Esas No: 2022/8997
Karar No: 2022/12579
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8997 Esas 2022/12579 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/8997 E. , 2022/12579 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 29. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 19.03.2019 tarihli ve 2016/1455 Esas, 2019/216 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2021 tarihli ve 2021/112 Esas, 2021/2514 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Reddedilen ve davacı tarafça temyize konu edilen miktar 58.514,49 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04.09.2004-31.08.2015 tarihleri arasında davalı Şirkette baş sondör olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın 31.08.2015 tarihinde sona erdirildiğini, 2010 yılından itibaren müvekkili davacının ücretinin kademeli olarak düşürüldüğünü, davacının rıza gösterdiğine dair bir sözleşme hükmü ve yazılı beyanı bulunmadığından fark ücret alacağına hak kazandığını, davalıya ait petrol arama sahalarında çalışmanın haftanın 7 günü, günün 24 saati devam ettiğini, müvekkili davacının da çalıştığı sahada 24 saat görevli olduğunu, hafta tatili kullandırılmadığını, işyerinde ulusal ... ve genel tatil günlerinde de çalışmaya devam edildiğini, davacının hak kazandığı yıllık izinlerini de kullanmadığını ... sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, bakiye ücret alacağı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları ile yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilmemiş olup davalılar vekilleri yargılama sırasındaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalılar nezdinde 04.09.2004-31.08.2015 tarihleri arasında 10 yıl, 11 ..., 27 gün çalıştığı, ... sözleşmesinin ekonomik nedenlerle işyerinde küçülmeye gidilmesi sebebiyle feshedildiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının çalışma süresi içerisinde yıllık izin kullandığının ispatlanamadığı, davacının 200 gün yıllık izne hak kazandığı, davacının 2010 yılı Ekim ayından itibaren ücretinin eksik ödenmesi nedeniyle bakiye ücret alacağının bulunduğu, davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalıştıkları dönemle sınırlı olmak üzere davacının davalıya ait işyerinde ayda 20 saat fazla çalışma yaptığı, ayda iki hafta tatilinde ve dinî ve millî bayramların yarısında çalıştığını ispatladığı, davalının ıslaha karşı zamanaşımı def'i dikkate alınarak alacakların hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 04.10.2021 tarihli ve 2021/112 Esas, 2021/2514 Karar sayılı kararına uygun şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı işverence yapılan 15.10.2015 tarihindeki ödemenin ilk muaccel olan alacaktan düşülmesi gerektiğini, dolayısıyla muacceliyet tarihlerine ve sırasına göre hesaplama yapılması gerekirken bu hususa dikkate edilmemesinin hatalı olduğunu, bu ödemenin ıslah zamanına göre değil, ödeme tarihindeki muaccel borca göre değerlendirilmesi gerektiğini, zamanaşımı başlangıcının ıslah tarihinden geriye doğru 5 yıl geriye gidilerek 27.02.2014 olarak tespitinin hatalı olduğunu, hesaplamaların ilgili ayın başından itibaren başlaması gerektiğini, hesaplamaların 01.02.2014 tarihi dikkate alınarak yapılması gerektiğini, tanık ...’nin Sosyal Güvenlik Kurumu (...) kaydı incelendiğinde 27.08.2014 tarihine kadar davalılar ile hukuki ilişki içinde olan Alfa Şirketinde ...'lı olarak çalıştığını, söz konusu tanığın çalışma süresi dikkate alınarak fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanması gerektiğini, fark ücret alacağına bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizin yürütülmesi gerektiğini, takdiri indirim nedeniyle reddedilen tutarlar bakımından davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; zamanaşımı def'in dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davacının 07.03.2013 tarihi sonrası alacak taleplerini ispat edemediği de dikkate alındığında, tüm alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, 23.11.2021 tarihli bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden rapordaki hata ve eksiklikler giderilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, sadece davacının beyanlarının esas alınarak hesaplamaya gidildiğini, yazılı delil niteliğindeki bordrolarda davacının yevmiye usulü çalıştığının ... olduğunu, buna rağmen 30 gün çalışma varmış gibi hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, dosyada yer alan sondaj çalışma başlangıç ve bitiş tarihlerine ilişkin yazılı belgelerin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda hafta sayılarının ve çalışma saatlerinin de hatalı olduğunu ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Dairece verilen gönderme kararı gerekçesinde belirtilen açıklamalar uyarınca bilirkişiden aldırılan ek raporun kaldırma kararına uygun olduğu, davalıların dava dilekçesine yasal süresi içerisinde zamanaşımı def'inde bulunmadıkları; ancak ıslaha karşı zamanaşımı def'ilerinin değerlendirilerek alacakların hüküm altına alınmasında herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, davacının kaldırma-gönderme kararından önce ücret alacağına işletilen yasal faiz türünü istinaf sebebi yapmadığı ve bu hususunun davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluşturduğu, davacının alacaklarından reddedilen kısmının ıslaha karşı zamanaşımı def'i nedeniyle, alacağın sübut bulmaması nedeniyle ve ödenen ücretin mahsubundan kaynaklı olduğun dolayısıyla davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinde bir aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalılar vekilinin davaya karşı yasal süresinden sonra ... sürdüğü zamanaşımı def'inin dikkate alınıp alınmayacağı, davacının yevmiye usulü çalışan olup olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hataların bulunup bulunmadığı hususları ile davacının hak kazandığı fazla çalışma ücreti alacağının miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
A. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
B. Davalılar Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.