Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/162 Esas 2017/195 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2017/162
Karar No: 2017/195

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/162 Esas 2017/195 Karar Sayılı İlamı

          T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS     NO : 2017/162

            KARAR NO : 2017/195

            KARAR TR : 13.03.2017

ÖZET : Aydın Büyükşehir Belediyesi Aykome Kuruluş Görev Çalışma ve Usulleri Uygulama  Yönetmeliğinin  26. maddesinin  bir, sekiz ve on dokuzuncu  fıkraları uyarınca verilen para cezasının iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı             :B.Müh. Müş. Taah. Tic. Ltd. Şti.

Vekili              : Av. Ş.Ü.

Davalı             : Aydın  Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. P.Y.T.

                          

O L A Y         : Aydın Büyükşehir Belediyesi Encümeninin 13.1.2016 gün ve 11sayılı kararı ile, Aydın Büyükşehir Belediyesi Alt Yapı Koordinasyon Şube Müdürlüğü kontrol personelleri tarafından yapılan kontrollerde,  Aydın İli, Efeler İlçesi, Kemer Mahallesinde, davacı B.Mühendislik Müş. Taah. Tic. Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirilen altyapı kazı işlemlerinde, Alt Yapı Koordinasyon Merkezi Kuruluş Görev Çalışma ve Usulleri Uygulama Yönetmeliğine uygun çalışma yapılmadığının tespit edildiğinden bahisle, davacı adına, aynı Yönetmeliğin 26. maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak ruhsatsız ve çalışma bildirimsiz kazı yapılması sebebiyle 6.448,00 TL olan zemin tahrip bedelinin beş katı olarak 32.240,00 TL, sekizinci fıkrasına aykırı olarak çalışmalar esnasında hiçbir trafik ve emniyet tedbiri alınmadığından 3.000,00 TL ve on dokuzuncu fıkrasına aykırı olarak çalışma ile ilgili, çalışmanın yapıldığı belirli bir noktada bildirme levhası üzerine ilgili kurumun amblemi, kurumun adı, telefon numarası, çalışmanın süresi ve içeriği gibi tanıtıcı bilgiler içeren bir tabela bulundurulmadığından 1.000,00 TL olmak üzere toplam olarak 36.240,00 TL yaptırım bedeli tahakkuk ettirilmesine karar verilmiş, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Fen İşleri Dairesi Başkanlığı Alt Yapı Koordinasyon Şube Müdürlüğünün  11.4.2016  gün ve ….2089-10174  sayılı işlemi ile, uygulanan yaptırım bedelinin 30 gün içinde ödenmesi hususu davacıya bildirilmiştir.

Davacı vekili,  para cezasına ilişkin kararın iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Aydın  Büyükşehir Belediyesi  vekili süresi içinde, idari para cezasının iptali istemiyle açılan dava yönünden görev itirazında bulunmuştur.

            AYDIN  2. İDARE MAHKEMESİ: 17.8.2016 gün ve E:2016/1047 sayı ile, davaya konu edilen işlemin idari para cezası olmadığı gibi kanuni dayanağı da olmayan bir idari yaptırım şeklindeki zarar-ziyan bedelinin tahsiline yönelik, tek yanlı ve icrai nitelik taşıyan, tipik bir idari işlem olduğunun görüldüğü açıklanarak, bu işlemin iptali için açılan davada idari yargının görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin, adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; davaya konu idari para cezasının, Aykome Yönetmeliği uyarınca verildiği, Yönetmeliğin 3. maddesine göre, bu Yönetmeliğin,  5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 8. maddesi, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesi ve 15. maddesinin (b) bendi, 18. maddesinin (f) bendi, 34. maddesinin (e) bendi ve Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon  Merkezleri Yönetmeliğine dayanılarak hazırlandığının anlaşıldığı, 5326 sayılı Yasa’nın 27. maddesinde ise “(1) İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir.” hükmünün bulunduğu, buna göre, Aykome Yönetmeliği uyarınca verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın görüm ve çözümüne ilişkin ilgili yasalarda hüküm bulunmaması ve Uyuşmazlık Mahkemesinin 26.9.2016 gün ve E:2016/356,K:2016/397 sayılı emsal kararı nedeniyle, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 ve 27. maddelerine göre adli yargının görevli olduğunu belirterek, 2247 sayılı Kanun’un 10 ve 13. maddeleri gereğince  olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcısının yazılı düşüncesi alınmamıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 13.03.2017 günlü toplantısında:

1-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Davalı Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasa’nın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddesinde belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddesinde öngörülen biçimde davada olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi .

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Aydın Büyükşehir Belediyesi Aykome Kuruluş Görev Çalışma ve Usulleri Uygulama  Yönetmeliğinin  26. maddesinin  bir, sekiz ve on dokuzuncu  fıkraları uyarınca verilen para cezasının iptali istemiyle açılmıştır.

Aydın Büyükşehir Belediyesi Aykome Kuruluş Görev Çalışma ve Usulleri Uygulama  Yönetmeliğinin, “Amaç” başlığı altında düzenlenen 1. maddesinde,  Bu Yönetmeliğin amacı; Aydın il mülki sınırları içindeki altyapı hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla Aydın Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Altyapı  Koordinasyon Merkezinin çalışma esas ve usullerini düzenlemektir.”; “Kapsam” başlığı altında düzenlenen 2. maddesinde, “Bu Yönetmelik; Aydın Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisindeki altyapı hizmetlerinin koordinasyon içerisinde yürütülebilmesi amacıyla Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinde yer almayan altyapı ruhsat süreçlerini, hizmetin nitelik ve niceliğini, mahalli özelliklerini, yatırımlarla ilgili her türlü inşaat ve kazı yapılmasında, bağımsız ve ortak tranşe açılmasında ve benzeri konularda uyulması gereken zaman ve şartlara ilişkin esaslar ile altyapı yatırım hesabının oluşumunu ve gelirini kapsar.”; “Dayanak” başlıklı 3. maddesinde, “Bu Yönetmelik 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa, 5393 sayılı Belediye Kanununa ve 15.06.2006 tarih 26199 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğine dayanılarak hazırlanmıştır.” denilmiş;

“Yaptırımlar” başlıklı 26. maddesinde, “1. Kamu Kurum ve Kuruluşları, özel ve tüzel kurum, kuruluşlar ve şahıslar tarafından ruhsatsız ve çalışma bildirimsiz kazı yapılması halinde caddelerden 5 misli,sokaklardan 3 misli zemin tahrip ücreti alınır. Tespit edilen çalışma toprak alanda yapılmakta ise stabilize zemin olarak işlem yapılır. Saha dolabı, kutu vb. çalışmaların izinsiz yapıldığı tespit edildiğinde tutanakla uyarı yapıldıktan sonra 24 saat içerisinde ruhsat başvurusunun yapılmaması durumunda her bir adedi için, yaptırım bedelleri cetvelinde (Ek:8)   belirtilen miktarda bedel alınır.

2. Kazısız çalışmaların (madde 16/9) izinsiz yapıldığı tespit edilmesi durumunda her bir tutanak için yaptırım bedelleri cetvelinde (Ek:8)   belirtilen miktarda bedel alınır.

3. Kazılan ve dolgusu yapılan yerin çalışma tamamlandıktan sonra teknik bir hatadan dolayı 1 yıl içerisinde çökmesi halinde, üstyapı düzenlemesi bitmiş ise çöken kısmın zemin tahrip bedelinin 5 katı alınır. Üstyapı tamamlanmamış ise çalışmayı yapan kurum tarafından dolgusu yapılır, yapılmaması halinde stabilize zemin bedeli üzerinden 5 katı bedel alınır.

4. AYKOME tarafından alınan karar doğrultusunda kazı yasaklarının uygulandığı tarihlerde yapılan izinsiz kazılarda zemin tahrip ücretinin 10 katı bedel alınır.

5. Kazıdan çıkan malzemenin tekrar dolgu olarak kullanıldığı tespit edildiğinde tutanakla uyarı yapıldıktan sonra 24 saat içerisinde olumsuzluğun giderilmemesi durumunda çalışma durdurulur, her bir metre için yaptırım bedelleri cetvelinde (Ek:8)   belirtilen miktarda bedel alınır.

6. Ruhsat da üstyapının eski haline getirileceği taahhüt edilmesine rağmen ruhsata özel şartlarda belirtilen süre içerisinde üstyapı çalışmasına başlanılmaması durumunda olumsuzluk yazı ile ruhsat sahibine tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren abone ve arıza çalışmalarında 5 gün, şebeke çalışmalarında 10 gün içerisinde üstyapı tamirine başlanılmaması halinde ilgili belediye tarafından üstyapı yapılır ve ruhsat sahibinden zemin tahrip ücretinin 3 katı bedel alınır.

7. Altyapı çalışmalarında asfalt kesme makinesinin kullanılması gerektiği durumlarda kullanılmadığı tespit edildiğinde metre başına yaptırım bedelleri cetvelinde (Ek:8)   belirtilen miktarda bedel alınır.

8. Çalışmalar esnasında hiçbir trafik ve emniyet tedbirinin alınmadığı tespit edildiğinde yaptırım bedelleri cetvelinde (Ek:8)  belirtilen miktarda bedel alınır.

(.........)

19. Çalışma ile ilgili, çalışmanın yapıldığı belirli bir noktada bildirme levhası üzerine ilgili kurumun amblemi, kurumun adı, telefon no’su, çalışmanın süresi ve içeriği gibi tanıtıcı bilgiler içeren bir tabela bulundurulmaması durumunda tutanakla tespit edilir, ilgili kurumdan yaptırım bedelleri cetvelinde (Ek:8)(1)  belirtilen miktarda bedel alınır. 24 saat içerisinde eksikliğin giderilmemesi durumunda yaptırım bedelleri cetvelinde (Ek:8)(2)  belirtilen miktarda bedel alınır. Arızalar için bu bilgilendirme tabelası bulundurma zorunluluğu yoktur. Kurum tabelalarının bulunması yeterlidir.” hükümleri yer almıştır.

Yönetmeliğin dayanağını oluşturan Yasalardan,  5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun “Alt Yapı Hizmetleri” başlıklı 8. maddesinde, “Büyükşehir içindeki alt yapı hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin başkanlığında, yönetmelikle belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşların temsilcilerinin katılacağı alt yapı koordinasyon merkezi kurulur. Büyükşehir ilçe belediye başkanları kendi belediyesini ilgilendiren konuların görüşülmesinde koordinasyon merkezlerine üye olarak katılırlar. Alt yapı koordinasyon merkezi toplantılarına ayrıca gündemdeki konularla ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının (oda üst kuruluşu bulunan yerlerde üst kuruluşun) temsilcileri de davet edilerek görüşleri alınır.

Alt yapı koordinasyon merkezi, kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlar tarafından büyükşehir içinde yapılacak alt yapı yatırımları için kalkınma plânı ve yıllık programlara uygun olarak yapılacak taslak programları birleştirerek kesin program hâline getirir. Bu amaçla, kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlar alt yapı koordinasyon merkezinin isteyeceği coğrafî bilgi sistemleri dâhil her türlü bilgi ve belgeyi vermek zorundadırlar. Kesin programlarda birden fazla kamu kurum ve kuruluşu tarafından aynı anda yapılması gerekenler ortak programa alınır. Ortak programa alınan alt yapı hizmetleri için belediye ve diğer bütün kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerine konulan ödenekler, alt yapı koordinasyon merkezi bünyesinde oluşturulacak alt yapı yatırım hesabına aktarılır. 

Ortak programa alınan hizmetler için kamu kurum ve kuruluş bütçelerinde yeterli ödeneğin bulunmadığının bildirilmesi durumunda, büyükşehir belediyesi veya ilgisine göre bağlı kuruluş bütçelerinden bu hizmetler için kaynak ayrılabilir. Kamu kurum ve kuruluşları alt yapı ortak yatırım hizmetleri için harcanan miktarda ödeneği, yeniden değerleme oranını da dikkate alarak ertesi yıl bütçesinde ayırır. Ayrılan bu ödenek belediye veya ilgili bağlı kuruluşunun hesabına aktarılır. Bu bedel ödenmeden ilgili kamu kurum veya kuruluşu, büyükşehir belediyesi sınırlarında yeni bir yatırım yapamaz.

Ortak programa alınmayan yatırımlar için bakanlıklar, ilgili belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşları alt yapı koordinasyon merkezi tarafından belirlenen programa göre harcamalarını kendi bütçelerinden yaparlar.

Koordinasyon merkezleri tarafından alınan ortak yatırım ve toplu taşımayla ilgili kararlar, belediye ve bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcıdır.

Alt yapı koordinasyon merkezinin çalışma esas ve usulleri ile bu kurullara katılacak kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. İçişleri Bakanlığı, çıkarılacak bu yönetmeliğin, alt yapı yatırım hesabının kullanılması ve ödenek tahsisi ve aktarmasına ilişkin kısımları hakkında, Maliye Bakanlığı ve Devlet Plânlama Teşkilâtı Müsteşarlığının görüşünü alır.” hükmüne yer verilmiş, diğer dayanak olarak gösterilen 5393 sayılı Belediye Kanununun, “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı  14. maddesinde,            “Belediye mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla; a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor; sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler.” denilmiş, 15. maddesinin (b) bendinde “Kanunların belediyeye verdiği yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarmak, belediye yasakları koymak ve uygulamak, kanunlarda belirtilen cezaları vermek.” Belediyenin yetkileri ve imtiyazları arasında, 18.maddesinin  (f) bendinde,   “Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek. ” Belediye meclisinin görev ve yetkileri arasında, 34. maddesinin (e) bendinde, “Kanunlarda  öngörülen  cezaları  vermek.”  Belediye encümeninin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre hazırlanan, Aydın Büyükşehir Belediyesi Aykome Kuruluş Görev Çalışma ve Usulleri Uygulama  Yönetmeliği uyarınca verilecek para cezalarına karşı yapılacak itiraz konusunda görevli yargı yerini belirleyen bir hükme, gerek Yönetmelikte gerekse anılan Kanunlarda yer verilmemiştir. 

Kaldı ki, Belediye  encümenlerinin Kabahatler Kanunu hükümlerine göre idari para cezası ve idari tedbir kararları verebileceğine dair 1608 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 tarih ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil Kanunun 1. maddesinde de; “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere  veya yapmayanlara belediye encümenince Kabahatler Kanununun 32 nci maddesi hükmüne göre idarî para cezası ve yasaklanan faaliyetin menine karar verilir. Bu kararda ilgili kişiye bir süre de verilebilir.” hükmü yer almıştır.

1.6.2005 tarihinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun yürürlüğe girmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nce, sözü edilen Kanun’un diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımlar ile bunlara karşı yapılacak itirazlara ilişkin görev hükümleri üzerindeki etkisinin incelenmesi sonucunda: diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımın, dayanağı olan yasanın amacı dikkate alınarak; Kabahatler Kanunu’nun 1., 2., 16. ve 19. maddelerinde belirtilen koşulları taşıması,  27. maddenin (1) numaralı bendinde belirtilen idari yaptırımlardan olması halinde, idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin olanlarına karşı 1.6.2005 tarihinden sonra yapılacak itirazlarda sulh ceza mahkemelerinin genel görevli kılındığına ve bu nedenle doğan görev uyuşmazlıklarında adli yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.

Daha sonra,  30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3 üncü maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesinde,           “(1) Bu Kanunun;

            a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

            b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

            uygulanır.” denilmiş; Kanunun “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise, “idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mah-kemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir ” düzenlemeleri yer almıştır.

            Bu düzenlemelere göre;  Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer Kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

         Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

          Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

          Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta, idari para cezasına ilişkin görevli mahkemeyi belirleyen yasa kuralı değiştirilmiş ve yeni düzenleme 19.12.2006 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olduğuna göre, görev kuralının geçmişe etkili olacağı yolundaki genel hukuk ilkesi karşısında, verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin ilgili maddelerine dayanılarak hazırlanan, Aydın Büyükşehir Belediyesi Aykome Kuruluş Görev Çalışma ve Usulleri Uygulama Yönetmeliği ve anılan Kanunlarda görevli yargı yeri hususunda hüküm bulunmadığından, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin, Aydın 2. İdare Mahkemesince verilen 17.8.2016 gün ve E:2016/1047 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin, Aydın 2. İdare Mahkemesince verilen 17.8.2016 gün ve E:2016/1047 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 13.03.2017 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

 

Üye

 Mehmet

 AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

 

Üye

 Yüksel

  DOĞAN

 

 

 

 

 

Hemen Ara