Esas No: 2012/2–127
Karar No: 2012/257
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/2–127 Esas 2012/257 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık A.B, hırsızlık suçundan beraat etmiştir. Ancak, sanığın elektrik kullanımıyla ilgili suçlamalarıyla ilgili olarak açılmış olan davada, sanığın işlediği suç için dava zamanaşımının gerçekleştiği ve kamu davasının düşürülmesine karar verildiği belirtilmektedir. Bu kararın dayanağı ise 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/4, 104/2 maddeleri ve 5271 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Yasası'nın 223/8 maddeleridir.
"İçtihat Metni"
Tebliğname : 2010/122970
Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi : ADANA 10. Asliye Ceza
Günü : 21.10.2009
Sayısı : 622-258
Hırsızlık suçundan sanık A. B..’un beraatına ilişkin, Adana 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 06.04.2006 gün ve 642-258 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 26.05.2009 gün ve 24455-25543 sayı ile;
“Meskenin borcundan dolayı kesik olan elektriği sayaçtan geçirilmeksizin ve kaçak olarak kullandığı iddiası ile hakkında dava açılan sanığa yüklenen eylemin ilk bakışta suç oluşturmadığının anlaşılması halinde beraat kararı verilebilecekken, 5271 sayılı CYY"nın 193/2. maddesine yanlış anlam verilerek sanığın savunması alınmadan, kanıt takdir edilerek sanığın eyleminin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CYY"nın 193. maddesine aykırı davranılması” isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiş,
Yerel mahkeme ise 21.10.2009 gün ve 622-258 sayı ile;
“...CYY"nın 193/1. maddesi uyarınca konunun suç teşkil etmemesi, hukuki nitelikte bulunması halinde sanığın dinlenmeksizin karar verilmesinin olanaklı olması karşısında, yapılan tespite göre enerjinin sayaçtan geçtiği, ancak teminatsız olarak kullanıldığı, bu durumun da TEDAŞ ile abone arasında hukuki bir ilişki arz ettiği, ortada işlenmiş bir suç bulunmaması nedeni ile sanığın atılı suçtan beraatına karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “bozma” istemli, 08.01.2012 gün ve 122970 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın savunması alınmadan yüklenen suçtan beraat kararı verilmesinin olanaklı olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğinden; TEDAŞ görevlileri tarafından 24.07.2004 tarihinde sanık adına kayıtlı 515685-1 abone nolu sayaç üzerinde yapılan kontrolde, “teminatsız enerji kullanılıyor, enerji sayaçtan geçiyor, sayaç kapağı mühürsüz” şeklinde düzenlenen “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı” üzerine, sanık hakkında 765 sayılı TCY"nın 492/2 ve 522. maddeleri uyarınca 12.04.2005 tarihinde kamu davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Sanığa yüklenen elektrik enerjisi hırsızlığı suçu, 765 sayılı TCY’nın 492/2. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasını gerektirmektedir.
Sanığın 24.07.2004 tarihinde işlediği iddia olunan ve daha ağır başka bir suçu oluşturma olasılığı bulunmayan bu suçu için öngörülen hapis cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCY’nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık asli dava zamanaşımına tabi olup, kesen nedenlerin varlığı halinde bu süre en fazla yarı oranında artarak 7 yıl 6 aya uzamaktadır.
Somut olayda, zamanaşımını kesen en son işlem olan iddianamenin düzenlendiği 12.04.2005 tarihinden itibaren 5 yıllık asli dava zamanaşımının, 12.04.2010 tarihinde ve dosya henüz Ceza Genel Kuruluna gelmeden önce dolduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; asli dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle direnme hükmünün bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda karar verilmesi olanaklı bulunduğundan sanık hakkındaki kamu davasının, 1412 sayılı CYUY’nın 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
Genel Kurul Üyesi V. D.. çoğunluk görüşüne katılmakla beraber; “5271 sayılı CYY"nın 223/9. maddesi uyarınca derhal beraat kararı verilmesini gerektiren bir halin bulunmadığı gözetilerek zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği” düşüncesiyle, direnme hükmünün değişik gerekçe ile bozulması gerektiği yönünde oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Adana 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.10.2009 gün ve 622-258 sayılı direnme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CYUY’nın 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının, 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.