Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/33475 Esas 2020/4773 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/33475
Karar No: 2020/4773
Karar Tarihi: 10.03.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/33475 Esas 2020/4773 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2016/33475 E.  ,  2020/4773 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, davacının 15/02/1994 tarihinde davalı ... Belediyesi"ne bağlı Pehlivanlı Belediye Başkanlığı"nda geçici işçi sıfatı ile çalışmaya başladığını, 15/10/2006 - 31/03/2014 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, işçilik alacaklarının ödenmediğini, öncelikle 6360 sayılı ve 12/11/2012 tarihli Kanun uyarınca Erzurum Valiliği nezdinde oluşturulan Devir - Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu"nun kararına göre, Pehlivanlı Belediyesi’nin işçi hak ve alacaklarına ilişkin borçlarının hangi kurum ya da kuruluşa devredildiğinin tespiti ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, davacı tarafın geçici işçi olarak Pehlivanlı Belediyesinde çalıştığını, 6360 sayılı Kanunun geçici olarak çalışan işçilerin devrini öngörmediğini, Kanun kapsamına alınmayan bir işçinin belediyeden iddia edilen alacakları talep etmesine yasal imkan olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ..., Pehlivanlı Belediye Başkanlığının tüzel kişiliğinin 30 Mart 2014 tarihinde Mahalli İdareler Seçimi sonrasında sona erdiğini ve anılan Belediyenin Tortum İlçe Belediyesi"ne bağlandığını, Tortum Belediye Başkanlığının davalı olarak taraf sıfatını kazandığını, davanın Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının davalı olarak gösterdiği valiliğin tüzel kişiliği bulunmadığından bu davalı yönünden davanın husumetten reddine; diğer davalılar yönünden dosyanın tefrikine, tefrik edilen dosyanın ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.

    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı davasını Tortum Belediye Başkanlığı, ... ile Erzurum Valiliğine İzafeten Maliye Hazinesine yönelterek bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Valiliğin tüzel kişiliği bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekiline İçişleri Bakanlığını davaya dahil etmek üzere kesin süre verilmiş; bir sonraki celsede ise, davacının Bakanlığı davaya dahil etmediği gerekçesiyle davalı Valilik yönünden davanın husumetten reddine; diğer davalılar yönünden dosyanın ise davanın tefrikine karar verilmiştir. Mahkemece birden fazla davalıya husumet yöneltildiği dikkate alınarak, diğer davalılar yönünden yargılamaya devam edilmesi ve işin esasına yönelik inceleme yapıldıktan sonra tüm davalılar yönünden aynı anda, ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken; bir kısım davalılar yönünden tefrik kararı verilerek, Valililik yönünden husumet sebebiyle ret kararı verilmesi hatalıdır. Gerek tefrik gerekse birleştirme kararları “yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için” verilir. Somut olayda verilen tefrik kararı yargılamanın daha iyi şekilde yürütülmesine yönelik değildir. Aksine tefrik kararı, dava sayısını ve yargılama giderini artırmakta, yargılama süresini değiştirmemektedir. Bu yönüyle değerlendirildiğinde tefrik kararı usul ekonomisine de uygun düşmemektedir. Hal böyle olunca, mahkemece tüzel kişiliği bulunmayan Valilik yönünden dahi yargılamaya devam edilmesi gerekirken, usule aykırı şekilde tefrik kararı verilmesi yerinde değildir. Davacının alacaklarından hangi kurumun sorumlu tutulması gerektiği yönünden, Devir Tasfiye Paylaştırma Komisyonu kararı da getirtilmek suretiyle gerekli araştırma yapılmalı, işin esasına ilişkin incelemenin sonucuna göre tüm davalılar hakkında ayrı ayrı hüküm tesis edilmelidir. Temyiz edilen kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Hemen Ara