Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10661 Esas 2022/10993 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/10661
Karar No: 2022/10993
Karar Tarihi: 03.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10661 Esas 2022/10993 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/10661 E.  ,  2022/10993 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Ödemiş 1. Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
    BİRLEŞEN DAVA : ÖDEMİŞ 1. ASLİYE HUKUK (...) MAH. 2016/120 ESAS SAYILI DOSYASI

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 20.01.2021 tarihli ve 2020/4444 Esas, 2021/1729 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına direnilmiş ve bu kararın da davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.....2022 tarihli ve 2021/9-774 Esas 2022/1053 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararının yerinde olduğuna karar verilerek bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden davalı vekilinin temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    1.Davacı vekili 16.12.2015 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin 1991 yılında davalı ... Belediye Başkanlığında (Belediye) çalışmaya başladığını, çalışmasının hâlen devam ettiğini, 2009-2012 yılları arasındaki toplu ... sözleşmesi döneminde yetkili sendika konusunda uyuşmazlık çıktığını, konunun yargıya intikal ettiğini, yargılama süreci sonunda yetkili sendikanın Belediye-... Sendikası olduğunun tespit edilmesi üzerine 01.03.2009-29.02.2012 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesinin 04.....2012 tarihinde imzalandığını, toplu ... sözleşmesinin geç imzalanması sebebi ile arada geçen yaklaşık 3 yıllık sürede ödemelerin önceki toplu ... sözleşmesindeki hükümlere göre yapıldığını, bu sebeple ücret ve diğer sosyal haklar yönünden fark alacakların oluştuğunu, toplu ... sözleşmesinin imzalanmasından sonra oluşan fark alacakların işçiler tarafından talep edilmesi neticesinde davalı Belediyenin 19.11.2012 tarihinde farkların bir kısmını tahakkuk ettirdiğini, ayrıca farkların hesaplama yöntemi konusunda davalı Belediye ile Sendika arasında 11.03.2013 tarihli ek protokol imzalandığını, bakiye alacaklar yönünden ise işyerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince inceleme yapıldığını ve işçilerin fark alacaklarının bulunduğunun belirlendiğini, toplu ... sözleşmesindeki bazı hükümler net bir anlatıma sahip olmadığından bazı alacakların hesaplanmasında yorum farklılıklarının oluştuğunu, işçilere verilmesi gereken bordro ve hesap pusulaları verilmediğinden ve kısmi ödemelerin hangi alacağa mahsuben yapıldığı anlaşılamadığından alacakların miktarının tam olarak tespit edilemediğini, belirtilen sebeple toplu ... sözleşmesinden kaynaklı fark işçilik ve sosyal yardım alacakları bakımından belirsiz alacak davası, ilave tediye alacağı bakımından ise tam eda davası açıldığını ileri sürerek ilave tediye ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklı fark işçilik ve sosyal yardım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    2. Davacı vekili 10.02.0216 tarihli birleşen dava dilekçesinde; toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacakların tahsili istemiyle açılan davada ücret bordroları, diğer evrak ve kayıtların ibraz edilmesi üzerine müvekkilinin ilk davada talep etmediği bir kısım alacağının daha olduğunun anlaşıldığını ve eldeki davanın kısmi dava olarak açıldığını belirterek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücretleri ile yıllık izin harçlığı fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (6360 sayılı Kanun) hükümleri gereği su ve kanal hizmetlerinin ... Büyükşehir Belediyesine devredildiğini, belirtilen sebeple müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, düzenlenen ek protokole göre alacakların hesaplanması gerektiğini, ilave tediye alacağının ödendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    2. Davalı vekili birleşen dava bakımından cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 18.09.2017 tarihli ve 2015/1033 Esas, 2017/651 Karar sayılı kararıyla davacının 1991 tarihinde davalı Belediyede çalışmaya başladığı, hâlen davalı işyerinde çalıştığı, davalı Belediye ile Belediye-... Sendikası arasında 01.03.2009-29.02.2012 yürürlük tarihli toplu ... sözleşmesinin 04.....2012 tarihinde imzalandığı, davacının vasıflı işçi olup toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre ikinci grupta yer aldığı, davacıya davalı tarafından yapılan ödemeler mahsup edildiğinde dahi ilgili toplu ... sözleşmesi hükümleri uyarınca bir kısım işçilik alacaklarının eksik ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2018 tarihli ve 2017/2308 Esas, 2018/1412 Karar sayılı kararıyla;
    "...
    Dosya kapsamına göre davacı taraf davaya konu alacaklarının 2009-2012 TİS döneminde, Toplu ... Sözleşmesini imzalamaya yetkili olan sendika hususunda niza çıkması, yargılama sürecinin uzun sürmesi ile TİS'in imzalanmasının gecikmesi, ancak 04/.../2012 tarihinde imzalanması sebebiyle ,TİS'in geç imzalanmasından dolayı aradaki süreler eski TİS'e göre hesaplandığından ücret ve diğer sosyal haklar yönünden fark alacakları oluştuğunu ileri sürerek talepte bulunmuştur.TİS'in imzalandığı tarih değerlendirilmekle dosya kapsamı, Dairemizce bilirkişiden alınan 10.09.2018 tarihli denetime açık yasal sebeplere uygun ek rapor, çalışılan tarihler, TİS hükümleri,sunulan dekontlara göre yapılan ödemelerin düşülmesi ile davacının ücret farkı alacağının brüt 6.290,82 TL olduğu,öğrenim yardımı alacağının brüt 10,49 TL olduğu,2012/4.dönem ilave tediye alacağının brüt 45,11 TL olduğu belirlenmekle,bu açıdan davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmüş,sair itirazları yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamında bulunan taraflar arasındaki 2009-2012 yılına ilişkin TİS'in geçici Madde 2'de "Toplu ... sözlemesinin yürürlük tarihinden itibaren oluşacak tüm parasal artış farkları en geç 31/12/2012 tarihine kadar ödenir" şeklinde kararlaştırılmış olduğundan, bu kapsamda davalı Belediyenin bu tarih itibariyle temerrüde düşmüş olacağı ve faizin bu tarihten başlatılması gerektiği belirlenmekle bu açıdan davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüş ancak bu hususun birleşen dosyada talep edilen alacaklar ve ana dosyadaki ilk ıslah dilekçesinde birleşen dosyaya ilişkin belirtildiğinden sadece birleşen dosyadaki alacaklar yönünden uygulanabileceği, diğer alacaklara yönelik bu talebin 2.ıslah dilekçesi ile ileri sürüldüğü, bir davada iki kez ıslah yapılamayacağından, diğer alacaklar yönünden taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekmekle, usulü kazanılmış hak ilkesi ile davacı vekilinin diğer istinaf talepleri yerinde görülmemiştir...." gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin 18.09.2017 tarihli ve 2015/1033 Esas, 2017/651 Karar sayılı kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
    2. Dairemizin 20.01.2021 tarihli ve 2020/4444 Esas, 2021/1729 Karar sayılı kararıyla;
    "...
    Asıl davada ilave tediye talepleri dışındaki alacaklar için davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı şüphesizdir. Uyuşmazlık konusu toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar bakımından; talep içeriğinden de açıkça anlaşıldığı üzere, davacı sendikaya üye olduğu ve toplu ... sözleşmesinden yaralanabileceği tarihi, çalışma süresini, en son ödenen ücreti, toplu ... sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, ödenmesi gereken alacakları işyerinde uygulanan toplu ... sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumdadır. Bu halde toplu ... sözleşmesinden kaynaklı talep konusu alacaklar belirsiz alacak değildir. Asıl davada dava konusu edilen ilave tediye dışındaki alacakların gerçekte belirlenebilir alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın usûlden reddi gerekir.
    Her ne kadar davacı 03.01.2017 tarihli dilekçesi ile, Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 107/2 gereğince dava değerini arttırdıklarını, ayrıca 11.04.2017 tarihli dilekçesi ile de Hukuk Muhakemeleri Kanunu 176. madde gereğince davayı ıslah ederek belirsiz alacak davasını eda davası olarak ıslah ettiklerini bildirmiş ise de; belirsiz alacak davasının ıslah yolu ile eda davası haline dönüştürülmesi mümkün değildir. Bu itibarla da, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, anılan talepler yönünden de davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalıdır." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozularak dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Hukuk Genel Kurulu kararı kapsamında davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla ve kaldıki belirsiz alacak davası ile ilgili farklı kararlar söz konusu olup,Yargıtay 9.H.D. nin aynı taraflarla ilgili 27.04.2021-2021/4679 E.-2021/8544 K.,27.04.2021-2021/4401 E.-2021/8542 K.,27.04.2021-2021/4678 E.-2021/8543 K.sayılı ilamları dikkate alındığında hukuki istikrar gereği yukarıda açıklandığı üzere belirsiz alacak davası açması nedeniyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin zamanaşımı süreside dikkate alındığında davacı açısından hak kaybına neden olacağıda dikkate alındığında Dairemizin 12/10/2018 tarih ve 2017/2308 E.- 2018/1412 K. sayılı ilamı usul ve yasaya uygun olduğundan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 9.H.D. 20.01.2021 tarih ve 2020/4444 E.-2021/1729 K. sayılı bozma ilamına karşı direnilmesine karar verilmiştir." gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Daire bozma ilâmının istikrar kazanmış Yargıtay kararlarına uygun olduğunu, davanın usulden reddi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek belirtilen sebepler ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
    C. Hukuk Genel Kurulu Kararı
    1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
    2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.....2022 tarihli ve 2021/9-774 Esas 2022/1053 Karar sayılı ilâmı ile davacının talep ettiği toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark işçilik alacaklarının hesaplanabilmesi için kanunda öngörülen kayıt ve belgeleri tutma ve işçinin bilgisine sunmakla yükümlü olan işverenin sunacağı bordrolara ihtiyaç duyulduğu, fark işçilik alacaklarının belirlenebilmesinin muhasebe işlemini gerektirdiği, toplu ... sözleşmesi artışlarından kaynaklanan alacaklarını belirlemesinin davacı işçiden beklenemeyeceği gibi söz konusu alacakların miktarının tespiti için işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ve tahkikata ihtiyaç duyulduğundan Mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinin yerinde olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.....2019 tarihli ve 2016/22-2747 Esas, 2019/781 Karar, 21.01.2020 tarihli ve 2017/22-2198 Esas, 2020/29 Karar ile 16.03.2021 tarihli ve 2020/(22)9-435 Esas, 2021/272 Karar sayılı kararlarının da aynı doğrultuda olduğu gerekçesi ile direnme kararı yerinde bulunarak bozma nedeni dikkate alındığında karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
    D. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dairemizce temyiz incelemesine konu uyuşmazlık; toplu ... sözleşmesinden ... alacakların belirsiz alacak davasına konu edilip edilmeyeceği, davacının, 01.03.2009-29.02.2012 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesinden ... dava konusu alacak ve fark alacaklar ile ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanmışsa hesaplanması ve karşılığının ödenip ödenmediğine ilişkindir.
    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Kanun'un 107 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 371 inci maddesi ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükümleri ile 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.
    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.....2022 tarihli ve 2021/9-774 Esas, 2022/1053 Karar sayılı kararında davacının toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark işçilik alacaklarına ilişkin davasının belirsiz alacak davası olarak görülmesinin yerinde olduğu gerekçesi ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin direnme kararının hukuka uygun olduğu değerlendirilmiş ise de Dairemiz uygulamasına göre alacağın toplu ... sözleşmesinden kaynaklı olması ve kayıtların işverende olması alacağı belirsiz hâle getirmez. Kaldı ki davacının toplu ... sözleşmesine ve ücret bordrosuna e-Devlet üzerinden dahi rahatlıkla ulaşabileceği göz önüne alındığında, uyuşmazlık konusu alacakların hesaplanabilir alacaklar olduğu ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri yönündeki ilke kararımız aynen geçerli ise de söz konusu Hukuk Genel Kurulu ilâmı karşısında davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi bozma sebebi olarak değerlendirilmemiştir.
    3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    VII. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    03.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara