Esas No: 2011/1-379
Karar No: 2012/77
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/1-379 Esas 2012/77 Karar Sayılı İlamı
- RUHSATSIZ SİLAH TAŞIMA SUÇU
- ZAMANAŞIMI
- DÜŞME
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 59
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 102
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 104
- ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA KANUN (6136) Madde 13
"İçtihat Metni"
6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan sanık Bahattin’in, anılan Yasanın 13/1 ve 765 sayılı TCY’nın 59. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 285 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine ilişkin, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13.12.2005 gün ve 135-186 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 08.06.2007 gün ve 5774-4651 sayı ile;
“…2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Bahattin’in kasten yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı haksız tahrik ve takdiri indirim sebeplerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Bahtiyar müdafiinin suç kastına, takdire, müdahil Hüseyin müdafiinin Bahattin yönünden suç vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
a- Sanık Bahattin hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hüküm 647 sayılı yasanın 4 maddesi gereğince adli para cezasına çevrilirken adli para cezasının 189 YTL yerine 180 YTL olarak hesaplanması sonucu eksik cezaya hükmolunması,
b- Sanıkların yargılama giderinden ayrı ayrı sorumlu tutulması gerekirken CMUK.nun 326. maddesine aykırı olarak birlikte ve müteselsilen sorumlu tutulmaları,
c- Duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettiren müdahil Mustafa ve müdahil sanık Hüseyin lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
d- 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 9. maddesine göre, 765 sayılı Türk Ceza Yasası ile 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının olayla ilgili bütün hükümlerinin yargı denetimine olanak verecek biçimde uygulanması, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması, lehe olan hükmün belirlenmesi ve uygulamanın ona göre yapılması gerektiği düşünülmeden sadece yasa maddelerinin gösterilmesi suretiyle somut uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Bahattin, müdahil Mustafa ve müdahil Hüseyin müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan kasten yaralama suçundan kurulan hükmün bu nedenle, sanık Bahattin hakkındaki 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hüküm ise bağlantı nedeniyle tebliğnamedeki düşünce hilafına bozulmasına” karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesince 09.10.2007 gün ve 135-222 sayı ile; sanığın aynı yasa maddelerinin uygulanması suretiyle aynı ceza ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesince verilen 11.05.2011 gün ve 17051-3409 sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği Yargıtay 1. Ceza Dairesince 15.09.2011 gün ve 6005-5180 sayı ile;
“…2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın ‘6136 sayılı Kanuna muhalefet’ suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim nedeninin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, bozmaya uyularak verilen hükümde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,
CMUK.nun 322.maddesindeki yetkiye dayanılarak, 5083 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, hükümden sonra yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 gün ve 2007/11963 sayılı kararı uyarınca hüküm fıkrasının mahsus bölümlerinden ‘YTL’ ibarelerinin çıkartılarak, yerine ‘TL’ ibarelerinin eklenmesine karar verilmek suretiyle düzeltilen hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi onanmasına,” karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 12.10.2011 gün ve 63808 sayı ile;
“6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesinde karşılığını bulan ruhsatsız silah taşımak suçunun cezasının üst sınırı üç yıldır.
Öte yandan sanığa atılı suçun temas ettiği yasa maddesinde gösterilen cezanın üst sınırına ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerine göre, dava 7 yıl 6 aylık kesintili zamanaşımına tabidir.
Sanığın 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçuna esas teşkil eden eylemini gerçekleştirdiği tarih 08.06.2003 tarihi olup Yargıtay 1. Ceza Dairesindeki inceleme tarihi ise 15.09.2011 tarihi olup suç ve inceleme tarihleri arasında bu sürenin dolmuş bulunduğu anlaşılmakla hükmün CMUK’nun 321. maddesi gereğince bozulması, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK’nun 322. maddesi ve 765 sayılı TCK’nun 102/4. madde ve fıkrası gereğince sanık hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri de gözetilerek düşürülmesi gerekirken yazılı şekilde düzeltilerek onama kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle itirazımızın kabulü ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılması, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/135-22 esas ve karar sayılı 09.10.2007 tarihli 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan sanık hakkında açılan davasının zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri de gözetilerek düşürülmesi” istemiyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme, sanığın 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçuyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Sanığın 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Özel Dairece incelemenin yapıldığı 15.09.2011 tarihi itibarıyla dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
08.06.2003 tarihinde işlenen ruhsatsız silah taşıma eylemi nedeniyle açılan kamu davasında sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, yargılama sürecinde dava zamanaşımını durduran bir nedenin olmadığı, zamanaşımını kesen en son işlemin 09.10.2007 tarihli mahkûmiyet hükmü olduğu anlaşılmaktadır.
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve lehe hükümler içeren 765 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 102. maddesinde, yasalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiştir. Zamanaşımını kesen sebepler ise aynı Yasanın 104/2. maddesinde sayılmıştır.
Buna göre, bir suçla ilgili olarak; sanık hakkında yakalama, tutuklama ve ihzar müzekkereleri düzenlenmesi, sanığın adli makamlar huzurunda sorguya çekilmesi, iddianame düzenlenmesi ve mahkûmiyet kararı verilmesi hallerinde dava zamanaşımı kesilecektir.
Zamanaşımını kesen bir nedenin bulunması halinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Yasada belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun 23.01.2007 gün ve 254-5 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında da açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme ya da Yargıtay, re’sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığa yüklenen ruhsatsız silah taşıma suçuna 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde öngörülen yaptırıma göre, 765 sayılı TCY’nın 102/4. maddesi uyarınca bu suçun asli dava zamanaşımı 5 yıl, 104/2. maddesi de göz önünde bulundurulduğunda kesintili zamanaşımı 7 yıl 6 aydır. Suçun 08.06.2003 tarihinde işlendiği ve zamanaşımını durduran bir nedenin de bulunmadığı inceleme konusu olayda, kesintili zamanaşımının Özel Dairece incelemenin yapıldığı 15.09.2011 gününden önce 08.10.2010 tarihinden dolduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire düzelterek onama kararının kaldırılmasına ve sanık hakkındaki 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılan kamu davasının 1412 sayılı CYUY’nın 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15.09.2011 gün ve 6005-5180 sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.10.2007 gün ve 135-222 sayılı hükmünün sanığın 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu yönünden BOZULMASINA,
Yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CYUY’nın 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 322. maddesi uyarınca karar verilmesi olanaklı bulunduğundan, sanık hakkındaki 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılan kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
4- Dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.03.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.