Esas No: 2022/11057
Karar No: 2022/11033
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/11057 Esas 2022/11033 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/11057 E. , 2022/11033 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili; davacının davalılardan ... Belediye Başkanlığına ait işyerinde işçi olarak çalıştığını, davalı ... Başkanlığının her ay düzenli olarak 3417 sayılı Kanun kapsamında %5 oranında kesinti yaptığını, ancak işverenin yapılan kesintileri ve ilgili Kanun uyarınca ilave edilmesi gereken işveren paylarını aynı Kanun'un 4 üncü maddesinde belirtilen hesaba yatırmadığını, bu tür alacaklarının 4853 sayılı Kanun'a 26.12.2006 tarih ve 5568 sayılı Kanun ile eklenen ek madde ile 31.12.2007 tarihi itibari ile davalı Hazineye devredilmiş olduğunu, bundan dolayı dava konusu nemaların dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti
Davalı ... vekili; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, Ziraat Bankası nezdinde davacı adına açılmış hesap bulunmadığından Müsteşarlığın sorumlu tutulamayacağını ve husumet itirazında bulunduklarını, asıl alacağın alınması nedeniyle faiz talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili; husumet itirazında bulunduklarını, sorumluluğun Hazine Müsteşarlığına ait olduğunu, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ana paranın davacıya ödendiğini bu nedenle nema alacağı hususunda davacının hakkını saklı tutmadığından bu alacağın da sona erdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci
Kararın davalılar tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin ....03.2012 tarihli ve 2011/16145 Esas, 2012/3487 Karar sayılı ilâmı ile;
“Dava, tasarrufu teşvik kesintisi ve katkı paylarının 3417 ve 4853 sayılı Yasalar gereğince ilgili banka hesabına yatırılmaması nedeniyle tasarrufu teşvik ve nema alacağının davalı ... Müsteşarlığından tahsiline karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Resmi Gazete' nin 14/10/2011 gün ve 28084 mükerrer sayısında yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/12/2010 tarih ve 156–328 sayılı kararında da belirtildiği üzere, tasarrufu teşvik kesintilerinin ilgililerin iradeleri dışında, idarenin kamu gücü kullanılarak yapılması, konunun kamu hukuku alanına ilişkin olması gözetildiğinde, tasarruf kesintisi, kurum katkısı ve nemaların tahsili istemiyle anılan idarelere karşı açılan davaların görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevlidir. Görev hususu dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınmalıdır. Bu durumda, yargı yolu nedeni ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizin 11.11.2021 tarihli ve 2021/11395 Esas, 2021/15617 Karar sayılı ilâmı ile“... somut uyuşmazlıkta, hükmün gerekçeli kararının yazılmaması bozma nedeni olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine dair verilen kararın gerekçesi yazılarak bozma ilâmının gereği yerine getirilmiştir.
Temyiz
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut dosyada ret sebebi ortak olan davalılar lehine ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Sonuç
Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasında yer alan vekâlet ücretine ilişkin (5) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine;
“5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 5.100,00 TL ücreti vekâletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,” bendinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 03.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.