Esas No: 2022/7860
Karar No: 2022/9894
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7860 Esas 2022/9894 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7860 E. , 2022/9894 K."İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.12.2018 tarihli ve 2018/4738 Esas, 2018/23513 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından bireysel başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2019/5507 başvuru numaralı ve 23.11.2021 tarihli kararı ile Daire kararının, adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlâli mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda Dairemizin 18.12.2018 tarihli ve 2018/4738 Esas, 2018/23513 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde;
1. Davacının 25.08.2014 - 25.11.2016 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığını, davacının ... sözleşmesinin hiçbir haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine, dava süresine ilişkin 4 aylık ücret ve diğer haklarla, işe başlatılmaması durumunda 8 aylık ücret tutarında tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 25.08.2014 - 25.11.2016 tarihleri arasında davalı Şirketin alüminyum duvar bölümünde ... operatörü olarak çalıştığını, davacının pek çok kez mesai saatleri içerisinde işinin başında olmama, sigara içmeye çıkma, yemek almaya çıkma ve benzeri konularında uyarılmasına rağmen hiçbir uyarıyı dikkate almadığını, gerek amirlerinin tuttuğu tutanaklarda, gerek kendi savunmalarında gerekse de kamera kayıtlarında davacının görevini yapmamakta ısrar ettiği, işini pek çok kez savsakladığı ve bunun üzerine de her seferinde uyarı aldığının kayıtlarla sabit olduğunu, işyerinde disiplinsiz davranarak işleri aksatan, mesai saatinde işinin başında olmayan davacının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;
"...Her ne kadar davalı işveren , davacının işine gereken özeni göstermediği ve işyeri düzenini bozduğu gerekçesiyle ... akdinin haklı nedenle feshedildiğini iddia etmiş ise de , bu iddiasını inandırıcı delillerle kanıtlayamamıştır. Şöyle ki , dosya kapsamından ve tanık beyanlarından , davacının mesai saatleri içerisinde sigara içtiğini gören olmadığı , mola saatine 5 - 10 dakika kala börek almaya bölümde çalışan arkadaşları adına gittiği ve bunun işyeri yetkilileri tarafından bilindiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki , davacının mola saatine 5 - 10 dakika kala börek almaya çıkması ya da mesai saatleri içerisinde 5 - 10 dakika oturması gibi davranışları bir bütün halinde değerlendirildiğinde işçinin işyerinde üretim ve ... ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yaptığı somut , kesin ve inandırıcı bir biçimde ortaya konmamıştır. Dolayısıyla yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda davalı işverence yapılan feshin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı kanaatine varıldığından davanın kabulü feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerekmiştir." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;
"...
Her ne kadar davacının ... akdi, görevinin gereklerini yerine getirmediği için feshedilmiş ise de; ... kesim ustası olarak görev yapan davacıya görev tanımının tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Hiç veya gereği gibi yerine getirmediği işler için farklı tarihlerde uyarı verilse de davacı tanıkları, davacının mesai bitimine 5-10 dakika kala tüm çalışanlar için yiyecek alıp gelmesinin yeni olmadığını ve işverenin bilgisi dahilinde olduğunu, mesai saatlerinde işini terk etmediğini, işyerinde 15-20 kişinin sendikalı olmak istediğini ve bu grubun başını davacı çektiği için işverenin davacıyı işten çıkardığını beyan etmişlerdir. Halen aynı işyerinde çalışmaya devam eden davalı tanıkları savunma yönünde beyanda bulunmuş iseler de onlar dahi davacıyı mesaide sigara içerken görmediklerini, sadece yiyecek almak için molaya yakın zamanda kısa süreli olarak dışarı çıktığını doğrulamışlardır. Davacının mola saatine 5-10 dakika kala bölümde çalışanlar için börek almaya gittiği sabit ise de bunu işyeri yetkililerinin de bildiği anlaşılmaktadır. Davacının bu davranışının veya mesai saatleri içinde 5-10 dakika oturmasının, üretimi etkileyecek, işyerinin düzenini bozacak dolayısıyla ... akdinin feshini gerektirecek boyutta olduğu kabul edilemez. Diğer yandan davalı tanığı ...'un "...zaten hareketlerinden ötürü okların kendisine yönelmiş olduğunu söyleyip uyarıda bulundum.." şeklindeki beyanıda şüphe uyandırmakta olup ileri sürülen gerekçelerin davacının ... akdinin feshine dayanak sağlama amacına yönelik bulunmuştur. Bu itibarla feshin haklı veya geçerli nedene dayanmadığına, davalı işverenin haklı nedenle ... akdini feshettiğini ispatlayamadığına ilişkin mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir...." şeklindeki gerekçe ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Yargıtay Kararı
Dairemizin 18.12.2018 tarihli ve 2018/4738 Esas, 2018/23513 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 19.10.2017 olduğu, karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davalı vekiline 20.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı vekilince sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 02.04.2018 tarihinde karara karşı temyiz yoluna başvurulduğu, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davalının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
C. Bireysel Başvuru
Kesinleşen karara karşı davalı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
D. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 2019/5507 Başvuru numaralı ve 23.11.2021 tarihli kararı ile mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun, tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan kanuni düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği, başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, Dairenin yorumunu, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde, ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E. Gerekçe
1. Uyuşmazlık
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ... sözleşmesinin feshinin davalı işveren açısından haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı, davalı işverenin ... sözleşmesin feshine gerekçe olarak ileri sürdüğü olguların yöntemince ispat edilip edilemediği konularındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ilekararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Dairemizin 18.12.2018 tarihli ve 2018/4738 Esas, 2018/23513 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2022 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.