Esas No: 2022/12057
Karar No: 2022/11213
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/12057 Esas 2022/11213 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/12057 E. , 2022/11213 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ...Ş. (...) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... Enerji, Su ve .... İşçileri Sendikasının (... Sendikası) üyesi olduğunu, davalıya ait işyerinde elektrik teknisyeni sıfatı ile alt işverenlerin işçisi olarak çalıştığını, toplu ... sözleşmesi için yapılan görüşmelerde taraflar arasında anlaşma sağlanamayınca Yüksek Hakem Kurulunun 04.04.2016 tarihli ve 2016/144 Esas, 2016/308 Karar sayılı kararıyla 15.09.2015- 28.02.2017 tarihleri arasında ve 06.11.2018 tarihli ve 2018/1066 Esas, 2018/1825 Karar sayılı kararıyla 01.04.2018-31.03.2020 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmelerinin uygulanmasına karar verildiğini, toplu ... sözleşmesi hükümlerinin davacı hakkında uygulanmadığını ve bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek ücret farkı, ikramiye, yakacak yardımı, ... yardımı, gece çalışması ücreti, hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacı ile davalı işveren arasında herhangi bir ... sözleşmesi bulunmadığını, davacının yüklenici firmanın işçisi olduğunu, davalı ...'ın ihale makamı konumunda bulunduğunu, davacının çalışmaları sebebiyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının ... Enerji Tur. Tem. Mad. İth. ve İhr. Ltd. Şti.'de çalışmadığı hâlde dava dilekçesinde bu Şirketin toplu ... sözleşmesinin belirtildiğini, Yüksek Hakem Kurulu kararının davalı Şirket yönünden bir bağlayıcılığının bulunmadığını, alt işverene bırakılan hizmet alım işinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre değil, aynı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale edildiğini, ihale edilen işlerin bu kapsamda yer almadığını, toplu ... sözleşmesi görüşmelerinde alt işverenin bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, dava dışı yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla davacının çalışmalarından doğan alacaklardan sorumlu olduğu, davacının sendika üyesi olduğu, toplu ... sözleşmesinden faydalanma hakkı bulunduğu, toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; toplu ... sözleşmesi görüşmeleri ile Yüksek Hakem Kurulu kararlarının davacının üyesi olduğu sendika ile davacının o dönem içinde işvereni olan şirket arasında yapıldığı, anlaşma sağlanmaması nedeniyle Yüksek Hakem Kurulunun kararıyla sonuçlandırıldığı, ancak anılan taraflar arasında yapılan görüşmelerin müvekkili yönünden bir bağlayıcılığı olmadığını, karara gerekçe oluşturan bilirkişi raporunda ücret bordrosuyla davacıya ödendiği görülen hafta tatili ücreti miktarlarının hesaplanan alacaktan mahsup edilmediğini, davacının ücret bordrolarına bakıldığında her ay 579,90 TL tutarında hafta tatili ücreti ödemesi yapıldığının anlaşıldığını, ancak bu miktarlar düşülmediği için hafta tatili ücreti adıyla 7.378,94 TL gibi fahiş bir meblağın ortaya çıktığını, ayrıca davacı işçinin müvekkili Kurumun ihaleyle ... verdiği yüklenici alt işverenlerde çalışmış olduğunu, hiç bir zaman müvekkilinin personeli olarak istihdam edilmediğini, bu nedenle dava konusu alacaklar sebebiyle davacının çalıştığı şirketlere sorumluluk yöneltilmesi gerektiğini, bilirkişi raporuyla yapılan hesaplamaların çok fazla olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve özellikle davalı ... Üretim A.Ş. tarafından, hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3-g maddesi kapsamında yapıldığı, başka bir anlatımla aynı Kanun'un 62/e kapsamında yapılmadığı belirtildiğinden; davalının dava konusu alacaklardan asıl işveren sıfatı ile sorumlu olduğunun anlaşılmasına ve aynı TİS'ten kaynaklı olarak açılan davalarda Yargıtay 22. H.D'nin 23/01/2020 gün ve 2020/78 Esas, 2020/1196 Karar sayılı vb onama ilamlarının da bu doğrultuda olduğu görülmekle; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, enerji nakil hatlarının bakım ve onarım işi ihalesinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında imzalanan ihale sözleşmesiyle alt işverenlere verildiğini, alt işverenlerce yapılan ihale sözleşmelerine göre davacının her türlü ücret, tazminat, prim vs. özlük hak ve alacaklarından bu şirketlerin sorumlu olduğunu, ihale makamı olan davalının ilgisinin bulunmadığını, dava konusu alacakların asıl sorumlusunun bünyesinde çalıştığı yüklenici şirketler olduğunu, davalı Kuruma 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesine göre müteselsil sorumluluk yöneltilemeyeceğini, taraflar arasında yapılan toplu ... sözleşmesi görüşmelerinin ve Yüksek Hakem Kurulu kararının davalı Şirket yönünden bir bağlayıcılığı olmadığını, faiz türünün de hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasında, davacı işçinin toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.4857 sayılı Kanun 'un "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, ... sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."
3. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.