Esas No: 2021/44210
Karar No: 2022/18963
Karar Tarihi: 06.10.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/44210 Esas 2022/18963 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2021/44210 E. , 2022/18963 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kasten yaralama, mala zarar verme, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A- Sanık ...'ya yükletilen kasten yaralama ve tehdit suçlarından dolayı verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
Anlaşıldığından, tebliğnameye uygun olarak, katılan ... vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemi hakkında KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
B- Sanık ...'ya yükletilen mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün sanık ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan temyizi ile sanık ...'a yükletilen kasten yaralama, mala zarar verme ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin sanık ... tarafından yapılan temyizinin incelenmesinde;
1- Sanık ...'ya yükletilen mala zarar verme suçundan kurulan hükümde öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle temyiz edilemez olduğu,
2- Sanık ...'un ise, 22/05/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen kararı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesinde belirlenen bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz ettiği,
Anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, sanık ..., katılan ... vekili ve O Yer Cumhuriyet Savcısının TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
C- Sanıklar ... ve ...'e yükletilen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Temyiz isteminin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Sanıklara atılı suçun kanun maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı uyarınca, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesine göre, suçun tabi bulunduğu 8 yıllık olağan dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından, katılan ... vekili ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmekle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve CMK'nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞMESİNE,
D- Sanıklar ..., ..., ... ve ...'a yükletilen suçlardan kurulan diğer hükümlerin incelenmesinde ise;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanık ...'ın, diğer sanıklar ..., ... ve ...'u azmettirdiğinin ve araçta bulunan tüfekten haberdar olduğunun kabul edilmesine karşın, sanıklar ... ve ... hakkında birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit suçundan hüküm kurulmaması,
2- Sanıklar ..., ..., ... ve ...'un birlikte hareket ettiğinin kabul edilmesine karşın, sanıklar ... ve ...'un eylemlerinin TCK’nın 106/2-a ve 106/2-c maddelerinde düzenlenen birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit suçunu oluşturduğu ve birden fazla nitelikli halin gerçekleşmesi nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanıklar ... ve ... hakkında yalnızca TCK’nın 106/2-a maddesinin uygulanması suretiyle hükümler kurulması,
3- Sanıklar ... ve ...'in tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyetlerinin, kesin nitelikteki adli para cezalarından ibaret olması karşısında, sanıklar hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
4- TCK’nın 29. maddesinde ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için mağdurdan kaynaklanmış haksız bir davranış veya söz bulunması, sanığın da bu haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi gerekmektedir. Haksız tahrikin suça iştirak edenlerden her birine uygulanabilmesi için, tahrike ilişkin koşulların tüm şerikler hakkında geçerli olması zorunludur. Somut olayda ise, katılan ...'ın mesaj atmak suretiyle gerçekleştirdiği iddia edilen hakaret suçunun yalnızca sanık ...'a karşı işlendiği ve diğer sanıklara yönelmediği, başka bir ifadeyle haksız tahrik oluşturan davranışların, sanık ... ile aynı konumda bulunmayan sanıklar açısından haksız tahrik nedeni oluşturmadığının anlaşılması karşısında, tüm sanıklar hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması,
Kanuna aykırı ve katılan ... vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.