Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/11599 Esas 2022/14788 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/11599
Karar No: 2022/14788
Karar Tarihi: 21.11.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/11599 Esas 2022/14788 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/11599 E.  ,  2022/14788 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Elbistan ... Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1998 yılında girdiği ... Belediyesinde daimi işçi olarak çalışmakta iken 2011 yılı Kasım ayında norm fazlası işçi olarak Milli Eğitim Müdürlüğü kadrosuna aktarıldığını, dava tarihi itibarıyla Elbistan ... .... ... ... İlköğretim Okulunda işçi olarak çalıştığını, Belediyede Hizmet-... Sendikasına bağlı çalışmakta iken 2011 yılından itibaren Koop-... Sendikasına bağlı üye olarak çalıştığını, müvekkilinin 2011 yılı Kasım ayından itibaren maaş ve yevmiyeleri ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan hak ve alacaklarının ya ödenmediğini ya da eksik ödendiğini, davalı Kurumda aynı işi yapan ve aynı kıdeme sahip işçilerin tüm hak ve alacaklarını almalarına rağmen müvekkilinin bu alacaklarını alamadığını ... sürerek ilave tediye, aile ve çocuk yardımı, eksik ücret, yemek yardımı, ikramiye alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, kadrosunun devir tarihi ile birlikte 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'da (6111 sayılı Kanun) belirlenen ücret ve diğer mali hakların eksiksiz olarak ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı nezdinde çalışma süresinin ... olduğu, sendika üyesi olan davacının toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark alacaklarının hüküm altına alınması gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili; davacının kadrosunun devir tarihi ile birlikte 6111 sayılı Kanun'da belirlenen ücret ve diğer mali hakları eksiksiz olarak ödendiğini, davacının devredildiği Kasım 2011 tarihi ile Milli Eğitim Bakanlığında yürürlüğe giren yeni toplu ... sözleşmesinin yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihleri arasındaki ücret bordroları incelendiğinde davacının devirle getirdiği toplu ... sözleşmesindeki haklardan yararlandığının açıkça görüleceğini, davacının kadrosunun devri tarihi sonrası iki adet toplu ... sözleşmesi imzalandığını, davacıya mevcut toplu ... sözleşmesinin ilgili maddelerinde düzenlenen ücret ve diğer tüm mali hakların eksiksiz olarak ödendiğini, 01.07.2012 tarihinde yeni toplu ... sözleşmesi yürürlüğe girene kadar işçiler arasındaki ücret ve sosyal yardım farklarının nedeninin getirmiş oldukları ve yenisi yürürlüğe girene kadar kendilerine uygulanacak olan toplu ... sözleşmelerindeki farklılıklar olduğunu, aile ve çocuk yardımı alacağının eksik ödendiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, Bakanlar Kurulunun tespit ettiği tarihlerde ilave tediye alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini, sosyal yardımlar anlamında hak kaybına yer verilmediği gibi bilakis mevcutlarından iyi hale getirildiğini, davacının toplu ... sözleşmesi ile hak sahibi olduğu ücret ve mali haklara ilişkin farkların imza tarihinden geriye dönük ödendiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    " ...Hükme esas bilirkişi raporunda, davacı işçinin nakil sonrası uygulanacak Toplu ... Sözleşmesi yürürlüğe girene kadar nakil öncesi kendisine uygulanan Hizmet- ... sendikasının ... belediyesi ile imzaladığı Toplu ... Sözleşmesinin yürürlüğünün bitim tarihi olan Temmuz 2012 ayına kadar bordrolar ile yazılı deliller ile ödendiği ispatlanamayan aile çocuk yardımı alacağının ... Belediye Başkanlığı ile HİZMET-... sendikası arasındaki 14.07.2011-13.07.2012 tarihleri arası geçerli toplu ... sözleşmesinin 31. Maddesi kapsamında kabulüne karar verilmiştir. Nakil sonrası yürürlüğe giren KAMU-... ile KOOP-... arasındaki 01.07.2012-30.....2015 (29.03.2013 imza tarihi) Toplu ... Sözleşmesinde aile ve çocuk yardımı bulunmamakla birlikte davalı taraf sosyal yardım adı altında ödeme yapıldığını belirttiğinden bordrolarda sosyal yardım ödemesi yapılmayan Temmuz 2012-Mart 2013 tarihleri arası döneme ilişkin ilgili toplu ... sözleşmesinin 27. Maddesine göre bilirkişi raporunda hesaplama yapıldığı, sonraki dönemlere ilişkin bordrolarda ödeme olduğu anlaşılmıştır.
    Ücret bordrolarında tahakkuk bulunmayan dönemler için bakiye alacağın ve 6772 sayılı Kanun gereği ödenmeyen ilave tediye alacaklarının da hesaplandığı, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla mahkeme kararının dosya içeriğine uygun olduğu değerlendirilmiştir.
    Ancak, Mahkemece ilave tediye alacağına ilişkin olarak hüküm fıkrasında "mevduata uygulanan en yüksek faizi" işletilmesi hatalı olduğundan bu sözcüklerin tamamen çıkartılarak yerine "işleyecek" sözcüğünden sonra gelmek üzere "yasal faizi " sözcüklerinin yazılmasına Mahkeme kararının bu şekilde düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir." İlave tediye alacağına ilişkin 1 nci bendinde yer alan "mevduata uygulanan en yüksek faizi" sözcüklerinin tamamen çıkartılarak yerine "işleyecek" sözcüğünden sonra gelmek üzere "yasal faizi " sözcüklerinin yazılarak Mahkeme kararının bu şekilde düzeltilmek suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir."
    gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde ... sürdüğü nedenlerle temyiz isteminde bulunmuştur.
    C. Gerekçe
    1. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Kanun Yolları" başlıklı sekizinci kısmının istinafa ilişkin birinci bölümünde yer alan “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353. maddesinde,
    “(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
    a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
    1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması.
    2) ... sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.
    3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması
    4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.
    5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, karar verilmiş olması.
    6) Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.
    b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
    1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
    2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
    3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.” hükümleri yer almaktadır.
    2. Değerlendirme
    1. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince verilen kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmış; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesine rağmen, ilave tediye alacağına uygulanan faiz yönünden hatalı karar verildiği gerekçesi ile "İlave tediye alacağına ilişkin 1 nci bendinde yer alan "mevduata uygulanan en yüksek faizi" sözcüklerinin tamamen çıkartılarak yerine "işleyecek" sözcüğünden sonra gelmek üzere "yasal faizi " sözcüklerinin yazılarak Mahkeme kararının bu şekilde düzeltilmek suretiyle istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE," şeklinde karar verilmiştir.

    2. Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda açıklandığı şekilde karar verilmiş ise de bu karar 6100 sayılı Kanun'un atıfta bulunulan 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (3) üncü alt bentlerine uygun değildir. Kanun'un ilgili hükmünde bölge adliye mahkemesinin verebileceği karar türleri açıklanmış olup bu hâller arasında ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırmadan, hükümde değişiklik veya düzeltme yapmak şeklinde bir seçenek yer almamaktadır. Bölge adliye mahkemesi, incelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu sonucuna vardığı takdirde başvurunun esastan reddine; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında ya da yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında karar verebilir.
    3. Dosyanın incelenmesinde; Bölge Adliye Mahkemesince bir taraftan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, diğer taraftan İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmında bazı düzeltmeler yapıldığı görülmektedir. Kanun'da bu uygulamaya cevaz veren bir düzenleme mevcut değildir. Bir diğer ifade ile bir defa başvurunun esastan reddine karar verildiğinde, artık İlk Derece Mahkemesi hükmüne müdahale anlamına gelecek herhangi bir ekleme yahut düzeltme yapılmasına imkân bulunmamaktadır. Aksine Kanun'un ilgili hükmünde yer alan "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir" şeklindeki kural gereği, Bölge Adliye Mahkemesi böyle bir hâlde ancak düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilir. İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılmadan mevcut kararın hüküm fıkrasında düzeltme yapılması açıklanan kanun hükümlerine açıkça aykırı görüldüğünden kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının USULDEN BOZULMASINA,
    Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
    Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    21.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara