Esas No: 2022/10648
Karar No: 2022/13131
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10648 Esas 2022/13131 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/10648 E. , 2022/13131 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 22. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.10.2022 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... İstemi ... ile davacı vekili Avukat ... ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 12.09.2013 - 20.01.2015 tarihleri arasında mekanik ustası olarak çalıştığını, en son net 2.000,00 USD ücret aldığını, ... sözleşmesinin davalı tarafından haklı neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık ücretli izin, hafta tatili, fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkilinin çalışanı olmadığını, hangi işveren nezdinde çalıştığını bilmediklerini, hangi projede çalışmış ise bu alt işverenin davalı gösterilmesi gerektiğini, aksi hâlde davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının dava dışı ... Mühendislik A.Ş.' nin işçisi olduğunu, tüm özlük dosyasının bu Şirkette olduğunu, davacının işe giriş ve işten çıkış tarihlerinin ihtilaflı olduğunu ve iddia edilen tarihleri kabul etmediklerini, davacının sadece müvekkilinin şantiyesinde çalışmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 16.02.2021 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesince yapılan incelemede 16.02.2021 tarihli kararın; Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2021 tarihli ve 2021/1662 Esas, 2021/2118 Karar sayılı ilâmı ile davalı tarafından cevap dilekçesinde ileri sürülen zamanaşımı def'inin değerlendirilmemesi yönünden kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine iadesine hükmedildiği, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı vekilinin dava dilekçesine karşı ileri sürdüğü zamanaşımı savunmasının dikkate alındığı gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ücretine dair tespitin hukuka aykırı olduğunu, dosyada yazılı deliller mevcut olmasına rağmen yazılı delillere itibar edilmediğini, davacının aylık ücretinin yurt dışı ... sözleşmesinde de görüldüğü üzere net 900,00 ... doları (USD) olduğunu, davacının, müvekkili Şirketin işçisi olmadığını, dosyaya gelen Kurum kayıtlarında davacının dava dışı ... ... Yapı ve Ticaret A.Ş. nezdinde çalıştığının, müvekkili tarafından davacının hiçbir zaman sigorta girişinin yapılmadığının açıkça görülmekte olduğunu, müvekkili Şirkete yöneltilen haksız ve gerçeklikten uzak davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu dönemde davacı işçinin müvekkili Şirket dışında başkaca şirketlerde çalıştığını, münhasırlık şartı gerçekleşmediğinden hukuka uygun asıl-alt işverenlik ilişkisinin varlığından bahsedilemeyeceğini, bu sebeple müvekkilinin asıl işveren sıfatıyla sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacının tazminatları hak edip etmediğinin tespiti için özlük dosyasının celbi gerektiğini, müvekkilinde bulunması mümkün olmayan evraklar talep edilmeden, yetersiz inceleme ile yapılan hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığını, dosyada mübrez yazılı belgelerden davacının hiçbir hak ve alacağı kalmaksızın ... sözleşmesinin feshedildiği açık olup bilirkişi raporunda hesaplanan diğer tüm alacaklara itiraz ettiklerini, dosyada mübrez yazılı belgelerin tamamının davacı tarafından imzalı olduğunu, dosyada mevcut olan davacı imzalı ibranamede davacıya işçilik alacaklarının ödendiğinin ve davacının müvekkili Şirketi ibra ettiğinin açık olduğunu, davacının hak kazandığını iddia ettiği alacak kalemlerinin, ülkemizin ... ... ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmadığı gözetilerek hesaplanması gerektiğini, yurt dışında çalışan işçinin yurt dışı çalışması bakımından fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil alacaklarının yurt dışı giriş çıkış kayıtları esas alınarak hesaplanacağını, ayrıca tanıkların da yurda giriş çıkış kayıtlarının celbi ile davacı ile birlikte çalıştığı dönemler tespit edilerek hesaplama yapılması gerektiğini, davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunmamasına rağmen, buna ilişkin detaylı inceleme yapılmadığını, müvekkili aleyhine ikame edilen dosyalarda tek ispat vasıtası hâline gelen ve beyanı doğrultusunda karar verilen davacı tanığı S.T.'nin, davacı tarafın tabir yerindeyse kadrolu tanıklarından biri olduğunu, bir tanığın yüzlerce çalışan için çalışma saat ve koşullarına, ücret tutarlarına ve işyeri uygulamalarına tüm detaylarıyla hâkim olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, iddia edilen çalışma sürelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu ve davacının taleplerinin çalışılan ülke şartları ve ülke mevzuatına göre değerlendirmesi gerektiğini, davacının dava konusu ... sözleşmesi kapsamında çalıştığı ... ...'da hafta tatilinin perşembe öğleden sonra başladığını ve ... günü tatil olduğunu, yani perşembe günü öğleden sonra ve ... günleri çalışma yapılmadığını, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı için kabul edilen faiz türü ve faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların iddia ve savunmaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve yurda giriş çıkış kayıtları, tanık anlatımları, banka kayıtları ve Yargıtay ve istinaf denetiminden geçen seri dosya bilgilerine göre; davacının 12.09.2013 - 21.05.2014 tarihleri arasında, davalıya ait yurt dışı projesinde dava dışı ... ... Yapı ve Tic. A.Ş.' nin işçisi olarak, ....02.2015 - 02.09.2015 tarihleri arasında ise yine davalıya ait yurt dışı projesinde dava dışı ... Mühendislik A.Ş.'nin işçisi olarak kesintili bir şekilde çalıştığı, davalının asıl işveren olarak her iki dönem yönünden de davacının işçilik alacaklarından dava dışı alt işverenlerle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacının kıdemi, yaptığı işin niteliği, tanık anlatımları ve emsal ücret araştırmasına göre en son ücretinin aylık net 2.000,00 USD olarak kabulünün yerinde olduğu, ... sözleşmelerinin tazminata hak kazanılamayacak şekilde sona erdiğine ilişkin ispat yükü üzerine düşen davalı tarafından her iki çalışma döneminde de fesihlerin tazminat ödenmeyecek şekilde gerçekleştiği olgusunun ispatlanamadığı, davacı işçinin kıdemine göre 14 gün yıllık izne hak kazandığı, dosyaya davacının yıllık izinlerini kullandığına dair ispata yarar bir delil sunulmadığı, dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil alacakları yönünden aynı davalıya ait, aynı ... ile alakalı seri diğer dosyalar ile birlikte görgüye dayalı bilgileri olan ve davalı işyerinde davacı ile birlikte çalışmış tanıkların beyanları doğrultusunda, yapılan işin niteliği de nazara alınarak davacının ispat külfetini yerine getirdiği, yıllık ücretli izin ve ihbar tazminatı yönünden 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un ilgili maddesi uyarınca hükmedilen faiz türü ve başlangıç tarihinde isabetsizlik olmadığı gerekçe göstererek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe:
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının dava konusu alacaklardan sorumlu olup olmadığı, davacının ücretinin tespiti, fesih, hizmet süresi ve dava konusu tazminat ve alacakların ispatı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, Mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi hükmü atfıyla yürürlükte olan 14 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 17, 32, 41, 46 ve 47 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
lk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.