Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/12103 Esas 2022/11591 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/12103
Karar No: 2022/11591
Karar Tarihi: 10.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/12103 Esas 2022/11591 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, bir şirkette sayaç okuma elemanı olarak çalışırken iş sözleşmesinin bildirimsiz olarak feshedildiğini ve çeşitli alacaklarının ödenmediğini iddia ederek davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı işverenler ise davacının asıl işverenleri olmadığını ve sorumlu olmadıklarını savunmuşlardır. Mahkeme davacının taleplerinin kısmen kabulüne karar vermiştir. Daire ise ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiği, hafta tatili talebinin hatalı olduğu ve hizmet süresinin net bir şekilde belirlenmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle kararı bozmuştur. Sonuç olarak, davacıya farklı tazminatlar ödenmesine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/8. maddesi, ortaklıkların işveren olarak kabul edilebileceğini belirtmektedir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile ilgili kanun maddeleri, davalı işverenin yüklenici olarak anahtar teslimi hizmet aldığını ve işçi çalıştırmadığını belirtmektedir. Ayrıca, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'nin 38. maddesi, ihale makamının yalnızca son 3 aylık ücretle ilgili sorumluluğu olduğunu ve tazminatların bu kapsamda olmadığını belirtmektedir.
9. Hukuk Dairesi         2022/12103 E.  ,  2022/11591 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... ... Dağıtım Sanayi ve Tic. A.Ş. (...) vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti
    Davacı vekili; müvekkilinin asıl işveren davalı ... denetimi altında sayaç okuma işini üstlenen diğer davalı Şirkette 01.09.2008-25.07.2012 tarihleri arasında sayaç okuma elemanı olarak çalıştığını, sözleşmesinin işveren tarafından bildirimsiz olarak feshedildiğini, ücretinin okuduğu sayaç miktarına göre değişiklik gösterdiğini ve ayda ortalama aylık 1.200,00 TL ücret aldığını, ücret dışında yol ve yemek ücreti verileceği söylenmişse de ayrı bir ücret olarak verilmediğini, ödenen ücretin içinde yol ve yemek ücretinin olduğunun belirtildiğini, okuduğu sayaç miktarının aylık ortalama 10.000 ile 15.000 arasında değiştiğini, asgari geçim indiriminin verilmeye başlandığı 2008 yılından itibaren ödenmediğini, ücretli izinlerinin kullandırılmadığını, çalışma süresine denk gelen dinî bayramların arefe günü tam gün çalışma yapılmasına rağmen normal çalışma ücreti gibi ücretlendirme yapıldığını, haftada 7 gün saat 08.00'de işe başladığını ve sayaç okuma işi bitirilene kadar mesainin devam ettiğini, normal mesai bitiş saatinin 18.00 olduğunu, çalışma süresince haftada 5-6 gün 19.00-20.00'ye kadar çalışma yapılabildiğini, ayrı bir yemek süresi verilmediğini, öğle yemeği molasını kendisinin belirlediğini, 10 ya da 15 dakika yemek molası verildiğini, çay molası verilmediğini, pazar çalışması yapmasına rağmen ücretinin ödenmediğini, 01.09.2009- 31.07.2012 tarihleri arasında 2 yıl, 30 gün çalıştığını ve 28 günlük ücretli izin ... bulunduğunu, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti
    Davalı ... vekili; müvekkilinin asıl işveren olmadığını, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen ortaklıklardan olduğunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu (4734 sayılı Kanun) ve diğer kanun hükümleri çerçevesinde yüklenicilerden anahtar teslimi hizmet alan ihale makamı olduğunu, doğalgaz sayaçlarının okunması, faturalandırılması, açma ve kapama işini ihale ile gerçekleştirdiğini, davacının çalıştığını iddia ettiği sayaç okuma, ihbarname tebliği ve borç nedeni ile doğalgaz açma kapama işlerinin diğer davalıya ihale edildiğini, diğer davalı Şirketin sayaç okuma ve faturalandırma işlemlerini 4734 sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen ihale ile üstlendiğini, sayaç okuma ve faturalandırma işlemi hizmetini 05.02.2008 tarihinde ... Ltd. Şti.'nin, 09.07.2009 tarihinde davalı Şirketin, 19.04.2011 tarihinde ... Turizm Ltd. Şti.'nin ve 24.07.2012 tarihinde davalı ... Turizm Ltd. Şti.'nin üstlendiğini, davacının en son diğer davalı Şirkette çalıştığının tespit edildiğini, davacının müvekkilinin işçisi olmadığını, 4734 sayılı Kanun çerçevesinde ihale ile hizmet alımlarında sözleşme ve şartnamelerdeki düzenlemelerin Kamu İhale Kurumu tarafından düzenlendiğinden müvekkilini ihale makamı olmaktan çıkarmadığını ve asıl işveren statüsüne sokmadığını, müvekkilinin yalnızca ihale ettiği işin şartnamelere uygun olarak teslim edilip edilmediğini denetlediğini, ayrıca bu işte kendi işçilerini çalıştırmadığını, işyeri çalışma düzeni ile ilgili doğrudan talimat verme yetkisinin de olmadığım, ihale makamı olduğunu, bu nedenle müvekkili hakkındaki davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, Kamu İhale Kurumu tarafından yayınlanan ve müteahhitler ile akdedilen Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'nin 38 inci maddesinde de ihale makamına yalnızca son 3 aylık ücret ile ilgili sorumluluk yüklendiğini, ihale makamının tazminat ve sair başkaca alacaklardan sorumlu tutulamayacağının düzenlendiğini, müvekkili ...'ın işçi çalıştırmaya dayalı bir ihale yapmadığını, sayaç okuma işinin vasıfsız işçilik statüsünde olduğunu, davacının asgari ücretin haricinde ücret ödendiğine dair iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve ücretin banka yoluyla ödendiğini, 4734 sayılı Kanun'un hizmet alımlarında yaklaşık maliyet oluşturulurken Kamu İhale Kurumu sitesinde işçilik modül hesaplama bölümünde vasıfsız işçilik ücret tutarının asgari ücreti aşamayacağı düzenlemesine yer verildiğini, 4857 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesinin dava konusu taleplerin müvekkiline yöneltilemeyeceğini gösterdiğini, işbu olayda 4857 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesinin işletilebileceği varsayılsa bile 36 ncı maddedeki müteahhidin hak edişinden ödeme yükümlülüğünün yalnızca son ücret alacaklarına hasredildiğini, tazminatların bu kapsamda olmadığını, ücret konusunda yükümlülüğün doğmasının da işçinin talebine bağlı olduğunu, şimdiye kadar tüm uygulamalarda işçi alacağının müteahhitlerin hak edişlerinden ödendiğini, ancak davacının müteahhidin işi devam ederken ücret alacağı ile ilgili olarak dahi müvekkiline müracaat etmediğini, bu nedenle herhangi bir sorumluluk da doğmadığını, davacının müteahhit yanında belirli süreli ... sözleşmesiyle çalıştığını, bu nedenle ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, diğer davalı Şirketin müvekkilinden 4734 sayılı Kanun'a göre başlangıç ve bitiş tarihi belirli bir işi aldığını, ihale sonrası akdolunan sözleşmelere göre işin başlangıç ve sonuçlanma tarihinin belirli olduğunu, davacının müteahhidin ihaleyle aldığı ve sonu belli olan bir işin tamamlanması için istihdam edildiğinden belirli süreli ... sözleşmesi yapılmış olması için yeterli objektif nedenin mevcut olduğunu, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... Şirketi vekili; davanın ... ... mahkemelerinde açılması gerektiğini ve yetki itirazında bulunduklarını, davacı ile müvekkili Şirket arasında hiçbir zaman bir işveren işçi ilişkisi kurulmadığını, davacının müvekkili Şirkette hiçbir çalışması veya hizmetinin de söz konusu olmadığını, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci
    Kararın davalılar vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 17.05.2018 tarihli ve 2015/16107 Esas, 2018/11016 Karar sayılı ilâmıyla ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiği, davacının hafta tatili talebinin hatalı olarak hüküm altına alındığı ve hizmet süresi net bir şekilde tespit edilmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan Mahkemece, toplanan delillere göre davacının 2 yıl, 1 ay, 29 gün hizmeti bulunduğu kabul edilerek sonuca gidilmiş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz
    Karar süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe
    1. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davacının 2 yıl, 1 ay, 29 gün çalışması bulunduğu kabul edilerek dava konusu alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ne var ki davacı dava dilekçesinde, davalılar nezdindeki çalışmasını 01.09.2009-25.07.2012 tarihleri arasında toplam 2 yıl, 30 gün olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının talebi aşılarak hizmet süresinin 2 yıl, 1 ay, 29 gün olarak kabul edilmesi ve dava konusu alacakların da bu hizmet süresine göre hesaplanıp hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç
    Temyiz olunan kararın, yukarda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 10.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara