Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10695 Esas 2022/14102 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/10695
Karar No: 2022/14102
Karar Tarihi: 02.11.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10695 Esas 2022/14102 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/10695 E.  ,  2022/14102 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Tavşanlı ... Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren bünyesinde 2005-2011 tarihleri arasında yer altında elektrikçi olarak çalıştığını, Maden-... Sendikasına üye olduğunu, davacının asıl işi yaptığı ve toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar ile brüt ücreti ile sosyal hakların giydirilmiş ücrette nazara alınması gerektiğini iddia ederek ödenmeyen kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı alacağının davalıdan tahsilini talep etmektedir.
    II. CEVAP
    1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ile husumet itirazlarında bulunduklarını, davacının toplu ... sözleşmesi kapsamında olmadığını, muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, davacının toplu ... sözleşmesinden yararlanmasının söz konusu olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    2.İhbar olunan firma vekilinin cevap dilekçesinde, Kurum ile ihbar olunan Şirket arasında muvazaa ilişkisinin söz konusu olmadığını, davacının Şirket işçisi olduğunu ve diğer işçiler gibi sendika üyesi olduğunu, sendika ile Şirket arasında toplu ... sözleşmesi imzalandığını işçilerin toplu ... sözleşmesi hükümlerinden faydalandığını, ... sözleşmesinin davacının istifası ile sona erdiği, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacının 03.04.2011 tarihine kadar davalı Şirkette çalıştığı, yine bu tarihte ... sözleşmesini feshettiği ancak kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğinin iddia edildiği, dosyada bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları incelendiğinde davacının işten ayrılış kodunun 03 (istifa) olarak bildirildiğinin görüldüğü, davacının "...03.04.2011 tarihinden itibaren işten kendi isteğimle ayrılmak istiyorum." yazılı istifa dilekçesi bulunduğu, davacının isticvabında istifa dilekçesindeki imzanın kendisine ait olduğunu, davalı Kurum bünyesinde kadrolu eleman olmak için sınava ve mülakatlara girdiğini, bu sınavların sonucunda ilgili Kuruma kabul edilince istifa dilekçesi verdiğini beyan ettiği, davacının davalı Kurumda işe başladığı, ... Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/1094 Esas, 2020/769 Karar sayılı kararı da göz önüne alınarak davacının yeraltında davalı Kuruma ait işyerinde alt işveren firma işçisi olarak çalışırken sınavı kazanması sonucunda işine ara vermeksizin Kurum çalışanı olarak çalışmaya devam ettiği, ... sözleşmesinin sona ermediği ve davacı işçinin çalışmaya devam ettiği bu nedenle ... sözleşmesinin sona ermediği kabul edilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı Kurum ile ihbar olunan Şirket arasında yapılan alt işverenlik sözleşmesinin geçersiz ve muvazaalı olduğu yönünde istinaf ve Yargıtayın kesinleşen onlarca kararının olduğunu, Mahkemenin hizmet alımının muvazalı olduğu ve müvekkili ile beraberinde çalışan arkadaşlarının başından beri davalı Kurum işçisi olduğu kabul edilip fesih bildiriminin haklı nedene dayanmadığı yönündeki kararının isabetsiz ve çelişkili olduğunu, dinlenen tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin ve beraberindeki ... arkadaşlarının ihbar olunan Şirketten haklı nedenle ayrılmak istediklerinde çıkışlarının Şirket tarafından verilmediğini ve müvekkili ile beraberindeki arkadaşlarının haksız ve hukuksuz olarak istifaya zorlandığını, davada aynı zamanda muvazaa olgusunun tespitini de talep ettiklerini ancak Mahkemenin bu konuda net bir karar vermediğini, karşı taraflara hukuka aykırı olarak fazla vekâlet ücreti takdir edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; muvazaa iddialarını kabul etmediklerini, davacının ... sözleşmesinin kendi isteğiyle sona erdirdiğini, ... sözleşmesinin sona erdiği tarih itibarıyla kesinleşmiş bir muvazaa tespiti olmadığını, davanın reddine yönelik itirazları olmadığını ancak davacının sınavı kazanarak müvekkili Kurum işçisi olarak atanması sebebiyle kendi isteğiyle işten ayrıldığını, bu sebeple dava konusu taleplerinin reddedilmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı işyerinde 01.04.2005 - 03.04.2011 tarihleri arasında taşeron firma işçisi olarak çalışırken, "01/04/2005 tarihinde işe başladım 03/04/2011 tarihi itibariyle kendi isteğim ile işten ayrılıyorum gereğinin yapılmasını arz ederim..." şeklinde vermiş olduğu dilekçe üzerine ... sözleşmesinin sona erdirildiği ve Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen işten ayrılış bildirgesinde 12.10.2012 tarih ve 03 "istifa" kodu ile bildirildiğinin anlaşıldığı, davacı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığından ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararı yerinde olduğu, ancak, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında "davacının davalıya ait işyerinde taşeron firma işçisi olarak çalışırken sınavı kazanması sonucu işine ara vermeksizin ... akdi sona ermeden çalışmaya devam ettiği, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağına" yönelik tespiti istifa karşısında geçerli olmadığından, davalının buna yönelik istinaf talebinin kabulü ile davanın reddine karar verildiğini, vekâlet ücreti yönünden ise davalı lehine reddedilen 150,00 TL'lik miktarla sınırlı olmak üzere vekâlet ücreti takdir olunması gerekirken fazla miktar hükmedilmiş olmasının yerinde bulunmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı yeniden hüküm kurulmak suretiyle kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara ilişkindir.
    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun ilgili hükümleri.
    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve temyiz sebeplerine göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.














    Hemen Ara