Esas No: 2016/21
Karar No: 2016/58
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2016/21 Esas 2016/58 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2016 / 21 KARAR NO : 2016 / 58 KARAR TR : 15.02.2016 |
ÖZET : TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi"nde faaliyet gösteren davacı şirkete ait taşınmaz üzerine inşa edilen tesisin maliki olan davacının, söz konusu tesis hakkında işyeri açma ve çalışma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davanın, davalının 4562 sayılı Kanun gereğince özel hukuk tüzel kişisi olması nedeni ile ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : K. Güç Sistemleri San.ve Tic.A.Ş.
Vekili : Av. S.Ö.
Davalı : TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi
Vekili : Av. S.B.
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren bir şirket olduğunu; TOSB Yönetimine işyeri açma ve çalışma izni verilmesi için başvuruda bulunulduğunu ancak TOSB Yönetimi tarafından gönderilen 16.03.2015 tarih ve BM-460/2015 sayılı cevabi yazı ile; 293 ada, 1 Parselinde kayıtlı taşınmaz üzerindeki tesis için istenilen "iş yeri açma ve çalışma izni" talebinin "arsa üzerindeki yapılaşmanın OSB nin ortak alanına (imar yoluna) "tecavüzlü olduğu " gerekçesi ile reddedildiğini; talebin konunun yargıya intikal ettiği ve ilgili mahkemelerince yürütmenin durdurulması kararları verildiği gerekçesi ile yinelendiğini ancak kararların imar yoluna tecavüzlü olmadığının tespiti gerekçesine dayanmaması nedeniyle talebin yine reddedildiğini, sonrasında Kocaeli 1. İdare Mahkemesi’nin 2014/246 E. sayılı dosyasından verilmiş olan nihai kararla davacı şirkete ait istinat duvarı hakkında tesis edilmiş olan işlemlerin hukuka aykırı olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine işyeri açma ve çalışma izni talebinin yinelendiğini, ancak bu talebin de reddedildiğini kararların hukuka aykırı olduğunu zira; davacı şirket tarafından kullanılan ve TOSB"de bulunan binanın davalı tarafça onaylanmış avan projeye uygun şekilde imal edildiğini;
Davacı şirket tarafından (şirket bölünmesi öncesi Delta Güç Sistemleri A.Ş.-unvan değişikliği ile Karat Güç Sistemleri A.Ş.) sahibi olduğu; Kocaeli ili, Çayırova İlçesi, Şekerpınar Mahallesi, 293 ada. 1 parselde bulunan gayrimenkule fabrika binası yapımı için hazırlatılan projenin davalı idare tarafından onaylanmış olduğunu ve davalı idare tarafından onaylanmış bu proje uyarınca ruhsatlar, ruhsat uzatımları ve yeni ruhsatlar verildiğini, ilk ruhsat tarihinin 14.02.2002 olduğunu; bu tarihten sonra inşaat işlerinin derhal başlatıldığını ve ruhsatın alınmasından sonraki iki yıl içinde inşaat tamamlanaması nedeni ile süre uzatımlarının ve 5 yıllık süreç içinde inşaatın bitirilememesi nedeni ile ruhsat yenilememesinin aynı onanmış projeye dayanılarak alındığını, söz konusu onanmış projenin üzerinde parsel sınırları dışına taşmış olan kısmın açık bir şekilde gösterilmiş olduğunu ve bu hali ile projenin onaylandığını; inşaatın tamamlanmasından uzunca süre sonra, parsel bitişiğindeki yolun tamamlandığını ve trafik akışı ve OSB iştirakçilerinin kullanımı açısından hiçbir sorun oluşmaksızın, süreç 2013 yılı başına kadar devam ettiğini,
Devam eden süreçte davalı TOSB yönetimi tarafından 03.06.2013 tarihli yapım kullanım izninin de verildiğini, dava konusu yapının, davalı yanca da onaylanmış ve yapının yola tecavüzlü kısmı açıkça belirtilmiş olan avan projeye uygun olarak imal edildiğini ve bu proje uyarınca imal edilen yapıya gerek yapı kullanım izinlerinin gerekse de ruhsatlarının verildiğini; binanın yola tecavüzlü kısmından davalının proje onay aşamasında da ruhsat ve yapı kullanım izinlerin tanzimi aşamasında da haberdar olduğunu; konu ile ilgili olarak Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/304 Esas sayılı ve Kocaeli 1. İdare Mahkemesi’nin 2014/246 esas sayılı dosyalarında verilmiş , davalı taraf işleminin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kararların bulunduğunu; ancak davalı tarafın mahkeme kararlarını uygulamadığını,
Tara Yatırım A.Ş. firmasının taraf olduğu. Kocaeli 2. İdare Mahkemesinin 2014/304 E. sayılı dosyasından derdest dava dosyası ve Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin 2014/246 E. sayılı ve 2014/565 E. sayılı dava dosyaları içeriğindeki olaylar ve davalı uygulamaları dikkate alındığında, davalının hiçbir karara ve yetkiye dayanmaksızın, tamamen haksız hukuka aykırı ve neticesi suç teşkil edecek uygulamalar içine girmekte bir sakınca görmediğini; bu uygulamaları için kamu idaresinin diğer organlarından bir kısım bilgileri gizlemek ve yanıltmak suretiyle hukuka aykırı zor kullanılmasını sağlamak amacıyla zabıta gücüne de başvurduğunu; bahsi geçen davalarda, davalı işlemi hakkında hukuka aykırılık nedeniyle yürütmenin durdurulması kararlarının verildiğini ve itirazların da Bölge İdare Mahkemesince reddedildiğini,
En son davalı tarafça yıkıma yönelik tesis edilen işlemin yürütmesinin Kocaeli 2. İdare Mahkemesi"nin 2014/945 E. Sayılı dosyasında durdurulmasına karar verildiğini; nitekim gerek Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/304 ve gerekse 2014/925 E. sayılı dosyalarında aldırılan bilirkişi raporlarında; yapının tamamının TOSB tarafından verilen ruhsat ve eklerine hiçbir aykırılığının bulunmadığı, 2013 yılına değin davalı idare tarafından yapı ve duvar ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığı, davalı tarafından baskı altında bir taahhütname alınmışsa da bu taahhütname uyarınca işlem yapılmasının yasal olmadığı, ruhsata uygun imal edilen istinat duvarının yolların fiili durumu, planlama teknikleri ve şehircilik ilkeleri açısından yol genişliğini daraltmaması ve yolun hiçbir açıdan kullanımına engel olmaması nedeni ile sakıncalı olmadığı, büyük tonajlı ve yüksek araçların çoğunlukla kullandığı yolun duvarın yuvarlak formda olması nedeni ile köşeli değil kavisli bir kavşak halini aldığı ve bunun da trafik güvenliği açısından doğru olduğu, yapılan uygulamanın yolun ve parselin formunu düzelten bir şekilde olduğu, plan tadilatı ile fiili durumun planlara işlenmesi ile, idarenin yanlış uygulaması neticesinde oluşan tecavüzün ortadan kaldırılmasının ve yasal hale getirilebilmesinin mümkün olduğu hususlarına yer verildiğini; buna rağmen davalı tarafça davacı şirkete işyeri açma ve çalışma izni verilmediğini;
Yine davalı tarafa müracaat edilerek Tara Yatırım A.Ş. firması adına davalı yanca onaylanmış olan avan projede açıkça belirlenen taşkın alan ile ilgili plan değişikliği yapılması veya mümkün değil ise, satış, kiralama veya ecrimisil yöntemine başvurulmasının talep edildiği ancak bu taleplerin de reddedildiğini, bu işlemlere karşı da Kocaeli 2. İdare Mahkemesi"nin 2014/536 ve 2014/537 esas sayılı dosyalarında iptal davalarının açıldığını belirterek; 16.03.2015 tarih ve BM-460/2015 sayılı yazı ile davalı tarafından bildirilen işyeri açma ve çalışma izni talebinin reddine ilişkin kararın iptaline, haksız ve hukuka aykırı işlem nedeniyle ilgili mahkemece karar oluşturuluncaya kadar davacının giderimi olanaksız zararlara uğramasının önüne geçilmesi amacıyla tensiple birlikte işlemin yürütmesinin durdurulmasına, karar verilmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açılmıştır.
Davalı vekili süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde; 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 5. maddesinde Organize Sanayi Bölgelerinin niteliklerinin tarif edilmiş olduğunu, OSB’nin, müteşebbis heyetin başvurusu üzerine Bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir denildiğini, bu nedenle davacı ile OSB arasında bir özel hukuk ilişkisi söz konusu olduğundan görev yönünden dava dilekçesinin reddi gerektiğini savunarak görev itirazında bulunmuştur.
Kocaeli 2. İdare Mahkemesi: 18.06.2015 gün ve 2015/582 Esas sayılı kararı ile özetle; davalının yasaların tanıdığı yetkiler uyarınca kamu gücü kullanarak tek taraflı iradesi ile tesis ettiği davacının işyeri açma ve çalışma izni verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin, işlemin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları” kapsamında olduğunun anlaşılması karşısında davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı; açıklanan nedenlerle bakılan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde 2576 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrası gereğince Mahkemelerinin görevli olduğuna, davalı tarafça yapılan görev itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı vekili tarafından süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı: 23.12.2015 tarih ve 2015/297339 sayılı yazısı ile: “Bilindiği gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sının” kenar başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)
İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
Kamu kurumlarınca alınan idari kararların yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek açılan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesinde tanımlanan iptal davalarının amacı, idari işlemlerin idari yargı organlarınca denetlenerek, idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasıdır.
Öte yandan, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 3/b maddesine göre organize sanayi bölgeleri "..Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dahilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dahilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dahilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgelerini," ifade etmektedir. Aynı Kanunun 5/1 maddesinin "OSB, müteşebbis heyetin başvurusu üzerine Bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri (...) yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir hükmü ve 8. maddesinde geçen, “Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asıl, beş yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri iki yıl için seçilir./ Yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yönetim kurulu en az ayda iki defa toplanır ve toplantı salt çoğunluk ile yapılır. Geçerli bir mazereti olmadan üst üste yapılan üç toplantıya veya mazereti olsa dahi altı ay içinde yapılan toplantıların en az yarısına katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılırlar. Kararlar salt çoğunlukla verilir. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir. /Yönetim kurulu; kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemeler ile müteşebbis heyetin kararları çerçevesinde OSB"nin sevk ve idaresini yürütmekle görevlidir şeklindeki hükümler karşısında, organize sanayi bölgeleri yönetimlerinin özel hukuk tüzel kişiliği olduğu tartışmasızdır.
Yine anılan Kanunun 25/5 maddesine göre de organize sanayi bölgelerinin organları ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerin organları ile ilgili hükümlerinin kıyasen uygulanacağı hükmü bulunmaktadır.
Yapılan inceleme sonucunda,TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü"nün, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu kapsamında kurulduğu anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalara göre, TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi içinde faaliyet gösteren davacı şirkete ait taşınmaz hakkında işyeri açma ve çalışma izni verilmesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptaline dair davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiği düşünülmektedir.
Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin; 03/03/2014 gün ve 2014/60 esas, 2014/156 karar sayılı; 08/04/2013 gün ve 2012/442 esas, 2013/485 karar sayılı ve 26/01/2015 gün ve 2014/1089 esas, 2014/5 karar sayılı emsal kararlarında da bu hususların vurgulandığı görülmektedir.” denilmek suretiyle 2247 sayılı Kanunun 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Fikret ERES’in katılımlarıyla yapılan 15.02.2016 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME:
Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. ve 13. maddelerinde öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacı şirkete ait Çayırova İlçesi 293 ada 1 sayılı taşınmaz üzerine inşa edilen tesisin maliki olan davacının, söz konusu tesis hakkında işyeri açma ve çalışma izni verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin davalı taraf işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinde 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiş; Değiştirilen, Eklenen ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümler başlıklı 85. maddesinin h bendinde, «…12.4.2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 4 üncü maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Yürürlüğe giren mevzii imar plânına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB tarafından verilir ve denetlenir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi sırasında işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il özel idaresi hesabına yatırılır…»,
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 4.maddesinin altıncı fıkrasında “(Değişik fıkra: 3/7/2005-5393/85 md.) Yürürlüğe giren (…) imar planına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB tarafından verilir ve denetlenir, İşyeri açma ve çalışma ruhsatın verilmesi sırasında işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il özel idaresi hesabına yatırılır.”
5. maddesinde - “(Değişik: 4/7/2012-6353/20 md.) OSB, müteşebbis heyetin başvurusu üzerine Bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri yapabilen veya yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir.
Arazinin mülkiyetinin edinilmesinde yapılan masraflar ile arazi bedeli ödeme yükümlülüğü OSB tüzel kişiliğine aittir.” hükmü yer almakta olup, 12.04.2000 günlü, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun, 04.07.2012 günlü, 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 20.maddesiyle değiştirilen 5.maddesinin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Danıştay Altıncı Dairesi tarafından yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi 31.10.2013 gün, E:2013/49, K:2013/125 sayılı kararı ile özetle; 04.07.2012 günlü, 6353 sayılı Kanun’un 20.maddesiyle değiştirilen 5.maddesinin birinci fıkrasında yer alan ‘’… yapabilen veya … ‘’ sözcüklerinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
8. maddesinde - “Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asıl, beş yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri iki yıl için seçilir.
Yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yönetim kurulu en az ayda iki defa toplanır ve toplantı salt çoğunluk ile yapılır. Geçerli bir mazereti olmadan üst üste yapılan üç toplantıya veya mazereti olsa dahi altı ay içinde yapılan toplantıların en az yarısına katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılırlar. Kararlar salt çoğunlukla verilir. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir.
Yönetim kurulu; kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemeler ile müteşebbis heyetin kararları çerçevesinde OSB’nin sevk ve idaresini yürütmekle görevlidir.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, TOSB Otomotiv Yan Sanayi ihtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olduğu ve özel hukuk tüzel kişilerince tesis edilen işlemlerin yargısal denetiminin adli yargı yerlerince yapılacağının açık olduğu gözetildiğinde, Kocaeli İli, Çayırova İlçesi, G22B14D3D pafta, 293 ada, 1 sayılı taşınmaz üzerine inşa edilen tesisin maliki olan davacının, söz konusu tesis hakkında işyeri açma ve çalışma izni verilmesi isteminin reddine dair davalı OSB tarafından tesis edilen işlemin yargısal denetiminin adli yargı yerinde yapılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, davalı TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi vekilinin görev itirazının Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’nce reddine ilişkin 18.06.2015 gün ve 2015/582 Esas sayılı kararın kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, davalı TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi vekilinin görev itirazının Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’nce REDDİNE İLİŞKİN 18.06.2015 gün ve 2015/582 Esas sayılı KARARIN KALDIRILMASINA, 15.02.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Yusuf Ziyaattin CENİK
Üye Mehmet AKBULUT |
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Fikret ERES |