Esas No: 2021/757
Karar No: 2021/722
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2021/757 Esas 2021/722 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/757 KARAR NO : 2021/722 KARAR TR : 27/12/2021 |
ÖZET: Davacının taşınmazına Deriner Barajı HES İnşaatı Çevre Yolları yapımı kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda verildiği ileri sürülen zarara karşılık olarak, maddi tazminatın faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : M.A.
Vekili : Av. İ.V.
Davalı : Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. H.K.N.
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu Artvin İli, Merkez İlçesi, Sakalar Köyünde bulunan 157 ada 9 sayılı parselde kayıtlı taşınmazının bulunduğu bölgede davalı idarece inşa ettirilen Deriner Barajı kapsamında yapılan çalışmalar sırasında taşınmazın hemen altında baraj gölü oluştuğu, baraj gölünün zeminde yarattığı su hareketleri nedeniyle heyelanların meydana geldiği, heyelanlar nedeniyle taşınmaz üzerinde sulu tarım yapma imkanının kalmadığı, ayrıca taşınmaza ulaşan önceki yolların su altında kalması sebebiyle yeni yolların üretim maliyetini arttırmasının ve heyelanlar nedeniyle can ve mal güvenliğinin tehlikeye düşmesinin taşınmazını ekonomik olarak kullanılamaz hale getirdiği, yeni yollar ile taşınmaza ulaşan mesafelerin artmasının, yakıt ve pazarlama giderlerini, ürünlerin insan sırtında %35 eğimli arazide 500-700 metre yukarı taşınmasını gerektirmesi ile işçilik maliyetini etkilediği, taşınmaz çevresinde meydana gelen heyelanlar ile baraj gölünün dolması arasında doğrudan illiyet bağının bulunduğu ileri sürülerek, taşınmazda meydana gelen zararlara karşılık olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle davalı kurum aleyhine idari yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. İdari Yargıda
2. Rize İdare Mahkemesi E.2017/31, K.2018/669 sayılı dosyasında 08/10/2018 tarihinde, "Davanın kabulüne" karar vererek idare aleyhine tazminata hükmetmiş, karar aleyhine istinaf yoluna başvurulmuştur.
3. Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi E.2018/1680, K.2019/1038 sayılı dosyada 09/07/2019 tarihinde, "uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği" görüşüyle "istinaf başvurusunun kabulüne, Rize İdare Mahkemesinin 08/10/2018 gün ve E.2017/31, K.2018/669 sayılı kararının kaldırılmasına" karar vererek, dosyayı mahalline iade etmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...davacı vekilince taşınmazın kamulaştırılması ve zararlarının tazmin edilmesi talebiyle miktar içermeyen dilekçe ile davalı idareye müracaat edildiği, davalı idarece kamulaştırma sürecinin tamamlanmadığı, incelemenin sürdüğünün belirtilmesi üzerine iş bu davanın açıldığı, dolayısıyla kamulaştırma mevzuatı çerçevesinde bir sürecin yürüdüğü, öte yandan, zararın, baraj inşası sırasında taşınmaza kamulaştırmasız el atılmasından ya da bir plan ve projeye dayalı olan baraj inşasında idarenin hizmet kusuru teşkil eden bir eyleminden doğduğunun iddia edilmediği, yolun sualtında kalması ve zemindeki su hareketleri nedeniyle heyelan oluşması gibi barajın bizatihi varlığına bağlı sebeplerle söz konusu zararın oluştuğunun iddia olunduğu, davalı idareye yapılan başvurunun da taşınmazın kamulaştırılması istemi olduğu ve taşınmazın sürekli olarak kullanılamaz hale geldiği iddialarıyla taşınmazın tamamının değerinin karşılanmasına ilişkin taleplere dava dilekçesinde yer verildiği birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın Kamulaştırma Kanunu"nun 12. maddesinde düzenleme altına alınan kısmi kamulaştırma (mücavir alan kamulaştırması) müessesesi çerçevesinde çözümleneceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bu durumda. Kamulaştırma Kanunu"nun 12. maddesi kapsamında taşınmazın kısmi kamulaştırmasının yapılıp yapılmayacağı noktasında düğümlenen uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerekirken. Mahkemece işin esasına girilerek verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır..."
4. Rize İdare Mahkemesi E.2019/520, K.2019/532 sayılı dosyasında 09/08/2019 tarihinde, B.İ.M kararındaki gerekçeler doğrultusunda "2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 15/1-a. maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine" karar vermiş, kararın istinaf başvurusunun kesin olarak reddedilmesiyle 21/03/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
5. Davacı vekili, benzer yöndeki taleple bu kez adli yargı yerinde dava açmıştır.
B. Adli Yargıda
6. Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi E.2020/180, K.2021/136 sayılı dosyada 24/02/2021 tarihinde, "Davanın usulden reddine" karar vermiş, bu karar da istinaf başvurusunun kesin olarak reddedilmesiyle 26/10/2021 tarihinde kesinleşmiştir. Bu kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Dava konusu edilen bölgede diğer taşınmazlara ait Rize İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararları İncelenmekle. Deriner Barajı HES İnşaatı Çevre Yolları İnşaatı kapsamında yapılan karayolu çalışmaları sonucunda ulaşım imkanı kalmasından dolayı uğradığı ileri sürülen zararlara karşılık maddi tazminatın Adli yargı yerindeki dava açına tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilen davanın İdari Yargı yerinde görülmesine karar verildiği, somut olay bakımından Deriner Barajı kapsamında çalışmaların yapıldığı, bu çalışmaların neticesinde heyelanlar meydana gelmiş olduğu, taşınmazlar üzerinde sulu tarım yapma imkanı kalmadığının belirtildiği, mahkememizin 2016/49, 50, 51, 52 değişik sayılı dosyaları ile yapılan tespitlerde, dava konusu taşınmazlarda ve çevre parsellerini kapsatacak şekilde toprak düzeyinde derin çatlakların olduğu, baraj istikametine doğru genel bir hareketliliğin başladığı, özellikle baraj suyunun yükseldiği, alçaldığı dönemlerde bu hareketliliğin kademeli olarak devam edeceği belirtilmiştir.
Tüm hususlar birlikte değerlendirildiği, idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan hizmet kusuru bulunduğu değerlendirilmekle. İdari vargının görevli olduğu kanaatine varılmıştır..."
7. Davacı vekilinin 10/11/2021 tarihli müracaatı üzerine, oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi 23/11/2021 tarihli ve E.2020/180 sayılı üst yazısıyla dava dosyasını, idari yargı dosyası ile beraber Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir.
III. İLGİLİ HUKUK
A. Mevzuat
8. Anayasa"nın 125. maddesinin son fıkrasında "İdarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü" olduğu düzenlenmiştir.
B. Yargı Kararları
9. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/02/1959 tarihli, E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının, III. Bölümünde şöyledir:
“İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.
Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.
Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.
Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 27/12/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun"un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, idari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
11. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU"nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ"nin ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
12. Dava, davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan HES projesi kapsamındaki çalışmalar sırasında, baraj gölünün zeminde yarattığı su hareketleri nedeniyle heyelanların meydana geldiği, heyelanlar nedeniyle davacıya ait taşınmaz üzerinde sulu tarım yapma imkanının kalmadığı ileri sürülerek uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
13. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men"i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
14. Olayda, ilk olarak idari yargı yerinde açılmış olan davada, yapılan keşif sonucu, Bilirkişi Kurulu tarafından hazırlanan raporda taşınmaza fiilen el atılmadığı belirlenmiştir. Bu durumda davacı vekilinin iddiaları ve dosyada bulunan bilirkişi raporları dikkate alınarak, davanın, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden veya eylemsizliğinden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açıldığının kabulü gerekir.
15. Bu sebeplerle açılan davanın, idarenin plan ve proje kapsamında yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak kurulmuş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eyleminden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1. maddesinde belirtilen dava türlerinden olması nedenleriyle uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Rize İdare Mahkemesinin 09/08/2019 tarihli ve E.2019/520, K.2019/532 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B.Rize İdare Mahkemesinin 09/08/2019 tarihli ve E.2019/520, K.2019/532 sayılı davanın GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ KARARININ KALDIRILMASINA,
27/12/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Celal Mümtaz AKINCI |
Üye Birol SONER |
Üye Nilgün TAŞ |
Üye Doğan AĞIRMAN |
|
Üye Aydemir TUNÇ |
Üye Nurdane TOPUZ |
Üye Ahmet ARSLAN |