Esas No: 2022/9677
Karar No: 2022/12918
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9677 Esas 2022/12918 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/9677 E. , 2022/12918 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 12. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Tavşanlı ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz ... bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz ... sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz ... bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalının istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacının, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz ... bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı linyit kömür üretiminde faaliyet gösteren ... Teknik A.Ş.'nin çalışanı olduğunu, en başından beri davalının asıl işçisi olmasına rağmen muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilerek haklarının kısıtlandığını, toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, davacının işyerinde imzalanan toplu ... sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olduğunu, dava konusu işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin işi anahtar teslim ... olarak verdiğini, ihale makamı olan Kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, çalışanların emir ve talimatları ihaleyi alan firmadan aldıklarını, davacının Kurum işçisi olmadığını ve Kurumun tarafı olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair bir talebi bulunmadığını, Kurumda aldatma kastının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.İhbar olunan firma vekilinin cevap dilekçesinde, müvekkilinin İdare tarafından açılan ihaleleri kazanarak kömür üretim işi yaptığını, davalı ile müvekkili Şirket arasındaki ilişkinin ihale usulü ile hizmet alımı işi olduğunu ve muvazaanın söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Şirket çalışanı olduğunu, davacının sendika ile müvekkili arasında imzalanmış olan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını ve herhangi bir hak kaybının söz konusu olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ihbar olunan Şirkette çalıştığı ve Maden- ... Sendikasına üye olduğu, davalı Kurum ile ihbar olunan arasında muvazaa ilişkisinin sabit olduğu, davalı Kuruma yazılan müzekkere cevabında davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği, Maden–... Sendikasına yazılan müzekkere cevabında ise Sendikanın, işçinin sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmesi usulünün uygulanmadığı hususlarının belirtildiği; bu sebeple davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği anlaşıldığından davacının toplu ... sözleşmesinden ... alacak taleplerinin reddine; ancak davacı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun gereği ilave tediye alacağına hak kazandığından dava konusu ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; muvazaa tespiti, husumet, zamanaşımı ve belirsiz alacak ile ilgili itirazlarının dikkate alınmadığını, muvazaa tespitinin hatalı olduğunu, Kurum personeli olmayan davacıya ilave tediye ödenmesinin mümkün olmadığını, ilave tediye hesabının asgari ücrete ve fiilen çalışılan günlere göre yapılması gerektiğini, net ücret yerine brüt ücret üzerinden karar verilmesinin yerinde olmadığını, faiz talebi, başlangıcı ve türünün hukuka aykırı olduğunu, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, lehe vekâlet ücreti olarak 90 TL'ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava kısmen kabul olmasına rağmen harç ve arabuluculuk ücretinin tamamından sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yeraltı kömür üretimi ve galeri açma işinin davalının asıl işi olduğu, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren bir ... olmaması, Alt İşverenlik Yönetmeliği'nde belirtilen şekilde geçerli asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulma şartının gerçekleşmemesi nedeniyle İlk Derece Mahkemesince verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı, dava konusu alacağın hesaplama dönemi dikkate alındığında dava ve ıslah tarihinde geriye zamanaşımına uğrayan alacak kaleminin bulunmadığı, davacının asıl işveren olan davalının işçisi olarak kabul edilmesi nedeniyle, ilave tediye alacağına hak kazandığından alacağın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, davanın kısmi dava olarak açıldığının anlaşıldığı, alacağının brüt ücret üzerinden hesaplanmasında ve dava-ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesinde kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, yine yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücreti bakımından Mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmeleri Kanunu'nun 39 uncu maddesine göre toplu ... sözleşmesinden yararlanması adına sendika üyeliklerinin bildirilmesi gerektiğinden bahsedilen işçilerin, toplu ... sözleşmesinin imza tarihinden sonra sendikaya üye olan işçiler olduğunu, davacının sendika üyelik tarihi, uyuşmazlığa konu toplu ... sözleşmelerinin imza tarihinden önce olduğu için sendika üyeliğinin işverene bildirilmesinin toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmasının şartı olmadığını, ayrıca sendika üyeliğinin davalı işveren tarafından bilindiğini, emsal dosyalarda bildirim şartı aranmadan işçilerin toplu ... sözleşmesinden yararlandırıldıklarını, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden de karara itiraz ettiklerini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; husumet itirazı ile zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, muvazaa olgusunu ve ilave tediye alacağı talebini kabul etmediklerini, faize ve faiz başlangıcına itiraz ettiklerini, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazları tekrar ettiklerini, yargılama giderlerinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ile diğer şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, muvazaalı olduğu durumda davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve ilave tediye alacağı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 370 ve 371 inci maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı ... Kanunu, 6356 sayılı Kanun hükümleri.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı; 23.02.2022 tarihli ve 2022/1773 Esas, 2022/2225 Karar sayılı ilâmları.
3. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 tarihli ve 2016/26170 Esas, 2016/25527 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
B. Davalı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.