Esas No: 2020/2909
Karar No: 2020/5750
Karar Tarihi: 09.12.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2909 Esas 2020/5750 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 31.01.2017 tarih ve 2014/310 E- 2017/91 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi"nce verilen 21.03.2019 tarih ve 2018/55 E- 2019/619 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalılar arasında mal alım satımından kaynaklı ticari ilişki bulunduğunu, davalıların adi ortaklık yaptıklarını, takibe konu 6 adet irsaliyeli faturaya konu mal bedelinin ödenmediğini, haklarında başlatılan icra takibine haksız itiraz ettiklerini belirterek davalıların itirazlarının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalılar ile davacı firma arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, davacı firmadan mal satın alınmadığını bu nedenle davacı firmaya borçları bulunmadığını, davacı tarafından mal teslimi yapılan kişinin davalılar çalışanı olmadığını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatı istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalıların adi ortaklık temeline dayalı ticari faaliyette bulundukları sonucuna varılmamakla birlikte dava ve takip konusu faturaların ve fatura konusu malların davalılar tarafından teslim alındığı, teslim alan şahsın tanık ... olduğu, her ne kadar ..."ın davalılar yanında çalıştığına dair resmi kurum kayıtları bulunmamakta ise de adı geçen şahsın hizmet sözleşmesi veya vekalet sözleşmesi kapsamında davalılar ad ve hesabına hareket ettiği bu hususun dosyada mevcut teslim ve tevdi alınan çekler, teslim tesellüm makbuzları, tanığın aksi doğrulanamayan açık beyanı ve tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, davacının satım sözleşmesi kapsamında satış bedeli olarak faturaya dayalı icra takibi başlatmasının haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce, davalılardan ... ile davacı şirket arasında 2007 yılından itibaren ticari ilişki bulunduğu, ürünlerin ambar fişleri imzalanmak suretiyle teslim edildiği ve 2008 yılından itibaren ... adına dava dışı tanık ..."ın sipariş fişlerini imzalayarak malları teslim aldığı, davacı şirkete ... ve ... tarafından bir kısım ödemeler yapıldığı, tanık ..."ın alınan yeminli ifadesinde davalılar yanında çalıştığını kabul ettiği , bu durum nazara alınarak takibe konu faturalara konu malların davalıların çalışanına teslim edildiğinin kabulü ile davacı şirketin davalılardan alacaklı olduğu, bu nedenle mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle maddi hukuka ve muhakeme hukukuna uygun bulunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/55 esas ve 2019/619 karar sayılı 21.03.2019 tarihli kararın ONANMASINA, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 5.775,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 09.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.