davacı ile birlikte şantiyede bulunması durumunda, şantiye şefinin çalışma saatlerini kendisinin belirleyemeyeceği, çalışma şartlarını düzenleyen projeyi sevk ve idare eden daha üst düzey yöneticinin, şantiye şefinin de çalışma saatlerini belirleyebileceği, şantiye şefinin, amiri konumundaki üst düzey yöneticinin belirlediği saatlerde çalışmak suretiyle fazla çalışma yapabileceği kabul edilmektedir.
    Yargılama aşamasında dinlenen davacı tanıklarından ... beyanlarında davacının şantiye şefi olarak çalıştığını, şantiyede genel kalfa dedikleri Engin Aşkar isimli kişinin de çalıştığını, bu genel kalfanın davacının üzerinde bir konumda bulunduğunu, davacıya emir ve talimat vererek yapılacak işleri söylediğini, davacının mesai saati boyunca çalıştığını, davacının kendi mesai saatini belirleme yetkisinin bulunmadığını ifade etmiştir. Diğer davacı tanığı ... ise beyanlarında davacının şantiye şefi olarak çalıştığını, davacı şantiyede çalışırken onun üst konumunda bulunan proje müdürünün de şantiyede bulunduğunu, proje müdürünün davacıya emir ve talimat verdiğini, davacının proje müdürünün belirlediği saatlerde çalıştığını, mesai saatlerinden daha kısa çalıştığına şahit olmadığını, davacının 08.00 – 19.00 saatleri arasında çalıştığı, 19.00 dan sonra da çalıştığının olduğunu, her ay 15-20 gün fazla çalışma yaptığını, günlük 2-3 saat fazla çalışma yaptığını, kendisinin davalı şirkete açılmış bir davası bulunmadığını beyan etmiştir. Davalı tanıkları da beyanlarında şirketin tüm çalışanlarının çalışma saatinin 08.00’de başladığı, akşam 19.00’da çalışma saatinin sona erdiği, davacının da aynen bu ... trafiğine göre çalıştığını, davalı şirketin tüm çalışanları için sağladığı şartlara göre 15 günde bir tatil günü olarak belirlendiğini, davacının çalıştığı dönemde de ona 15 günde 1 gün tatil verildiğini beyan etmişlerdir. Davalı tanıkları dahi davacının da işyerindeki ... trafiğine göre çalıştığını, normal mesai saatlerine uygun, normal mesai saatleri olan 8.00-19.00 arası çalıştığını, 19.00’dan sonra ayrıca fazla çalışma yapıp yapmadığını bilmediklerini ifade ederek davacının fazla çalışma yaptığını, mesaisini kendisinin belirlemediğini, tüm çalışanlar için belirlenen mesaiye uyarak çalıştığını ifade etmişlerdir.
    Somut olayda davacının şantiye şefi olarak çalıştığı sabittir. Ancak davacının, görev yaptığı şantiyede en üst düzey yönetici olmadığı, şantiyede kendisine emir ve talimat veren, davacıyla birlikte devamlı şantiyede bulunan davacının tabi olduğu üst düzey bir başka çalışanın bulunduğu, üst düzey çalışanın şantiyede davacı ile sürekli çalıştığı ve mesai saatlerini bu üst düzey yöneticinin belirlediği tanık beyanlarıyla sabittir.
    Sonuç olarak davacının, çalıştığı yurtdışı şantiyesinde şantiye şefi olarak çalıştığı ancak davacının amir konumunda tanıkların genel kalfa diye tabir ettikleri proje müdürünün bulunduğu ve bu proje müdürürün işyerinde davacı ile birlikte çalıştığı, davacının fazla çalışma yaptığına ilişkin iddialarını birbiriyle tutarlı tanık beyanlarıyla ispatladığı, davalı tanıklarının beyanlarının da davacı tanık beyanlarıyla örtüştüğü ve davacı iddialarını doğruladığı tüm tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacının, kendi mesaisini kendisinin belirlemediği ve davacının, işyerinde çalışanlar için belirlenen çalışma saatlerine göre çalışarak fazla çalışma yaptığı ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği, fazla çalışma ücretinin ödenmesi gerektiği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesinin, davacının fazla çalışma alacağı talebini reddeden İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak davacının fazla çalışma alacağının da kabulüne karar verilen kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan saygıdeğer çoğunluğun bozma nedenlerine katılmamaktayız. 14.09.2022


    Hemen Ara