Esas No: 2016/54
Karar No: 2016/89
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2016/54 Esas 2016/89 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2016 / 54 KARAR NO : 2016 / 89 KARAR TR : 15.02.2016 |
ÖZET: 2918 sayılı Yasa’dan kaynaklanan sorumluluk davasının ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü
Vekili :Av.H.A.S.
Davalılar :1.M.A. (Adli Yargıda)
Vekili : Av.H.A.
2.Karayolları Genel Müdürlüğü (Adli ve İdari Yargıda)
Vekili : Av. M.Ö.
O L A Y : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 09.10.2011 tarihinde polis memuru M. A.’ın 09 A 0553 plakalı emniyet aracını kullanırken İzmir karayolunda otobana çıkan köpeğe çarpması sonucunda hizmet aracında hasar meydana geldiğini, bu konuda Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/259 Değişik İş sayılı tespit davası açıldığını, tespit davasında aldırılan bilirkişi raporunda; araçta meydana gelen hasarın giderilebilmesi için gereken miktar ve araç değer kaybı ile birlikte toplam hasar bedelinin 9.989,50 TL olarak tespit edildiğini belirterek; kaza sonucu ortaya çıkan 9.989,50 TL zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı Mehmet Aras ve Karayolları Genel Müdürlüğünden tahsili istemiyle adli yargıda dava açmıştır.
AYDIN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 17.05.2013 gün ve E:2011/669 K:2013/373 sayılı kararında; “…Davacı haksız fiile dayalı maddi tazminat talebinde bulunmuştur, davalılar davanın reddini savunmuştur. Dosya içerisinde mevcut 28/01/2013 tarihli bilirkişiler Murat Vural ve arkadaşlarına ait rapordan davalı Mehmet Aras"a atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, böylelikle meydana gelen zararda illiyet bağının bulunmadığı anlaşılmakla bu davalı yönünden açılan davanın reddine, zararın meydana gelmesinde davalı Kara yollarının % 100 kusurlu olduğu, böylelikle hukuka aykırı eylem, illiyet ve zarardan dolayı davalı Kara yollarının sorumlu olduğu, davacının 8.200 TL tazminatını olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte isteyebileceği tespit gideri olan 447,20 TL"yi bu davalıdan isteyebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davalı Mehmet Aras yönünden açılan davanın reddine, davalı Karayolları aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 8.200 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 09/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Karayollarından alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar vermiş, verilen karar davacı vekili ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY 17.HUKUK DAİRESİ: 03.12.2013 gün ve E: 2013/18298, K:2013/17087 sayılı kararında: “…1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda davalı sürücü Mehmet Aras"a kusur izafe edilememesi ve bu raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı Mehmet Aras hakkındaki davanın kusur bulunmaması nedeniyle reddine dair kararı bu yönüyle temyiz eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2.Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait sigortalı aracın, otoyol güvenliğinin davalı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından sağlanmaması sebebiyle, yola çıkan başıboş köpeğe çarpması sonucunda meydana gelen kaza nedeniyle hasarlandığı iddiasıyla Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davada mahkemece; işin esasına girilerek davalı idare aleyhine hüküm kurulmuştur. Ancak Karayolları Genel Müdürlüğü, kamu tüzel kişisi olup, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan bu davada mahkemenin, yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
3.Bozma nedenine göre davacı vekili ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.” şeklindeki gerekçesi ile (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı Mehmet Aras hakkındaki karara yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermiş, hüküm Mehmet Aras yönünden 02.05.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
AYDIN 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 07.11.2014 gün ve E:2014/613, K:2014/957 sayılı kararında bozma ilamına uyarak ve bozma ilamında belirtilen gerekçelerle davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın Adli Yargı yolu şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiş ve verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez aynı istemle Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine idari yargı yerinde dava açmıştır.
AYDIN 1. İDARE MAHKEMESİ: 04.01.2016 gün ve E:2015/40 sayılı gönderme kararında; “…2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesinde; adli, idari, askeri yargı merciilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvuracağı ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteleyeceği, Yargı merciince, önceki görevsizlik kararma ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyalarının Uyuşmazlık Mhakemesine gönderileceği hüküm altına alınmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun Görevli ve yetkili Mahkeme başlıklı 110.maddesinde : " (Değişik: 11/1/2011-6099/14 md.)İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil,bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür, "hükmü yer almaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; 09.10.2011 tarihinde Aydın Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılan ve sürücülüğünü Polis Memuru M.A.’ın yaptığı 09 A 0553 plakalı 2009 model Renault Megane marka araç İzmir-Aydın otobanı 20.km de otobana çıkan köpeğe çarpması neticesinde meydana gelen maddi zararın tazmini talebiyle Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/669 esas sayılı dosyası ile Karayolları Genel Müdürlüğü ve Polis Memuru M.A. aleyhine tazminat davası açıldığı, Mahkemenin 2013/373 karar sayılı kararı ile davanın Polis Memuru M.A. yönünden reddine, Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden ise kısmen kabul-kısmen reddine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2013/18298 esas ve 2013/17087 karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının Polis Memuru M.A. yönünden onandığı, Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden ise davanın görüm ve çözümünün İdare Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görev yönünden bozulduğu,bozma kararı üzerine Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/613 esas,2014/957 karar sayılı kararı ile "Adli Yargı yolu şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine" karar verildiği,bu görevsizlik kararının 08.01.2015 tarihinde kesinleşmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110.maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren konularda alınacak önlemleri kapsadığı, dolayısıyla karayollarında oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak tazminat davalarının görevli ve yetkili Adli Yargı Merciilerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” şeklindeki gerekçe ile, davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Kanun"un 19. maddesi uyarınca dava dosyasının adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilene kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Fikret ERES’in katılımlarıyla yapılan 15.02.2016 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un adli yargı, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi zararın tazmini istemiyle açılmış tazminat davasına ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun, “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:
a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,
b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,
c) (Mülga: 17/10/1996 - 4199/47 md.)
d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,
e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,
f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,
g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,
h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,
i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)
j) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,
k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.
(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.)” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.
Dava dosyalarında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; 09.10.2011 tarihinde Emniyet Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılan ve sürücülüğünü polis memuru M.A.’ın yaptığı 09 A 0553 plakalı aracın, otobana çıkan köpeğe çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda uğranıldığı iddia olunan zararın davalıdan tazmini istemiyle davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)
Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısiyle 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Aydın 1.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.11.2014 gün ve E:2014/613, K:2014/957 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Aydın 1.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.11.2014 gün ve E:2014/613, K:2014/957 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 15.02.2016 gününde, Üye Süleyman Hilmi AYDIN’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Yusuf Ziyaattin CENİK
Üye Mehmet AKBULUT |
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Fikret ERES |
KARŞI OY
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 28.09.2015 gün ve E:2015/580 K:2015/592 sayılı kararında belirtmiş olduğum düşünce doğrultusunda sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. 15.02.2016
ÜYE
Süleyman Hilmi AYDIN