Esas No: 2022/10256
Karar No: 2022/12666
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10256 Esas 2022/12666 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/10256 E. , 2022/12666 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/5413 Esas, 2018/18854 Karar sayılı kararı ile davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından bireysel başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2018/26811 Başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararı ile Daire kararının, adil yargılanma ... kapsamında yer alan mahkemeye erişim hakkının ihlali mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/5413 Esas, 2018/18854 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin mahiyetten reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın ... sözleşmesine geçerli bir sebep olmaksızın son verildiğini ... sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, işe başlatılmaması hâlinde ödenmesi gereken tazminat ve boşta geçen süre ücretinin de hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; ... sözleşmesine uzmanlık alanı olan ... sağlığı ve güvenliği konusunda sahada hakimiyetinin olmaması, sahaya geç gelmesi, sözlü ve yazılı savunmaları alınmasına rağmen hâl ve hareketlerinde düzelme olmaması sebebiyle son verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 19 uncu maddesine göre fesih sebebinin açık ve somut bir şekilde belirtilmesi gerektiği; ancak somut uyuşmazlıkta soyut ifadelerle ... sözleşmesinin feshedildiği, 10.02.2016 ve 11.02.2016 tarihli işe geç gelme tutanakları sebebiyle davacıya 16.02.2016 tarihinde ihtar cezası verildiği ve tekrarı durumunda ... sözleşmesinin feshedileceğinin bildirildiği, oysa tekrarı olmadan ... sözleşmesinin feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının davacının 4 aylık ücreti tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili; 16.02.2017 tarihinde süre tutum talebini içerir başvuru dilekçesi ibraz etmiş ise de 28.02.2017 tarihinde gerekçeli karar tebliğ edilmesine karşın istinaf sebeplerini gösterir dilekçe ibraz etmemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar vekilinin sunduğu istinaf dilekçesinde İlk Derece Mahkemesinin yaptığı yargılama sonucu verdiği kararın hangi nedenlerle kaldırılması gerektiğine dair başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği, gerekçeli olarak istinaf kanun yoluna başvurulan dosyalarda da incelemenin, belirtilen sebeplere ve gerekçelere bağlı kalınarak yapılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararında kamu düzenini ilgilendiren ve resen kaldırılmasını gerektirecek bir hata bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; süre tutum dilekçesinde “mahkeme kararının hukuka uygun olmaması nedeniyle” istinaf yoluna başvurulduğunu ifade ettiklerini, kısa da olsa istinaf sebeplerinin bildirildiğini, bu sebeple istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ... sözleşmesine haklı olarak son verildiğini, kabule göre işe başlatmama tazminatının doğru belirlenmediğini, boşta geçen süre ücretinin tespitinde davacının başka bir işte çalışmaya başlayıp başlamadığının tespiti gerektiğini, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilip edilemeyeceğinin de araştırılmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Yargıtay Kararı
Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/5413 Esas, 2018/18854 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 08.02.2017 olduğu, buna göre karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davalılar vekiline 05.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği; ancak sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 18.04.2018 tarihinde karara karşı davalılar vekilince temyiz yoluna başvurulduğu, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
D. Bireysel Başvuru
Kesinleşen karara karşı davalı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
E. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 2018/26811 Başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararında, mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği; başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma ... kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin Dairemiz kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, feshin geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sebepleri ile sınırlı değerlendirme yapılması noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri.
2. 6100 sayılı Kanun'un "Ön inceleme" başlıklı 352 nci maddesinin birinci fıkrasında "Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda aşağıdaki durumlardan birinin tespiti hâlinde öncelikle gerekli karar verilir" denildikten sonra (d) bendinde "Başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi" belirtilmiştir.
3. 6100 sayılı Kanun'un "İncelemenin kapsamı" başlıklı 355 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
" İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/5413 Esas, 2018/18854 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.